Danıştay Kararı 10. Daire 2019/4635 E. 2020/4199 K. 26.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/4635 E.  ,  2020/4199 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4635
Karar No : 2020/4199

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolundaki kararının davalı idare tarafından iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, işyerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucu hazırlanan … tarih ve … sayılı inceleme raporu uyarınca, iş yeri bildirgesi ile 34 işçinin işe giriş bildirgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmediğinden bahisle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. maddesi uyarınca 68.501,00 TL idari para cezası ile tecziyesine ilişkin Sakarya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Karasu Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; gerek 20/02/2013 tarihli teftiş esnasında işveren vekili tarafından yapılan beyandan, gerekse davacının idareye ibraz ettiği 21/03/2013 tarihli düzeltme bildirimine dair dilekçeden işyerinde 18/02/2013 tarihi itibari ile personel çalıştırılmaya başlandığının anlaşıldığı, 5510 sayılı Kanun’a göre, işyeri bildirgesinin en geç, personel çalıştırılmaya başlanıldığı tarih olan 18/02/2013 günü içinde verilmesi gerekirken, bu süre içerisinde verilmediği, bildirgenin 20/02/2013 tarihinde verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, söz konusu fiilin sübuta erdiği ve dava konusu işlemin, davacının 1.957,00 TL tutarında para cezası ile tecziye edilmesine dair kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının 34 sigortalının işe giriş bildirgesini çalışanların işe başladıkları tarihten önce mi yoksa sonra mı verdiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği, hem 20/02/2013 tarihli teftiş esnasında işveren vekili tarafından yapılan beyandan, hem de davacının idareye ibraz ettiği 21/03/2013 tarihli düzeltme bildirimine dair dilekçeden; işyerinde 18/02/2013 tarihi itibari ile personel çalıştırılmaya başlandığının anlaşıldığı, davacının işyerinde personel çalıştırmaya başladığı tarih olan 18/02/2013 tarihinden evvel, yani en geç 17/02/2013 tarihi itibari ile işyerinde çalışacak olan personelin işe giriş bildirgesini Kuruma vermesi gerekirken, 20/02/2013 tarihinde Kuruma verdiğinin görüldüğü, bu durumda davacının işe giriş bildirgesini Kanun’da öngörülen kurala aykırı şekilde verdiği, dolayısıyla cezaya esas alınan fiilin sübuta erdiği, ancak olayda ceza miktarının belirlenmesine esas alınan çalışan sayısının çelişkili olduğu diğer bir ifadeyle, 18/02/2013 tarihi itibari ile işyerinde kaç işçinin fiilen işbaşı yaptığının, işyerindeki işçilerin tamamının mı, yoksa bir kısmının mı 18/02/2013 tarihinde yahut 20/02/2013 tarihinde işe başladığının dosya kapsamından net olarak anlaşılamadığı, zirâ İş Müfettişiliği tarafından yapılan denetim esnasında düzenlenen 20/02/2013 tarihli tutanakta, işveren vekilince 42 işçi ve bir öğrenci stajyer olarak 43 işçinin çalıştığı; ancak 7 çalışanın izinli olmasına istinaden 20/02/2013 günü işe gelmediğinin beyan edildiği, davacı tarafından verilen 20/02/2013 tarihli işyeri bildirgesinde ise, işyerinde 43 kişinin çalışacağı beyanında bulunulduğu; fakat, 8 kişinin 18/02/2013 tarihinde, 35 kişinin ise 20/02/2013 tarihinde işbaşı yaptığının belirtildiği, dava konusu cezaî işlemin ise, 34 çalışanın işe giriş bildirgesinin Kanun’da öngörülen süreden sonra verildiğinden bahisle tesis edildiği, ancak 34 işçinin kaç adedinin 20/02/2013 tarihinden önce, kaç adedinin 20/02/2013 tarihinde, kaç adedinin ise 20/02/2013 tarihinden sonra fiilen işe başladığının, dosya kapsamından anlaşılmadığı, bu durumda; ceza miktarının çalışan kişi sayısına göre değişecek olması nedeniyle, kaç adet çalışanın hangi gün işe başladığının somut olarak ortaya konulamadığı; İş Müfettişliği tarafından tanzim olunan tutanaktaki işveren vekili beyanında işçi çalıştığının belirtilmesine karşın, bu işçilerin denetim esnasında fiilen işe başlayıp başlamadıklarına dair bir izahatın mevcut olmadığı; davacının idareye ibraz ettiği beyanlarının ise çelişkili olduğu kanaatine varıldığından; (34 çalışandan) kaç adet işçinin 20/02/2013 tarihinden evvel, kaç adet işçinin 20/02/2013 tarihinde, kaç adet işçinin 20/02/2013 tarihinden sonra işe başladığı somut olarak belirlenmeden, doğrudan 34 çalışan sayısı üzerinden hesaplanan ceza kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin 66.544,00 TL’lik kısmının iptaline, 1.957,00 TL’lik kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, isimleri yazılı işçilerin 18/02/2013 tarihi itibariyle işe girdiklerinin gerek işveren gerekse işçiler ile yapılan görüşmelerden tespit edildiği, bir ay sonra verilen düzeltme dilekçesinin esas alınmasının hakkaniyete aykırı olduğu, tutanağın iptali için dava açılmadığı, başvuru ve karar harçlarının Kuruma yükletilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulunun 07/03/2019 tarih ve 2019/24 sayılı kararıyla Danıştay Onbeşinci Dairesinin kapatılması üzerine Danıştay Onuncu Dairesine gönderilen dava dosyasında, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacıya ait iş yerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından 20/02/2013 tarihinde fiili denetim yapıldığı, denetim sonucu hazırlanan inceleme raporunun Sakarya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine iş yeri bildirgesi ile 34 işçinin işe giriş bildirgelerinin süresi içinde Kuruma verilmediğinin tespit edildiğinden bahisle davacının 68.501,00 TL idari para cezası ile cezalandırılması sonucu bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 8. maddesinde; “İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.” hükmü, 102. maddesinin 1. fıkrasının “a/2” bendinde; “8 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin, mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
12/05/2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 27. maddesininin 1. fıkrasında; “İşyerinde, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi veya (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, sigortalı çalıştırılan bir işyerini devir alan ya da bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu örneği Ek-6 ve Ek-6/A’da bulunan işyeri bildirgesini Kuruma e-sigorta ile göndermek zorundadır. Şu kadar ki, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işverenlerce düzenlenecek işyeri bildirgelerinin e-sigorta ile alınması sağlanıncaya kadar, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde Kuruma elden verilir veya posta yoluyla gönderilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5510 sayılı Kanun uyarınca ceza verilebilmesi için öncelikle cezaya esas alınan fiil ve olayların somut, kesin ve hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davalı idarece tespiti gerekli ve zorunludur. Bu tespitler kimi zaman çalışanların şikayet ve itirazlarına, kimi zaman işverene ait kayıt ve defterlere, bazı zamanlarda ise diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerine bakılarak yapılabilecek ve aksi sabit oluncaya kadar bu tespitlere itibar edilecektir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; işyerinde 20/02/2013 tarihinde yapılan fiili denetim esnasında hazırlanan ve işçiler ile işveren tarafından da imzalanan Durum Tespit Tutanağı ile 34 işçi ve bir stajyer öğrencinin fiilen çalıştığının tespit edildiği, aynı gün hazırlanan ve işveren tarafından da imzalanan belge ile de; işyerinin 18/02/2013 tarihinde faaliyete geçirildiği, işyerinde 42 işçi ile bir stajyer öğrencinin çalıştığı, işyerinin tescilinin yapılmadığı, 18/02/2013 tarihinde ve sonraki günlerde işe başlayan işçilerin işe giriş işlemlerinin başlatılacağı hususlarının zapta geçirildiği, işveren tarafından işyeri açılış bildirgesinin 20/02/2013 tarihinde posta yoluyla gönderildiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu müfettişleri tarafından hazırlanan 30/04/2013 tarihli İnceleme Raporu ile 8 işçinin işe giriş bildirgesinin 18/02/2013 tarihi itibariyle yerine getirildiği, 34 işçinin sigorta işlemlerinin ise 2 gün gecikme ile yerine getirildiğinin belirtildiği, işveren tarafından verilen beyan ile … nolu işyeri bildirgesi ile bildirilen 8 işçinin yönetim – idare bölümünde, … nolu işyeri bildirgesi ile bildirilen 34 işçinin atölye bölümünde çalışmaya başladığının belirtildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, işçiler ve işveren tarafından imzalanan durum tespit tutanağı ile 33 işçinin 18/02/2013 tarihinde, 1 işçinin ise 20/02/2013 tarihinde işe başladığı hususunun sabit olduğu, aynı gün hazırlanan ve işveren tarafından imzalanan tutanakta da 18/02/2013 tarihi itibariyle işçi çalıştırıldığının kabul edildiği görüldüğünden, dava konusu işlemin 34 işçinin işe giriş bildirgelerinin süresi içinde Kuruma verilmediğine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin bu kısım yönünden iptali yolunda verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamakta olup, kararın temyize konu iptale ilişkin kısmının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.