Danıştay Kararı 10. Daire 2019/3875 E. 2022/6346 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/3875 E.  ,  2022/6346 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/3875
Karar No : 2022/6346

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. ….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_ÖZETİ : Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince verilen 31/01/2018 tarih ve E:2016/8072, K:2018/1004 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN_ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Karar düzeltme isteminin gerekçeli olarak reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, davalı idarenin dava konusu köye yönelik tüm dosyaların birleştirilmesine ilişkin talebi, dosyalar arasında bağlantı bulunmadığından yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Nitekim, bakılan uyuşmazlıkla aynı konuda Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine verilen Anayasa Mahkemesinin 28/07/2022 tarih ve 2021/11655 Başvuru Numaralı kararında, “…Somut olayda zarar konusu olay başvurucunun mülküne ulaşmasına izin verilmemesidir. Mülke ulaşamama süregelen bir müdahale niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle mülke erişimin kısıtlanması devam ettiği sürece başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahale de varlığını koruyacaktır. Anlık müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahale tarihinden itibaren başlatılması makuldür. Buna karşılık süregelen müdahalelerde müdahale için spesifik ve tek bir tarihten söz edilemez. Süregelen müdahale -kesinti söz konusu olmadıkça- her an devam eden müdahaledir. Bu sebeple süregelen müdahalede zarar konusu olay için somut bir tarih belirlenemez (demir yolu hattından kaynaklanan titreşimler sebebiyle evde hasar oluşmasına ilişkin olarak yapılan benzer bir değerlendirme için bkz. Atay Elden, B. No: 2019/16301, 3/2/2022, § 53). Dolayısıyla bu tür müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahalenin kesildiği tarihten itibaren başlatılması gerekir. ” denilmektedir.
Bu çerçevede yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından, davalı idareye yapılan 30/12/2014 tarihli başvuru ile, 1994 yılında meydana gelen terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığı, 1994-2006 yılları arasında oluşan zararlarının davalı idare tarafından tazmin edildiği, halen köyüne geri dönemediğinden bahisle 2007-2014 yılları arasında oluşan zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin istenildiği, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacının mal varlığına ulaşamama durumunun başvuru tarihi itibarıyla devam ettiği, dolayısıyla davacının talep ettiği zararın halen devam eden / süregelen zarar olduğu dikkate alındığında; süregelen zararlarda, zarara neden olan olay (uyuşmazlık bakımından davacının mülküne ulaşmasına izin verilmemesine yönelik müdahale) ve dolayısıyla zarar kesintiye uğramadığı sürece zararın tazminine yönelik başvuru için nihai bir tarih bulunduğundan söz edilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, devam eden / süregelen zararlarda, 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin (60 gün – 1 yıl) uygulanması ancak kesinti meydana gelmesi halinde mümkün olabilecek, başka bir ifade ile zarar devam ettiği sürece başvuru süresinin geçirildiğinden bahisle süre aşımı söz konusu olmayacaktır.
Bununla birlikte, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince, davacının komisyona başvurduğu 30/12/2014 tarihinden geriye doğru 30/05/2007 tarihine kadar bir değerlendirme yapılıp, bu süre ile sınırlı olarak zararlarının tazmini gerektiğine karar verilmiş olup, davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmadığı dikkate alındığında, aleyhe bozma yasağı gereğince bozma kararında belirtilenden fazlasına hükmedilemeyeceği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle, kararın düzeltilmesi isteminin yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.