Danıştay Kararı 10. Daire 2019/3302 E. 2020/4996 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/3302 E.  ,  2020/4996 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/3302
Karar No : 2020/4996

TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) :
1- …

6- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılardan …’ın 31/12/2016 tarihinde gittiği … adlı eğlence merkezine yapılan terör saldırısında yaralanması nedeni ile davacılar tarafından; uğradıklarını iddia ettikleri maddi ve manevi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini için 19/01/2017 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin İstanbul Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyon Başkanlığının 21/04/2017 tarih ve 34/01/2017/324 sayılı kararının iptali ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, davacı … için 50.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi, annesi … için 70.000,00 TL, babası … için 70.000,00 TL, kardeşleri …, … ve …’ın her biri için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 700.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı …’ın 31/12/2016 gecesi gittiği eğlence merkezine yapılan silahlı saldırı sonucunda mermilerin yüzüne ve vücudunun değişik yerlerine isabet etmesi nedeni ile ağır şekilde yaralandığı, tedavi sürecinde başkasının bakımına ihtiyaç duyduğu, yaşadığı olay nedeniyle elem ve ızdıraba düçar olduğu, yine …’ın aile fertlerinden oluşan diğer davacıların da yaşanan olay nedeniyle ailelerinin bir ferdini kaybetme korkusunu, üzüntüsünü yaşadıkları hususunun sabit olduğu, bu durumda idarenin kusurlu ve kusursuz sorumluluk halinin bulunup bulunmadığı dikkate alınmaksızın meydana gelen manevi zararın, sosyal risk ilkesine göre tazmini gerektiği gerekçesiyle, İstanbul Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyon Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı kararının iptaline, dava konusu 50.000,00 TL maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılardan … için 50.000,00 TL, anne … için 7.000,00 TL, baba … için 7.000,00 TL, kardeşler …, … ve …’ın her biri için 2.000,00’er TL manevi tazminatın, idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, manevi tazminat istemlerinin 630.000,00 TL’lik kısmının reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, ağır yaralanma geçirildiği, vücudun çeşitli yerlerinde kalıcı izler bulunduğu, psikolojik travma nedeniyle tedavinin devam ettiği, takdir edilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanamayacağı, zarar gören kişi yanında tüm aile fertlerine tazminat ödenmesinin manevi tazminatın amacına ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

TARAFLARIN _SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, saldırının ağır olması, bedensel bütünlüğün bozulması, uğranılan acı ve elemin büyüklüğü nedeniyle aile bireylerinin tamamının manevi tazminat talep edebileceği; davalı idare tarafından ise, olay ile meydana gelen zarar arasında nedensellik koşulu aranmadan sosyal risk ilkesi kapsamında manevi zararların ödenemeyeceği, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.