Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2977 E. 2020/3530 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2977 E.  ,  2020/3530 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2977
Karar No : 2020/3530

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : … ili, … ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken, meydana gelen terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığını iddia eden davacının, mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararlarının tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvurunun kısmen reddine ilişkin … Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 01/08/2013 tarih ve 62/01/2013/597/391 sayılı işleminin iptali ile maddi zararlarına karşılık 629.890,00 TL tazminatın idareye başvurunun yapıldığı 17/08/2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının başvurusuna ilişkin olarak tesis edilen … tarih ve … sayılı ilk komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, “yeniden keşif ve araştırma yapılarak davacının sahip olduğu arazinin miktarı ve sulu/susuz durumunun tespit edilerek buna göre hesaplama yapılması gerektiği, eksik ve yanlış hesaplama yapıldığı” gerekçesi ile işlemin iptal edildiği, buna rağmen Mahkeme kararı sonrası yeni ve usulüne uygun bir keşif yapılmadığı, ilk komisyon kararının dayanağı keşif tutanağı ve bilirkişi raporları esas alınarak dava konusu komisyon kararının tesis edildiği, meyve ağaçlarının türleri ve sayıları ayrı ayrı belirtilerek fiziksel olarak zarar görmüş olmaları halinde fiziksel değerlerinin de hesaplanması suretiyle zarar hesabına dahil edilmesi gerekirken, dava konusu komisyon kararının dayanağı hesaplama cetvelinde davacı adına 90 adet karışık meyve ağacının zarar hesabına dahil edildiği, anılan kurala riayet edilmediği, bu durumda, yeniden keşif yapılması ve keşif tarihinin de usulune uygun olarak davacıya/vekiline bildirilmesi ve kadastro ve tapu kayıtlarının da incelenmesi suretiyle davacının mal varlığının açıkça ortaya konulması, köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak, davacının mal varlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararın, tespit edilen mal varlığı üzerinden 5233 sayılı Kanun kapsamında (birim fiyatlarına uygun olarak) hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlara uyulmadan, eksik araştırma ve inceleme sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve davacının terör nedeniyle köyünden göç etmesi sonucu mal varlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararlarının, davalı idare tarafından yukarıda belirtilen eksiklikler giderilerek hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına göre Komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığıyla belirleneceği, buna göre davacının başvurusu ile ilgili yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde ortaya çıkan yeni duruma göre tazminat talebinin öncelikle Komisyon tarafından değerlendirilmesi gerekeceğinden, bu aşamada tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında keşif yapılması zorunluluğunun olmadığı, keşif yapılmasının tespitten kuşku duyulması şartına bağlı olduğu, böyle bir kuşku yoksa 38 dekar sulu, 9 dekar susuz arazi miktarının hesaplamaya esas alınması gerektiğinin vurgulandığı, davacının bizzat katıldığı keşiften kuşku duyulmadığı, kararda yer alan 38 dekar sulu, 9 dekar susuz arazi, 458 metrekare ev, 225 metrekare ahır, 90 karışık meyve, 20 kavak ağacı için hesaplama yapıldığı, zarar kalemlerinin tamamının esas alınarak hukuka uygun hesaplama yapıldığı, araştırma heyeti keşif tutanağında ağaçların kuruduğuna dair tespit yer almadığından ağaçların fiziksel zararının hesaplanmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali ve tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.