Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2976 E. 2020/4202 K. 26.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2976 E.  ,  2020/4202 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2976
Karar No: 2020/4202

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Tunceli ili, Merkez ilçesi, …köyünde bulunan mal varlığına terör ve terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle ulaşılamadığı iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvuruda, başvurucuya (davacıya) 93.258,99 TL ödenmesine yönelik Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin; arazilerin niteliğinin gerçeğe ve kayıtlara uygun olarak değerlendirilmediği, araştırma heyetince yapılan keşifte 810 kavak ağacı tespit edilmesine rağmen komisyonun sadece 310 kavak ağacını hesaplamada nazara aldığı, zarar hesabında baz alınan birim fiyatların başvuru ile ilgili olarak daha önce tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı ve … İdare Mahkemesince verilen .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararlara aykırı olduğu, soyut olarak belirlendiği ve çok düşük olduğu, ayrıca zarar hesabının 5233 sayılı Kanun’un 8. maddesine aykırı olarak yapıldığı iddiasıyla iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, Tunceli İli, Merkez ilçesi, …Köyünde uğradığı zararın, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurusunda tarafına 24.929,83 TL ödenmesine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonun … tarih ve … sayılı kararını kabul etmeyerek iptali istemiyle açtığı davada, anılan işlemin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvurunun yeniden değerlendirmeye alınarak uğranılan zararlara karşılık bu kez 65.414,83 TL ödenmesine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonun … tarih ve … sayılı kararının tesis edildiği, söz konusu komisyon kararının iptali istemiyle açılan davada da, anılan işlemin Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, yeniden yapılan değerlendirme neticesinde, uğranılan zararlarına karşılık 93.258,99 TL ödenmesine ilişkin dava konusu … tarih ve … sayılı Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu kararının tesis edildiği; Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı kararı, anılan komisyon kararı üzerine Mahkemenin iptal kararı ve dava konusu olan Komisyon kararının birlikte değerlendirilmesinden, 04/07/2011 tarihli keşifte davacı adına 4579 m2 sulu, 42101 m2 susuz arazi tespiti yapıldığı ve Tunceli Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı kararında da bu malvarlığı değerlerinin zarar hesabına dahil edildiği, Mahkemenin iptal kararı sonrasında yeniden yapılan değerlendirmeye esas olmak üzere 08/11/2013 tarihinde gerçekleştirilen ve davacının da katıldığı keşifte davacı adına 6.325,16 m2 sulu, 38.970,49 m2 kıraç arazi tespiti yapıldığı, davacı adına tapuda kayıtlı arazilerin nitelik ve miktarlarının da bu tespitlere yakın değerler olmasına rağmen, dava konusu komisyon kararında ilk keşifte tespiti yapılan miktarlara benzer olarak 4,58 dönüm sulak, 41,17 dönüm kıraç arazinin zarar hesabına dahil edildiği, yine keşifte 810 adet kavak ağacı tespiti yapılmasına rağmen komisyon kararında 310 adet kavak ağacının zarar hesabına dahil edildiği; bu durumda, 5233 sayılı Kanunun, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarece 04/07/2011 ve 08/11/2013 tarihli keşif tutanakları arasındaki çelişkinin (gerekirse yeniden bir keşif yapılmak ve tapu kayıtlarının dikkate alınması suretiyle) giderilerek, davacının arazilerinin sulu tarım arazisi mi yoksa kıraç arazi niteliğinde mi olduğu hususunun da açıklığa kavuşturulması (sulu ve kıraç arazi miktarının net olarak belirlenmesi), ayrıca davacı adına tespit edilen ağaçların çeşidinin ve miktarının net olarak belirlenmesi ve söz konusu ağaçların kuruyup kurumadığının da belirtilmesi suretiyle davacının tespit edilen malvarlığı üzerinden 5233 sayılı Kanun kapsamında zararının hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar ortaya konulmadan eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın kısmen dosya içeriğine ve yasaya uygun olmadığı; işlem dosyasında mevcut bilgi ve belgeler dikkate alınarak ev ve ahır zararı hesabında Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca her yıl yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümlerinin uygulandığı ve yapıların yıpranma payının düşüldüğü; tarımsal zarar hesabında ise, 5233 sayılı Kanundan kaynaklanan çalışmaların yapıldığı 19 ildeki veriler toplanarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanan standardizasyon tablolarında yer alan değer aralıkları içindeki birim fiyatlara uygun hesaplamada bulunulduğu; bununla birlikte, Mahkeme kararı gerekçesinde, 04/07/2011 tarihli ve 08/11/2013 tarihli keşif tutanakları arasında çelişki olduğu ve bu çelişki giderilmeden karar verildiği ifade edilmişse de 2013 yılında yapılan keşife davacının bizzat katılarak keşif tutanağını imzaladığı, tutanakta dosyada mevcut tapu kayıtları da dikkate alınarak sulu/kuru arazi ayrımının yapıldığı, ağaç türlerinin kurumuş olanlar da dahil tespit edildiği, davacının keşif tutanağını imzalamakla tutanağı kabul ettiği; öte yandan, keşif heyetince tapu kayıtları hesaplanırken arsa vasıflı taşınmazların tarımsal arazilere dahil edildiği, bu nedenle Komisyon tarafından arsa vasıflı taşınmazların miktarının düşüldüğü, ayrıca başkasının arazisinde davacıya ait olduğu ileri sürülen 500 adet kavak ağacının da zarar hesabına dahil edilmediği, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu, temyizen incelenip bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun bulunmakla birlikte; davalı idarece Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınacağı, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan taşınmazlar ile daha önce yapılan ve de yapılacak olan keşiflerde başvurucu lehine tespit edilen taşınmazların tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenileceği, gerekse davalı idarece araştırılacağı, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında karşılaşılacak farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının isteneceği, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği açıktır.
Öte yandan kavak ağaçları konusunda 08/11/2013 tarihli keşifte 810 adet ve kuru nitelikte tespitte bulunulup, 500 adet kavak ağacının başkasına ait parsel üzerine dikildiği notu düşülerek, nihayetinde dava konusu işlemde 310 adet kavak ağacı bakımından hesaplama yapıldığından, yeniden yapılacak işlemde bu 500 kavak ağacının davacıya ait olup olmadığı da araştırılarak ve bu ağaçlarla ilgili uğranılan zararlar konusunda kime tazminat ödeneceği de açıklanmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.