Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2967 E. 2020/3520 K. 06.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2967 E.  ,  2020/3520 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2967
Karar No: 2020/3520

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken yörede yaşanan terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığı iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun …tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvurunun, “Yapılan dosya incelemesinde kişinin kendi adına malvarlığının mevcut olmadığı, tapuların annesi …’e ait olduğu ve annesinin vekaletinin bulunmadığı, ayrıca babası …’in malvarlığı için babasının kendisinin başvurusunun bulunduğu ve Komisyon tarafından … tarih ve … sayılı karar ile 18.628,50 TL ödenmesine karar verildiği, 12/01/2010 tarihinde sulhname imzalandığı, 26/11/2010 tarihinde İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nden ödenek talep edildiği; kişinin kendi malvarlığının bulunmaması ve babası … malvarlığı ile ilgili mükerrer bir ödeme yapılamayacağı” gerekçesiyle reddedildildiği; dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 13/09/2012 tarihinde yapılan keşif neticesinde, annesi … adına kayıtlı taşınmazların dışında davacı adına, 83 metrekare ev, 27 metrekare ahır, 35 adet ceviz ağacı (20 tanesi kurumuş), 40 adet kavak ağacı, 42 adet karışık meyve ağacının tespit edildiği; bu durumda, köyü tamamen boşalmış kişilerin, güvenlik kaygısı nedeniyle köyüne gidemediği dönemde zarar gören veya ulaşamadığı malvarlığının bulunması durumunda bundan kaynaklı zararlarının karşılanması zorunlu olup, davacının ikamet ettiği köyün terör nedeniyle tamamen boşaldığı ve dosyada mevcut belgelerden davacının adı geçen köyde bir takım malvarlığı olduğunun keşif tutanağında tespit edildiği hususu da dikkate alındığında, bu bilgi ve belgeler ile gerekirse yeniden keşif yapılarak ve keşif tarihinin de usulune uygun olarak davacıya/vekiline bildirilmek suretiyle (ve de varsa tapu ve kadastro kayıtları da) araştırılarak, neticesinde elde edilecek bilgi ve belgelerin bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının zilyetliğindeki ve mülkiyetindeki malvarlığının tespit edilerek, başvurucunun malvarlığının ve zararının olup olmadığının net olarak saptanması, zararının tespit edilmesi durumunda ise köyün boş kaldığı süre ile sınırlı olarak tazmini gerekirken, eksik araştırma ve değerlendirme sonucu davacının 5233 sayılı Kanun kapsamındaki başvurusunun “tapuların annesi …’e ait olduğu ve annesinin vekaletinin bulunmadığı, babası …’in malvarlığı için babasının kendisinin başvurusunun bulunduğu ve Komisyon tarafından … tarih ve … sayılı karar ile 18.628,50 TL ödenmesine karar verildiği” gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, 5233 sayılı Kanun uyarınca davacının babasına ödenen tazminat kapsamında bulunan malvarlığı ile davacı adına tespit edilen malvarlığının bir kısmının ya da tamamının aynı olması durumunda, bu hususun davacı hakkında yapılacak değerlendirmede ayrıca dikkate alınacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Mahkeme kararında davacı adına mal varlığı tespitinin yapıldığı ifade edilmişse de Komisyonca kurumlarla yapılan yazışmalarda tespiti yapılan bu mal varlığına ilişkin bir belgenin olmadığı sonucuna ulaşıldığı, köyde kadastro çalışmalarının yapıldığı ve mal varlığı kaydının davacının annesi adına olduğu dikkate alındığında davacının 5233 sayılı Kanun kapsamında ulaşamadığı ya da zarar gören mal varlığının olmadığı, Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte; davalı idarece Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünün kadastrosunun tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılarak, kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucu lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3.2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.