Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2950 E. 2020/3209 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2950 E.  ,  2020/3209 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2950
Karar No : 2020/3209

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünün … ve … mevkilerinde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığı iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dosyadaki bilgi ve belgeler ile aynı köye ilişkin diğer dava dosyalarının incelenmesinden, davacının ikamet ettiği Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünün “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” nedeniyle idarece veya köy halkı tarafından tamamen boşaltılmadığının ancak davacının babasının 11/10/1992 tarihinde terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğünün ve davacının göç ettiğinin anlaşıldığı; bu durumda, davacının ikamet ettiği … köyü terör olayları nedeniyle tamamen boşalan veya boşaltılan yerleşim birimleri arasında yer almasa da, davacının babasının teröristlerce öldürüldüğü ve davacının göç ettiği anlaşıldığından, davacının uğradığı zararların tazminine karar verilmesi gerekirken anılan köyün boşaltılmadığından bahisle başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının yaşanan münferit olay nedeniyle köyü terk ettiğine, buna bağlı olarak da güvenlik kaygısıyla mal varlığına ulaşamadığına ilişkin dosyada kesin bilgi ve belgenin mevcut olmadığı iddia edilerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı vekili olduğunu ileri süren Av. …’in … tarafından dava açma konusunda usulüne uygun yetkilendirildiği vekaletnamesi bulunmadığından davalı idarenin temyiz talebinin kabulüyle Mahkeme kararının bu yönüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY :
Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünün … ve … mevkilerinde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kalınıldığı iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında; ” Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.” hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davalı idare tarafından 05/01/2016 havale tarihli dilekçeyle temyiz edildiği, davacı …’in UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden 29/07/2014 tarihinde öldüğü görülmektedir.
2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 2. fıkrasının “yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.” hükmünden kastedilen; münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasının uygulanmasını teminen, temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.