Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2942 E. 2020/2857 K. 09.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2942 E.  ,  2020/2857 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2942
Karar No : 2020/2857

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … (Kapatılan) … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davalı idare tarafından aleyhe olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tunceli ili, Hozat ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken, meydana gelen terör olayları nedeniyle 1994 yılında göç etmek zorunda kaldığını ve halen köye dönüş yapamadığını iddia eden davacının, mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararlarının tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı 03/10/2013 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … (Kapatılan) … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 1994-2001 yılları arasında uğranılan zararlar yönünden, söz konusu yıllar arasında … köyünün boş olduğu, davacının zararlarının tespiti için keşif yapılmadığı, köyün boş olduğu net olarak tespit edilmesine rağmen herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin 1994-2001 yılları arasında uğranılan zararlara yönelik kısmının iptaline; 2001-2013 yılları arasında uğranılan zararlar yönünden ise, anılan köyün girişe yasak bölge ilan edilip edilmediği, yerleşime açılıp açılmadığı, köyde ikamet eden veya etmek isteyen kişilerin güvenliklerinin sağlanıp sağlanmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması için Mahkemece yapılan 07/07/2015 tarihli ara kararına istinaden davalı idare tarafından sunulan Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’nın 24/04/2014 tarihli yazısında, “Tunceli İl Merkezi ile ilçelerinde 2001-2013 yılları arasında terör olayları nedeniyle idarece veya kendiliğinden daha önceden boşaltılıp halen aynı nedenle boş olan ve terör olayları nedeniyle geri dönüş imkanı bulunmayan köy ve mezraların bulunmadığı, güvenlik nedeniyle giriş ve çıkışı yasak olan yerlerin olmadığı, terör ve terörle mücadele kapsamında mal varlığına ulaşamama gibi herhangi bir engelin (yasaklama, güvenlik sağlanamaması gibi) bulunmadığının” belirtildiği, anılan yazının ve ara karara istinaden dosyaya sunulan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının köyüne geri dönüş imkanının olduğu, köye giriş ve çıkışın yasak olmaması nedeniyle davacının köyüne geri dönmemesinin nedeninin terör olayları ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler olmadığı, dava konusu işlemin söz konusu döneme ilişkin olarak başvurunun reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin 2001-2013 yılları arasında uğranılan zararlara yönelik kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 1987-2007 yılları arasında mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlar için en son 30/05/2008 tarihine kadar Komisyona başvurulabileceği, davacının 1994-2001 yılları arası zararının karşılanması için bu tarihten çok sonra 03/10/2013 tarihinde başvuru yaptığı, başvuru süresinde olmadığından davanın reddedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Tunceli ili, Hozat ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle 1994 yılında yerleşim yerini terk etmek zorunda kaldığını, köyün halen boş olduğunu ve devam eden zararlarının bulunduğunu iddia eden davacının, 1994 yılından başvuru tarihi olan 03/10/2013 tarihine kadar olan mal varlığına ulaşamamasından kaynaklanan zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun davalı idare tarafından cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde; terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş, aynı Kanun’un ‘Başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması’ başlıklı 6. maddesinde; “Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve engelli hâle gelme durumlarında, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiş, 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına, ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece tazmin edileceği kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un geçici 1. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları hâlinde, 19/07/1987 tarihi ile bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır.”, geçici 3. maddesinde, “Bu Kanunun geçici 1’inci maddesi ve bu Kanuna 28/12/2005 tarihli ve 5442 sayılı Kanunla eklenen geçici 1’inci madde gereğince yapılan başvuruların sonuçlandırılma süresi, maddelerde öngörülen sonuçlandırılma süresinin bitiminden itibaren bir yıl uzatılmıştır. Bu sürenin de bitmesi ve başvuruların sonuçlandırılamamış olması halinde, Cumhurbaşkanı bu süreyi her defasında bir yılı aşmamak üzere uzatabilir.”, geçici 4. maddesinde ise, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları halinde, 19/7/1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.
5233 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi kapsamında ilgililerin bir yıllık süre içinde müracaat edememeleri nedeniyle uğramış oldukları mağduriyetin giderilmesini ve zararlarının sulh yoluyla karşılanmasını teminen 03/01/2006 tarih ve 26042 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/12/2005 tarih ve 5442 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesi, 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/12/2006 tarih ve 5562 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. madde ve 30/05/2007 tarih ve 26537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5666 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 4. maddesiyle, 19/07/1987 tarihinden 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihi arasındaki dönemde 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının, 5233 sayılı Kanunun hükümlerine göre tazmin edilmesi istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurmalarına olanak tanınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun incelendiğinde, terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini bakımından iki ayrı başvuru süresinin düzenlendiği görülmektedir:
1-) 5233 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde, 19/07/1987 tarihi ile Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihi arasındaki döneme ilişkin zararlar bakımından, Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapılması öngörülmüştür. Anılan maddede belirtilen bir yıllık süre içinde müracaat edemeyen hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi ve söz konusu zararların sulh yolu ile karşılanması amacıyla; 03/01/2006 tarih ve 26042 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/12/2005 tarih ve 5442 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesi, 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/12/2006 tarih ve 5562 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. madde ve 30/05/2007 tarih ve 26537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5666 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4. maddesi ile 19/07/1987- 27/07/2004 döneminde 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunan zararların tazmini istemine ilişkin başvuru süreleri uzatılmıştır. Bir başka ifadeyle söz konusu yasal düzenlemeler uyarınca, 19/07/1987 ile 27/07/2004 tarihi arasındaki dönemde terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğranılan maddi zararların karşılanması istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
2-) 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararların karşılanması istemiyle, zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün ve her halde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde idareye başvurulabileceği, bu sürelerden sonra yapılacak başvuruların kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 5233 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararlar bakımından Kanun’un 6. maddesinde belirlenen süreler içinde, 19/07/1987 ile 27/07/2004 tarihleri arasında meydana gelen zararlar bakımından ise Kanun’un geçici 4. maddesinde öngörülen süre içinde idareye başvurulabileceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarenin temyiz iddialarının Mahkemece iptal edilen 1994-2001 yılları arası zararlara ilişkin olduğu görüldüğünden, Mahkeme kararının bu kısmı yönünden temyiz istemi incelenmiştir.
İdare Mahkemesi kararının dava konusu zımnen ret işleminin iptali isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı incelendiğinde; Mahkemece, 5233 sayılı Kanuna, 5666 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. madde uyarınca, 19/07/1987 tarihi ile 5666 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 30/05/2007 tarihi arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle meydana gelen zararlar nedeniyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvuruda bulunulabileceği, diğer bir ifadeyle söz konusu süre kısıtlamasının sadece 30/05/2007 tarihinden önceki yıllara ilişkin zararlar bakımından getirildiği, 30/05/2007 tarihinden sonra mal varlığına ulaşamama nedeniyle meydana gelen zararlar için ise böyle bir süre kısıtlamasının bulunmadığı, bu kapsamda davacının başvurusunun süresinde olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline karar verilmiş ise de, yukarıda da belirtildiği üzere, 5562 ve 5666 sayılı Kanunlar ile 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. ve geçici 4. maddelerin, 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasındaki dönemde meydana gelen zararların sulh yoluyla tazmini istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurulabilmesine olanak tanıdığı, bu haliyle 5233 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki döneme ilişkin zararların tazminine ilişkin başvuru süresinin uzatılmasına ilişkin olduğu, 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasındaki dönemi 19/07/1987-30/05/2007 şeklinde genişletmediği/değiştirmediği açıktır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacının 1994-2001 yılları arasında uğradığını iddia ettiği zararın sulh yoluyla tazmini için 5666 sayılı Kanun uyarınca en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurulmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının da reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu zımni ret işleminin 1994-2001 yılları arası döneme ilişkin kısmının iptali yolunda verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin temyize konu … (Kapatılan) … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.