Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2936 E. 2020/3883 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2936 E.  ,  2020/3883 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2936
Karar No : 2020/3883

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyü, …mezrasında (eski ismi …mezrası) ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığı iddiasıyla, uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyünün tamamen boşaltılıp boşaltılmadığının tespit edilmesi gerektiği, …İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla … tamamen boşalmadığı yönünde karar verildiği, Danıştay Onbeşinci Dairesinin E:2011/13176, K:2011/4671 sayılı kararı ile anılan Mahkeme kararının onandığı, bu durumda, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyünün tamamen boşalmadığının Mahkeme kararı ile sabit olduğu, mal varlığına ulaşılamama dolayısıyla uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına hukuki olanak bulunmadığından tesis edilen işlemde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; mülklerinin Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyü, …(eski adıyla …) mezrasında olduğu, bu hususun ve …mezrasının terör ve terörle mücadele nedeniyle boşaltıldığının dava dilekçesinde belirtilip mezranın boş olduğuna yönelik …köyü muhtarlığının resmi mühür ve imza ile tasdikli tutanağının Mahkemeye sunulduğu, Mahkemenin dayandığı Danıştay kararının …köy merkezine ait olduğu, köye bağlı Aşağı …ve …mezralarının tamamen boşaldığı, köy merkezi ile mezraların ayrı ayrı araştırılması gerekirken eksik araştırmada bulunulduğu iddia edilerek, Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY :
Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyü, …mezrasında (eski ismi …mezrası) ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kalındığı iddiasıyla, uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararlarının Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, ”Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar. Aşağıda belirtilen zararlar bu Kanunun kapsamı dışındadır: a) Devletçe arazi veya konut tahsisi suretiyle yahut başka bir şekilde karşılanan zararlar. b) Bir mahkeme kararı gereğince veya 4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu ve 31 inci maddeleri gereğince karşılanan zararlar. c) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâl edildiği gerekçesiyle Sözleşmenin 41 inci maddesine göre hükmedilen veya Sözleşme hükümleri uyarınca dostane çözüm yoluyla uzlaşılan tazminatın ödenmesi sonucunda karşılanan zararlar. d) Terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar. e) Kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar. f) 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar. İkinci fıkranın (f) bendinde yazılı suçlardan dolayı ceza kovuşturması açılmış bulunanlar hakkında kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bu Kanuna göre işlem yapılmaz.” hükmü, 7. maddesinde, “Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır: a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar. b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri. c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar.” hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar;
yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından “tamamen” boşaltılmış/boşalmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından/boşalmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararın idarece karşılanması mümkündür. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanında, 5233 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinden anlaşıldığı üzere, terör olaylarına bağlı olarak güvenlik kaygıları nedeniyle (örneğin bu sebeple yerleşim yerinin terk edilmesi vb.) mal varlığına ulaşılamamadan kaynaklanan zararların da tazmini öngörülmektedir. Bir terör olayı sonucu münferit olarak kendisi veya yakınları doğrudan zarar gören ya da bu şekilde gerçekleşen ölüm ve/veya yaralama olayları kendisi veya yakınlarına yönelen kimselerin, başta yaşam haklarından endişe ederek, güvenlik kaygısı duymaları doğaldır. Dolayısıyla, bu kapsamda oluşan zararların tazmini de anılan hükmün bir gereğidir. Bu durum, yukarıda belirtilen nesnel kriterin yanında, her davacı yönünden ayrıca öznel olarak da bir irdeleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aksi bir değerlendirme, her bir davacının öznel durumundan kaynaklı olarak ileri sürdüğü hususların irdelenmemesi anlamına gelir ki, bu durum Anayasa’da öngörülen adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil eder.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, Tunceli Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … tarih ve … sayılı havalesini taşıyan dilekçeyle, Tunceli ili, Pülümür ilçesi… ikamet etmekte iken terör nedeniyle köyü terk etmek zorunda kaldığını iddia ederek, uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle başvuruda bulunduğu; davalı idarenin dava konusu edilen işleminde, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyünün, Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin ” Boşalan Köyler Hakkında” konulu yazısında, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesinin (c) bendine göre taşınır ve taşınmaz mal varlıklarına ulaşamamalarından ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden dolayı zarar görmeyen yerleşim birimlerinden olduğu ve Danıştay Onbeşinci Dairesinin E:2011/13176 K:2011/4671 sayılı kararıyla onanan …İdare Mahkemesinin E:2009/300 K:2010/75 sayılı kararında Dereköyün tamamen boşalmadığının yer aldığı belirtilerek talebin reddine karar verildiği; anılan işlemin iptali talebiyle açılan davada ise, Mahkeme tarafından da, dava konusu işlemde de bahsi geçen Danıştay Onbeşinci Dairesi ve …İdare Mahkemesi kararları gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde zarara uğranılan yerin …köyü …(eski adıyla …) mezrası olduğu, mal varlığın bu mezrada bulunduğu, …köyü …mezrasının (eski adıyla …) terör nedeniyle boşaldığı iddia edilmişken, Mahkemece, bir yerleşim yerinin terör ve/veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle boşalıp/boşaltılıp boşalmadığına/boşaltılmadığına yönelik araştırmanın o yerleşim yerinin mezraları da dahil tamamı bakımından yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmadan, bu anlamda uyuşmazlığın esasını oluşturan …(eski adıyla …) mezrasının zarar tazmini talep edilen yıllarda terör ve/veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle boşalıp/boşaltılıp boşalmadığının/boşaltılmadığının aydınlatılmasına yönelik herhangi bir araştırmada bulunulmadan, eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddi yönünde karar verilmiş olunmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne
2. …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.