Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2930 E. 2020/4521 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2930 E.  ,  2020/4521 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2930
Karar No: 2020/4521

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına vasi …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı … adına vasisi … tarafından, Tunceli ili, … ilçesi, … köyünde 10-15 Mayıs 1997 tarihinde güvenlik güçlerince yapılan askeri operasyonda …’nın ”terörist” zannedilerek vurulduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan 27/07/2005 havale tarihli başvurunun halen sonuçlandırılmadığı ve yapılmakta olan başvuruya binaen tazminat ödenmesi talebiyle, 25/12/2013 ve 06/03/2014 havale tarihli başvuru dilekçeleriyle … vekili Av. … tarafından yapılan başvurulara karşılık Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığınca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının 26/07/2005 tarihli dilekçeyle vasisi olduğu kardeşi …’nın 1997 yılında operasyondan dönen askerler tarafından yaralandığını beyan ederek tazminat talebinde bulunduğu, Komisyon tarafından yapılan inceleme sonucunda, Cumhuriyet Savcılığı’nın … nolu kararı ile, yaralamanın askeri personel veya başka bir kişi tarafından gerçekleştirildiğinin kesin olarak tespit edilemediği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinden yaralanmaya ilişkin talebin değerlendirmeye alınmadığı, … köyündeki malları için ise 20/11/2004 ve 16/08/2004 tarihlerinde dilekçe ile müracaat ettiği, 04/10/2004 tarih ve 2004/7955 sayılı Yönetmelik hükümlerinde belirtilen şartlara uygun olması nedeniyle toplam 35.230,25.TL ödenmesine karar verildiği, davacının bu meblağı kabul etmemesi üzerine … İdare Mahkemesinde E:… sayılı davayı açtığı ve 27/07/2005 tarihli dilekçe ile vasiliğini yürüttüğü kardeşinin 1997 yılında yapılan operasyondan dönen askerler tarafından yaralandığı iddiasıyla uğradığı zararın tazmini istemiyle ile ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Soruşturma No : … sayılı soruşturmasında yaralama olayı ile ilgili olarak şahsın olay tarihinden çok sonra müracaat ettiği, soruşturma zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılmış olması karşısında, yaralanma olayı ile ilgili iddiasının sübut bulmadığı, aksi durumun varlığına dair herhangi bir hususun tespit edilemediği, bu nedenle başvurunun davalı idarece reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmediği yönünde 03/03/2010 tarihli kararın verildiği; bu itibarla, davacının uyuşmazlık konusu olayla ilgili idareye 26/07/2005 tarihinde başvurduğu, başvurunun reddi üzerine redde ilişkin işlemi … İdare Mahkemesinde dava konusu ettiği, Mahkemenin E:… K:2010/653 sayılı kararı ile 03/03/2010 tarihinde karar verdiği, anılan kararın da Dairemizin E:2010/8332 K:2010/9739 sayılı kararı ile onandığı ve dava konusu edilen uyuşmazlık konusu olaya ilişkin kesin hüküm bulunması nedeniyle yeni yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu … tarih ve … sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı vekili tarafından, … İdare Mahkemesinin … esasına kayıtlı davanın sadece … adına Av. … tarafından açıldığı ve … tarafından anılan avukata verilmiş bir vekaletname bulunmadığından kararın temyizinin mümkün olmadığı, öte yandan … kısıtlı bir kişi olduğundan tek başına vekil tayin etmesinin de söz konusu olamayacağı; temyiz süresinin kararın …’nın avukatı Av. …’e tebliğinden değil, bizzat vasi …’ya tebliğinden itibaren başlaması gerektiği, bununla birlikte kısıtlılık nedeniyle alınması gereken husumete izin kararı alınmadığından … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kısıtlı … bakımından kesinleşmiş bir karar olarak kabul edilemeyeceği, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; …’nın Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … havale tarih ve … sayısını taşıyan dilekçeyle vasisi olduğu kardeşi …’nın 1997 yılının Mayıs ayında … köyünde operasyondan dönen askerlerce vurulup yaralandığından bahisle uğranıldığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle başvuruda bulunduğu, ayrıca …’nın Tunceli ili, … ilçesi, … köyünü terör olayları nedeniyle terkettiğinden bahisle uğradığını ileri sürdüğü kendi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … havale tarih ve … sayısını ve İl Özel İdare Müdürlüğünün 30/11/2004 havale tarihini taşıyan başvurularının bulunduğu, Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun gerek …’ya vesayeten yapılan başvuruyu gerekse de …’nın şahsi başvurusunu birlikte değerlendirerek … tarih ve … sayılı işlemi tesis ettiği, anılan işlemde …’nın operasyondan dönen askerlerce yaralandığından bahisle yapılan başvurunun, … Cumhuriyet Başsavcılığının Karar No:… sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararı nedeniyle, …’nın … köyü … mezrasına yönelik başvurusunun ise başvuru süresinin geçirildiği gerekçesiyle değerlendirmeye alınmadığı, …’nın … Köyüne yönelik yaptığı başvurusu ile ilgili olarak ise 35.230,25 TL maddi tazminat teklifinde bulunulduğu; anılan tazminat teklifinin kabul edilmeyerek bizzat … tarafından 29/07/2009 tarihinde uyuşmazlık tutanağının imzalandığı ve … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında işlemin iptali ve maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açıldığı, anılan davanın dava dilekçesi incelendiğinde, davacısının bizzat … olduğu ve …’nın vasi sıfatıyla kardeşi … lehine işlemin iptali talebiyle açmış olduğu bir davanın bulunmadığı gerek dilekçenin davacı taraf kısmından gerekse içeriğinden görülmektedir. Dilekçe içeriğinin, …’nın Tunceli ili, … ilçesi, … köyünden terör olayları nedeniyle ayrıldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurusunda idarece teklif edilen tazminattan daha fazla maddi zararı olduğu, ayrıca manevi zarara uğradığı ve bu zararının da karşılanması gerektiği iddiasına dayandırıldığı; bu halde uyuşmazlık tutanağını bizzat imzalayan ve işlem içeriğinden haberdar olan vasi …’nın vesayeti altında bulunan kardeşi … bakımından süresinde bir dava açmayıp, bizzat kendisinin … köyündeki zararları için dava açma yoluna gittiği; açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat isteminin reddine karar verildiği, işlemin iptaline karar verilirken işlemin hangi yönden hukuka aykırı bulunduğuna yönelik değerlendirmede bulunulduğu ve bu nedenle işlemin …’ya yönelik kısmından da bahsedilerek bu kısımda hukuka aykırı bir durum bulunmadığından bahsedildikten başka, …’nın kendi başvurusuna yönelik zarar tespit ve hesabında eksiklikler olduğu tespitinde bulunulduğu, …’nın davanın tarafı olmadığı, esasen … adına süresinde açılmış bir dava da bulunmadığı, bu bakımdan davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların, bizzat uyuşmazlık tutanağını imzalayan vasi …’nın, tutanağı imzaladığı tarihte, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … ek karar tarih ve …E …K sayılı kararından anlaşıldığı üzere kardeşi … üzerinde vesayet yetkisine sahip olması ve işlemden haberdar olmasına rağmen hareketsiz kalması karşısında, hakkın kullanımında dürüstlük kuralına uyulması ilkesine aykırı ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.