Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2910 E. 2020/4216 K. 26.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2910 E.  ,  2020/4216 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2910
Karar No : 2020/4216

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; mirasbırakanları … ve ölümünü müteakip de kendilerinin Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyünde bulunan mal varlıklarına terör ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler, güvenlik kaygıları nedeniyle 1992 yılından olağanüstü halin kaldırıldığı 2002 yılının Temmuz ayının sonuna kadar ulaşamadıkları ve maddi zarara uğradıkları, uğradıklarını ileri sürdükleri zararların tazmini talebiyle Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna yaptıkları başvurunun reddine yönelik işlemin …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine Tunceli Valiliği 4 No’lu Zarar Tespit Komisyonunca alınan 90.714,64 TL tazminat ödenmesine yönelik kararın da … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, bunun üzerine Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca yeniden yapılan incelemede bu kez 524.493,96 TL ödenmesine karar verilmişse de, anılan tazminat meblağının düşük olduğu, zarar hesabının 5233 sayılı Kanunun 8. maddesine aykırı olduğu, arazi için Tunceli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün ilçe bazında hazırladığı münavebe sistemi verilerinin nazara alınmadığı, anılan verilere göre Tunceli ili, Pülümür ilçesi genelinde 1 dekar sulu tarla arazisinden elde edilecek yıllık net gelir miktarı 124,93 TL olduğu halde Komisyonun bu veriyi değil mücerret olarak belirlenen 109,97 TL’yi dikkate aldığı, yine zarar hesabında mal varlığına ulaşılamayan sürenin yedi yıl olarak belirlendiği oysa Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin 25/08/2009 tarih ve M.62.O.İÖİ.1.07.00.00-236 sayılı ” Boşalan Köyler ” konulu yazısında Pülümür ilçesi …köyünün 1992 yılında boşaltıldığı ve geri dönüşün 2002 yılında sağlandığının belirtildiği, dolayısıyla zarar hesabının on yıl üzerinden yapılması gerektiği iddiasıyla ve ev, ahır, değirmen, kıraç arazi yönlerinden Komisyonca yapılan tazminat hesabına bir itirazlarının olmadığı ve fakat sulu tarla ve mal varlığına ulaşılamayan süre yönünden Komisyonca yapılan hesabın hatalı olduğu belirtilerek, 736.015,02 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak hisseleri oranında ödenmesi yönünde karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; …İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında mevcut Tunceli Valiliği’nin … tarih ve … sayılı yazısı ekinde yer alan Pülümür Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında, davacının ikamet ettiği …köyünün, yörede meydana gelen terör eylemleri veya terörle mücadele nedeniyle 1992 yılında köy halkı tarafından tamamen boşaltıldığı, yine dosyada bulunan ve …köyü muhtarı … ile …köyü muhtarı … tarafından müşterek imza altına alınan tutanağın incelenmesinden ise, anılan köyde yerleşimin ve yaylacılık faaliyetlerinin 2001 yılında başladığının belirtildiği, dolayısıyla …köyünün 1992 – 2001 yılları arasında 9 yıllık süre boyunca boş olduğu sonucuna ulaşıldığı; davacılar tarafından 5233 sayılı Kanun kapsamında zararının karşılanması için yapılan başvuru üzerine, köyde bulunan mal varlığı ve uğranılan zararların tespiti için Komisyonun görevlendirdiği bilirkişiler tarafından mahallinde keşif yapıldığı, keşifte yapılan tespitler esas alınarak, 1116,00 m² ev için 145,00 TL birim fiyatı üzerinden 80.910,00 TL, 385,00 m² ahır için 85,00 TL birim fiyatı üzerinden 16.362,50 TL, 68,00 m² değirmen için 145,00 TL birim fiyatı üzerinden 4.930,00 TL, 531,49 dönüm kıraç arazi için 71,27 TL birim fiyatı üzerinden 265.156,54 TL ile 204,13 dönüm sulak arazi için ise 109,97 TL birim fiyatı üzerinden 157.134,92 TL olmak üzere toplam 524.493,96 TL tutar üzerinden nakdi ödeme yapılmasına karar verildiği; dava dilekçesinde dava konusu zarar hesabına ilişkin olarak davalı idare tarafından ev, ahır, değirmen ve kıraç arazi yönünden yapılan zarar hesabına ilişkin bir itirazların bulunulmadığı belirtildiğinden, uyuşmazlığın davacının iddiaları dikkate alınarak tespit edilen sulu arazi miktarına uygulanan birim fiyatları ve sulu arazi ile kıraç arazi için mal varlığına ulaşılamayan süre yönünden incelenmesi gerektiği; gerek bakılan davada, gerekse aynı uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak Mahkemenin diğer dava dosyalarındaki bilgi ve belgeler incelenerek, Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının zarar miktarının hesaplanmasında esas aldığı ölçüt ve kriterlere bakıldığında, tarımsal arazilerin ürününden faydalanamama şeklindeki zararın hesaplanmasında, davaya konu tarımsal ürün zararların hesaplamasında kullanılanacak birim fiyatlarının belirlenmesi konusunda, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın müştereken oluşturduğu Komisyon tarafından terörden zarar gören Tunceli ilinin de bulunduğu 19 il için uygulamaya yönelik veriler gözönünde bulundurularak standardizasyon tablosu birim değerlerinin belirlendiği ve komisyon tarafından da bu değerler esas alınarak davacı adına 204,13 dönüm sulak arazi için 109,97 TL birim fiyatı üzerinden kullanılmayan süre yedi (7) yıl olarak belirlenmek suretiyle 157.134,92 TL zarar hesabının yapıldığı, ancak yukarıda yer verilen tespitlere dayalı olarak …köyünün boş kaldığı sürenin dokuz (9) yıl olarak belirlenmesi nedeniyle davacının (taleple bağlı olarak) kıraç ve sulak arazi nedeniyle uğradığı zarar hesabının hatalı olarak yapılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu; mal varlığına ulaşılamayan süre, sulak arazi için belirlenen birim fiyatları ve tespit edilen sulak arazi miktarı dikkate alınarak (9 yıl x 109,97.-TL x 204,13 dönüm =202.033,58 TL) davacının sulak arazi nedeniyle uğradığı toplam zararın 202.033,58 TL olduğu yine kıraç arazi için mal varlığına ulaşılamayan süre, kıraç arazi için belirlenen birim fiyatları ve tespit edilen kıraç arazi miktarı dikkate alınarak (9 yıl x 71,27.-TL x 531,49 dönüm =340.913,63-TL) davacının kıraç arazi nedeniyle uğradığı toplam zararın 340.913,63 TL olduğu; bu durumda, davalı idarece, davacının yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvuru sonucunda oluşturulan Zarar Tespit Komisyonunda yapılan sulak ve kıraç arazisine ilişkin mal varlığına ulaşılamadığı sürenin hatalı olarak belirlenmesi nedeniyle uğradığı zararlarının hesaplama yönteminde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu nedenle davacının talebinin ev, ahır, değirmene ilişkin hesaplanan 102.202,50 TL ile sulak ve kıraç arazi için tekrar hesaplanan toplam 542.947,21 TL olmak üzere toplam 645.149,71 TL’lik kısmının kabul edilerek, söz konusu miktarın yasal faiziyle birlikte ödenmesi, fazlaya ilişkin tazminat isteminin ise reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 645.149,71 TL tazminatın, komisyon karar tarihi olan 21/11/2013 tarihinden itibaren hesaplanan yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmı açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; Mahkemece yapılan zarar hesabında mal varlığına ulaşılamayan süre için dokuz yıllık bir zaman dilimi nazara alınmışsa da Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin 25/08/2009 tarih ve M.62.O.İÖİ.1.07.00.00-236 sayılı ”Boşalan Köyler” konulu yazısında Pülümür ilçesi …köyünün 1992 yılında boşaltıldığı ve geri dönüşün 2002 yılında sağlandığının belirtildiği, dolayısıyla Mahkemece zarar hesabının on yıl üzerinden yapılmasının gerektiği, yine Mahkemece yapılan hesaplamada arazi bakımından Tunceli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün ilçe bazında hazırladığı münavebe sistemi verilerinin nazara alınmadığı, anılan verilere göre Tunceli ili, Pülümür ilçesi genelinde 1 dekar sulu tarla arazisinden elde edilecek yıllık net gelir miktarı 124,93 TL olduğu halde Mahkemenin bu veriyi değil mücerret olarak belirlenen 109,97 TL’yi dikkate aldığı, öte yandan tüm mal varlığının hesaplamada nazara alınmadığı, Mahkeme kararının davanın kısmen redde yönelik kısmının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından ise, davacı tarafın işlem dosyasında bulunan bilgi ve belgeler dikkate alınarak hesap tablosunda yer alan birim fiyatların uygulanmasıyla tazminat hesabının yapıldığı, yapılar için uygulanan birim fiyatların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında kullanılacak 2013 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ Hükümlerine uygun olduğu, tarımsal zararın ise 5233 sayılı Kanundan kaynaklanan çalışmaların yapıldığı 19 ildeki veriler toplanarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanan standardizasyon tabloları ile Tunceli Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğünün merkez ilçe ve köyler için münavebe sistemi değerleri göz önüne alınarak hesaplandığı, esasen Mahkemenin de zarar hesabında söz konusu birim fiyatları uyguladığı ancak zarar hesabını dokuz yıl üzerinden yaptığı, dolayısıyla komisyonca kararlaştırılan tazminat miktarı ile Mahkeme tarafından hükmedilen tazminat miktarı arasındaki 102.202,50 TL’lik farkın iki yıllık mal varlığına ulaşamama süresinden kaynaklandığı, ancak Mahkeme kararında 645.149,71 TL’nin Komisyonun karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği, dolayısıyla İdarenin iki yıllık mal varlığına ulaşamama zararı için değil Mahkemece de zımnen kabul edilen Komisyon kararı da dahil toplam tazminat üzerinden faiz ödemek zorunda kaldığı, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar ve davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : …köyünün terör ve terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle boş kaldığı sürenin tespitinden sonra dava konusu talep hakkında güncel birim fiyatlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği kanaatiyle temyiz istemlerinin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından; mirasbırakanları … ve ölümünü müteakip de kendilerinin Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …köyünde bulunan mal varlıklarına terör ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler, güvenlik kaygıları nedeniyle 1992 yılından olağanüstü halin kaldırıldığı 2002 yılının Temmuz ayının sonuna kadar ulaşamadıkları ve maddi zarara uğradıkları, uğradıklarını ileri sürdükleri zararların tazmini talebiyle yaptıkları başvuruda, Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca 524.493,96 TL tazminat ödenmesine karar verilmişsede, anılan tazminat meblağının düşük olduğu, zarar hesabının 5233 sayılı Kanunun 8. maddesine aykırı yapıldığı, arazi için Tunceli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün ilçe bazında hazırladığı münavebe sistemi verilerinin nazara alınmadığı, anılan verilere göre Tunceli ili, Pülümür ilçesi genelinde 1 dekar sulu tarla arazisinden elde edilecek yıllık net gelir miktarı 124,93 TL olduğu halde Komisyonun bu veriyi değil mücerret olarak belirlenen 109,97 TL’yi dikkate aldığı, yine zarar hesabında mal varlığına ulaşılamayan sürenin yedi yıl olarak belirlendiği oysa Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin 25/08/2009 tarih ve M.62.O.İÖİ.1.07.00.00-236 sayılı ” Boşalan Köyler ” konulu yazısında Pülümür ilçesi …köyünün 1992 yılında boşaltıldığı ve geri dönüşün 2002 yılında sağlandığının belirtildiği, dolayısıyla zarar hesabının on yıl üzerinden yapılması gerektiği iddiasıyla ve ev, ahır, değirmen, kıraç arazi yönlerinden Komisyonca yapılan tazminat hesabına bir itirazlarının olmadığı ve fakat sulu tarla ve mal varlığına ulaşılamayan süre yönünden Komisyonca yapılan hesabın hatalı olduğu belirtilerek, 736.015,02 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak hisseleri oranında ödenmesi yönünde karar verilmesi istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında, ”Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.”, 5. maddesinde, ”Komisyonun görevleri şunlardır: a) Zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu hâlinde bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek. b) Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları; zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer yararlar; sigorta şirketlerince veya ilgili mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenen tazminatlar, tedavi ve cenaze giderlerinin zarar miktarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenen ve 9 uncu veya 10 uncu maddelere göre yapılan nakdî veya aynî ödeme miktarını içeren sulhname tasarılarını hazırlamak. c) Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek. d) Başvuranın, bu Kanun kapsamına giren bir zararının bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde, buna ilişkin karar tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek.”, 7. maddesinde, ”Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır: a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar. b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri. c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar.”, 8. maddesinin 1. fıkrasında, ”7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.”, 12. maddesinde, ” Komisyon, doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile yaptığı tespitten sonra 8 inci maddeye göre belirlenen zararı, 9 uncu maddeye göre hesaplanan yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerindeki nakdî ödeme tutarını, 10 uncu maddeye göre ifa tarzını ve 11 inci maddeye göre mahsup edilecek miktarları dikkate alarak, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirler. Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir. Davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi gerektiği, aksi takdirde sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu belirtilir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde, bu tasarı kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır. Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir. Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır.” hükümleri düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden, davacıların Tunceli ili, Pülümür ilçesi …köyünde uğradıklarını ileri sürdükleri zararın tazmini talebiyle yaptıkları başvuruda, Tunceli Valiliği 4 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı başvurunun reddine yönelik işleminin Dairemizin 26/11/2010 tarih ve E:2010/7045 K:2010/9912 sayılı kararıyla onanan …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:.. sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine Tunceli Valiliği 4 No’lu Zarar Tespit Komisyonunca alınan … tarih ve … sayılı 90.714,64 TL tazminat ödenmesine yönelik kararın da Danıştay (Kapatılan Onbeşinci Dairesinin) 05/04/2017 tarih ve E:2013/11193 K:2017/1535 sayılı kararıyla onanan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, bunun üzerine Tunceli Valiliği ilgili Zarar Tespit Komisyonunca (ilgili komisyonun numarası dosyada tespit edilememiştir) yeniden yapılan incelemede bu kez 21/11/2013 tarih ve 62/01/2013/767 sayılı 524.493,96 TL tazminat ödenmesine yönelik işlem tesis edildiği, anılan işlemin hesap cetvelinin dava konusu bakımından incelenmesinden arazi zararlarının hesaplanmasında, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünün standardizasyon tablosunun maksimum değeri ile Tunceli Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün Tunceli ilinin coğrafi, iklim ve toprak yapısı ile yörede yoğun olarak yetiştirilen ürün çeşidi (münavebe sistemi) değerinin dikkate alındığı belirtilerek yedi yıl üzerinden arazi zararının hesaplandığı; davacıların zarar hesabının 5233 sayılı Kanunun 8. maddesine aykırı olduğu, zira arazi için Tunceli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün ilçe bazında hazırladığı münavebe sistemi verilerinin nazara alınmadığı, anılan verilere göre Tunceli ili, Pülümür ilçesi genelinde 1 dekar sulu tarla arazisinden elde edilecek yıllık net gelir miktarı 124,93 TL olduğu halde Komisyonun bu veriyi değil mücerret olarak belirlenen 109,97 TL’yi dikkate aldığı, yine zarar hesabında mal varlığına ulaşılamayan sürenin yedi yıl olarak belirlendiği oysa Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin 25/08/2009 tarih ve M.62.O.İÖİ.1.07.00.00-236 sayılı ” Boşalan Köyler ” konulu yazısında Pülümür ilçesi …köyünün 1992 yılında boşaltıldığı ve geri dönüşün 2002 yılında sağlandığının belirtildiği, dolayısıyla zarar hesabının on yıl üzerinden yapılması gerektiği iddiasıyla tazminat istemiyle bakılan davayı açtıkları anlaşılmıştır. Mal varlığına ulaşamama dolayısıyla uğranılan zararlar hesaplanırken, 5233 sayılı Kanun kapsamında zarar tazmini talebiyle başvuruda bulunulan yerleşim biriminin terör ve/veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle boş kaldığı süre bir hesap unsuru olarak kullanıldığından, bu bakımdan kuru araziyle ilgili yapılan hesaplamalarda da aynı hesap unsuru bulunacağından, Mahkemece de sulu arazi ve kuru arazi bakımından, davalı idarece de uygulanan ve işlem tarihi itibarıyla usul ve yasaya aykırılığı bulunmayan birim fiyatlar uygulanarak, ve fakat …köyünün dokuz yıl boş kaldığı kabulünden hareketle dokuz yıl üzerinden hesaplama yapıldığı; davacıların köyün on yıl boş kaldığı iddiasına dayanak tuttuğu Pülümür Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresinin 25/08/2009 tarih ve M.62.O.İÖİ.1.07.00.00-236 sayılı ”Boşalan Köyler” konulu yazısı dosyada bulunmadığı gibi Mahkemenin hesabın dokuz yıl üzerinden yapılmasına yani bir diğer yönüyle anılan köyün terör ve/veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle dokuz yıl boş kabul edilmesine dayanak tuttuğu Tunceli Valiliği’nin … tarih ve … sayılı yazısı ekinde yer alan Pülümür Kaymakamlığı’nın … tarih ve .. sayılı ve Mahkeme kararında yer aldığı kadarıyla, …köyünün terör eylemleri veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle 1992 yılında köy halkı tarafından tamamen boşaltıldığından bahseden yazısının da dosyada bulunmadığı (anlaşıldığı kadarıyla davacı ve mahkeme aynı yazıyla ilgili iki farklı içerikten bahsetmekte ve iki farklı yorumda bulunmaktadırlar), yine karara esas alınan …Köyü Muhtarı … ile …Köyü Muhtarı … tarafından müşterek imza altına alınan 28/04/2005 tarihli tutanağın incelenmesinden, tutanakta …köyünün 1993 yılından beri yaylacılık faaliyetlerine kapatıldığının, 2001 yılında yaylacılık faaliyetlerine ve yerleşime açıldığının yer aldığı, yaylacılık faaliyetinden de bahsedilen tutanağın …köyünün boş kaldığı süre bakımından karara esas alınabilecek açıklıkta bir bilgi içermediği, Mahkemenin de Pülümür Kaymakamlığı’nın 25/08/2009 tarih ve 236 sayılı yazısı ile anılan tutanağı birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaya çalıştığı ancak, davacıların başvuruları ile ilgili, Tunceli Valiliği 4 No’lu Zarar Tespit Komisyonunca tesis edilen 90.714,64 TL tazminat ödenmesine yönelik 18/05/2010 tarih ve 2010/4-3544 sayılı işlemin hesap cetvelinde ulaşılamayan yıl (dolayısıyla köyün boş kaldığı süre) sekiz yıl kabul edilerek de bir hesaplama yapıldığı ve davalı idarenin bu kabulden neden ayrılarak yedi yıl üzerinden hesaplama yaptığı konusunda 524.493,96 TL tazminat teklifinde bulunduğu … tarih ve … sayılı işleminde yeterince açıklamada bulunmayıp genel ifadelere yer verdiği, dolayısıyla eldeki verilerin birbirleriyle örtüşmediği ve karara esas alınabilecek yeterlik ve açıklıkta bulunmadığı, o halde …köyünün terör ve/veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle boş kaldığı sürenin araştırılıp tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespiti ile bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.