Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2902 E. 2020/3355 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2902 E.  ,  2020/3355 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2902
Karar No : 2020/3355

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Davacı tarafından, Tunceli ili, Merkez ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle köyün boşaltıldığı, 5233 sayılı Kanun kapsamında 1994-2001 yılları arasında uğramış olduğu zararlarının karşılandığı, ancak 2001 yılından sonra da terör olaylarının devam ettiği ve köyüne ulaşamadığı iddiasıyla mal varlığına ulaşamaması dolayısıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların karşılanması talebiyle 02/10/2013 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 5233 sayılı Kanuna, 5666 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. madde uyarınca, 19/7/1987 tarihi ile 5666 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 30/05/2007 tarihi arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle meydana gelen zararlar nedeniyle en son 30/05/2008 tarihine kadar başvuruda bulunulabileceği, diğer bir ifadeyle, söz konusu süre kısıtlamasının sadece 30/05/2007 tarihinden önceki yıllara ilişkin zararlar yönüyle olduğu, 30/05/2007 tarihinden sonra mal varlığına ulaşamama nedeniyle meydana gelen zararlar için ise böyle bir kısıtlamanın bulunmadığı, bu kapsamda davanın, 30/05/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin zararlar ile söz konusu tarihten sonrasına yönelik zararlar olarak iki kısımda irdelendiği; 30/05/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak uğranıldığı iddia edilen zararlar yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmede, davacının, 30/05/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak uğradığını iddia ettiği zararlar bakımından 5233 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesi uyarınca en son 30/05/2008 tarihine kadar başvuruda bulunması gerekirken, bu tarihten çok sonra yapılan başvurunun süresinde olmadığı, bu nedenle başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; 30/05/2007 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak uğranıldığı iddia edilen zararlar yönünden ise; söz konusu döneme ilişkin olarak mal varlığına ulaşamamadan kaynaklı zararlar bakımından, anılan köyün girişe yasak bölge ilan edilip edilmediği, yerleşime açılıp açılmadığı, köyde ikamet eden veya etmek isteyen kişilerin güvenliklerinin sağlanıp sağlanmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiği, konuya ilişkin olarak Mahkemenin 26/01/2015 tarihli ara kararına istinaden davalı idare tarafından sunulan Tunceli İl Jandarma Komutanlığının 24/04/2014 tarihli yazısında, “Tunceli il merkezi ile ilçelerinde 2001-2013 yılları arasında terör olayları nedeniyle idarece veya kendiliğinden daha önceden boşaltılıp halen aynı nedenle boş olan ve terör olayları nedeniyle geri dönüş imkanı bulunmayan köy ve mezraların bulunmadığı, güvenlik nedeniyle giriş ve çıkışı yasak olan yerlerin olmadığı, terör ve terörle mücadele kapsamında malvarlığına ulaşamama gibi herhangi bir engelin (yasaklama, güvenlik sağlanamaması, gibi) bulunmadığının” belirtildiği, anılan yazının ve ara karara istinaden dosyaya sunulan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının köyüne geri dönüş imkanının olduğu, giriş ve çıkışın yasak olmaması nedeniyle köyüne geri dönmemesinin nedeninin terör olayları yada terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler olmadığı, davacının 30/05/2007 tarihi ile başvuru tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak mal varlığına ulaşamadığından bahisle uğranıldığını iddia ettiği zararların tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; Mahkeme kararında, Tunceli İl Jandarma Komutanlığının 24/04/2014 tarihli yazısına dayanıldığı, ancak davalı idareye bağlı olan İl Jandarma Komutanlığınca, Valiliğin ret gerekçesinin aksine tutanak tutulmasına imkan bulunmadığı, kaldı ki anılan tutanağın aksine dosyada çok sayıda bilgi ve belge olduğu ve İl Genel Meclisi kararı, nüfus kayıtları ve İçişleri Bakanlığı cevabi yazısında köyün boş olduğunun belirtildiği; ayrıca bölgede terör olaylarının yaşanmakta olduğu, idarece köye dönüş için gerekli ortamın yaratılmadığı; bununla birlikte, Tunceli ilinde yapılmak istenen keşiflerde, aynı Jandarma Komutanlığına bağlı birimler tarafından bölgede terör örgütünün faaliyet yürüttüğünün, geçiş istikametlerinde yol kesme, mayınlama faaliyeti yapılabileceğinin, güvenliğin sağlanamayacağının belirtildiği, Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Tunceli ili, Merkez ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle anılan köyün boşaltıldığını ve 5233 sayılı Kanun kapsamında 1994-2001 yılları arasında uğramış olduğu zararlarının karşılandığını belirten davacı tarafından; 2001 yılından sonra da terör olaylarının devam ettiği ve köyüne ulaşamadığı iddiasıyla, mal varlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların karşılanması talebiyle 02/10/2013 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde; terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş, aynı Kanun’un ‘Başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması’ başlıklı 6. maddesinde; “Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve engelli hâle gelme durumlarında, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiş, 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına, ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece tazmin edileceği kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un Geçici 1. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları hâlinde, 19/7/1987 tarihi ile bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır.”, geçici 3. maddesinde, “Bu Kanunun geçici 1 inci maddesi ve bu Kanuna 28/12/2005 tarihli ve 5442 sayılı Kanunla eklenen geçici 1 inci madde gereğince yapılan başvuruların sonuçlandırılma süresi, maddelerde öngörülen sonuçlandırılma süresinin bitiminden itibaren bir yıl uzatılmıştır. Bu sürenin de bitmesi ve başvuruların sonuçlandırılamamış olması halinde, Cumhurbaşkanı bu süreyi her defasında bir yılı aşmamak üzere uzatabilir.”, geçici 4. maddesinde ise, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları halinde, 19/7/1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.
5233 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi kapsamında ilgililerin bir yıllık süre içinde müracaat edememeleri nedeniyle uğramış oldukları mağduriyetin giderilmesini ve zararlarının sulh yoluyla karşılanmasını teminen 03/01/2006 tarih ve 26042 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/12/2005 tarih ve 5442 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesi, 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/12/2006 tarih ve 5562 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. madde ve 30/05/2007 tarih ve 26537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5666 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 4. maddesiyle, 19/07/1987 tarihinden 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihi arasındaki dönemde 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının, 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre tazmin edilmesi istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurmalarına olanak tanınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun incelendiğinde, terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini bakımından iki ayrı başvuru süresinin düzenlendiği görülmektedir:
1-) 5233 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde, 19/07/1987 tarihi ile Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihi arasındaki döneme ilişkin zararlar bakımından, Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapılması öngörülmüştür. Anılan maddede belirtilen bir yıllık süre içinde müracaat edemeyen hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi ve söz konusu zararların sulh yolu ile karşılanması amacıyla; 03/01/2006 tarih ve 26042 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/12/2005 tarih ve 5442 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesi, 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 13/12/2006 tarih ve 5562 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. madde ve 30/05/2007 tarih ve 26537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5666 sayılı Kanunla 5233 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4. maddesi ile 19/07/1987- 27/07/2004 döneminde 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunan zararların tazmini istemine ilişkin başvuru süreleri uzatılmıştır. Bir başka ifadeyle söz konusu yasal düzenlemeler uyarınca, 19/07/1987 ile 27/07/2004 tarihi arasındaki dönemde terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğranılan maddi zararların karşılanması istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
2-) 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararların karşılanması istemiyle, zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün ve her halde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde idareye başvurulabileceği, bu sürelerden sonra yapılacak başvuruların kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 5233 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararlar bakımından Kanun’un 6. maddesinde belirlenen süreler içinde, 19/07/1987 ile 27/07/2004 tarihleri arasında meydana gelen zararlar bakımından ise Kanun’un geçici 4. maddesinde öngörülen süre içinde idareye başvurulabileceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, 2001 yılından başvuruda bulunduğunu belirttiği 02/10/2013 tarihine kadar mal varlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptalini istediği; Mahkemenin, davanın reddine karar verdiği, anılan ret kararını da davacının talebini 30/05/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin zararlar ve bu tarihten sonrasına yönelik zararlar olarak iki zaman diliminde değerlendirerek gerekçelendirdiği ve 30/05/2007 tarihi öncesine yönelik başvurunun reddedilmesi bakımından, 30/05/2008 tarihine kadar yani süresinde yapılmış bir başvuru olmaması gerekçesiyle, 30/05/2007 sonrasına yönelik başvurunun reddi bakımından ise köye geri dönüş imkanının bulunması, köye giriş ve çıkışın yasak olmaması gerekçesiyle hukuka aykırılık bulunmadığına karar verdiği görülmekle birlikte; yukarıda bahsedildiği üzere ilgili mevzuatın değerlendirilmesinden 19/07/1987 ile 27/07/2004 tarihi arasındaki dönemde terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğranılan maddi zararların karşılanması istemiyle en son 30/05/2008 tarihine kadar idareye başvurulabileceği, 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararların karşılanması istemiyle de, zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün ve her halde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde idareye başvurulabileceği göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerektiği ve karar verilirken davacının … tarih ve … sayılı başvurusuna yönelik 22/02/2008 tarihinde imzalanan sulhnamenin, öte yandan 02/10/2013 tarihinde yapıldığı iddia edilen başvuru bakımından başvuru tarihinin tespiti ile tespit edilecek başvuru tarihinden geriye doğru en fazla bir yıllık zararın (davacının iddia ettiği başvuru tarihine göre 02/10/2013-02/10/2012) karşılanabileceği hususu dikkate alınarak Tunceli ili, Merkez ilçesi, … köyünün (davacının uğradığını ileri sürdüğü zarar köyün mezrasında ise bu duruma da dikkat edilerek) tespit edilecek bu bir yıllık zaman diliminde yerleşime uygun olup olmadığının sadece askeri yasak bölge kapsamında bulunup bulunmadığı, güvenliğin sağlanabilip sağlanamadığı yönüyle değil aynı zamanda köyün KDRP (Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi) kapsamında yer alıp almadığına ve bu projeye yönelik gerekli çalışmaların yapılarak köyün yerleşime ve geri dönüşe uygun hale getirilip getirilmediğine, güvenlik kaygısının minimize edilip edilmediğine, davacı ve diğer köy sakinlerinin KDRP kapsamında başvuruları olup olmadığına ve varsa bu başvuru / başvurularla ilgili idare tarafından verilen cevaplar ve köyün yerleşime açılıp açılmadığına ve 5233 sayılı Kanun kapsamında mal varlığına ulaşamamadan kaynaklı tazminat taleplerinde yerleşim yerlerinin tamamen boşaltıldığı/boşaldığı hususuna ilişkin belirleme yapılırken göz önünde tutulan yerleşmiş kıstaslara yönelik araştırmada bulunularak ve bahse konu araştırmanın söz konusu bir yılın tamamı bakımından yapılmış olmasına, bir diğer ifadeyle yapılacak araştırmanın belirtilen zaman aralığının tamamına yönelik mi yapıldığı yoksa araştırmanın yapıldığı tarih bakımından mı yapıldığı konusunda belirsizlik içermemesine dikkat edilerek ve neticede tüm bu araştırma sonuçları birlikte değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı ve ilgili mevzuatın değerlendirilmesinde isabetli bulunmayan Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.