Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2887 E. 2020/3390 K. 30.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2887 E.  ,  2020/3390 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2887
Karar No : 2020/3390

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … (Kapatılan) … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tunceli ili, Ovacık ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvuru sonucunda 86.591,55 TL ödenmesine ilişkin Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararı kabul edilmeyerek uyuşmazlık tutanağı düzenlenmesi üzerine, zararının teklif edilen bedelin üzerinde olduğu öne sürülerek 149.586,16 TL zararın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … (Kapatılan) … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; yapılarla (ev ve ahır) ilgili zarar hesaplamada, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca her yıl yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümleri esas alınmak suretiyle yapıların niteliğine ve yapımında kullanılan malzemeye göre bir ayrıma tabi tutularak birim maliyetlerinin objektif ve hakkaniyete uygun olarak hesaplandığı; tarımsal arazilerin ürününden faydalanamama şeklindeki zararın hesaplanmasında ise, davaya konu tarımsal ürün zararların hesaplamasında kullanılanacak birim fiyatlarının belirlenmesi konusunda, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın müştereken oluşturduğu Komisyon tarafından terörden zarar gören Tunceli ilinin de bulunduğu 19 il için uygulamaya yönelik veriler gözönünde bulundurularak standardizasyon tablosu birim değerlerinin belirlendiği ve Komisyon tarafından da bu değerler esas alınarak zarar hesabının yapıldığı, arazilere ilişkin olarak yapılan hesaplamanın ve meyve ağaçlarına ilişkin hesaplamaların hukuka uygun olduğu; davalı idarece, davacının yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvuru sonucunda oluşturulan Zarar Tespit Komisyonunda yapılan zarar hesaplama yöntem ve usulünün hukuken doğru olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 86,591,55 TL maddi tazminatın dava açma tarihi olan 03/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat istemi açısından ise davanın reddine ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi olarak hesaplanan 9.327,32 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Komisyon tarafından teklif edilen miktarın Mahkemece belirlenen miktar ile aynı olduğu, hukuka uygun işlem yapıldığı halde haksız yere vekalet ücreti ve faiz ödemek zorunda bırakıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması, diğer kısımlarının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, Tunceli ili, Ovacık ilçesi, … köyünde yaşamakta iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı ve mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararlarının olduğu iddiasıyla zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle idareye başvuruda bulunulmuştur. Tunceli Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı işlemiyle, davacıya 86.591,55 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından bu miktar kabul edilmeyerek 16/10/2014 tarihinde uyuşmazlık tutanağı imzalanmıştır.
Bunun üzerine, davacı tarafından zararının teklif edilen bedelin üzerinde olduğu öne sürülerek 149.586,16 TL zararın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

TEMYİZ İSTEMİNE KONU MAHKEME KARARININ, MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİNDE;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

TEMYİZ İSTEMİNE KONU MAHKEME KARARININ, VEKALET ÜCRETİNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİNDE;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği belirtilmektedir.
Davacının, komisyon kararıyla teklif edilen 86.591,55 TL’yi kabul etmemesi üzerine 149.586,16 TL’nin tazmini istemiyle (2577 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca doğrudan doğruya tam yargı davası şeklinde) açılan davada yapılan yargılama neticesinde, davalı idarenin belirlediği miktarın doğru ve mevzuata uygun olduğuna karar verildiği, diğer bir ifadeyle, davacının, Komisyon kararıyla teklif edilen miktarı kabul etmeyerek tarafına daha fazla tazminat ödenmesi talebinin Mahkemece haklı bulunmadığı ve böylelikle, davacının haksız çıktığı ve davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet vermediği anlaşıldığından, davacı vekili lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki, iş bu davanın tam yargı davası şeklinde değil de, komisyon kararının iptali talebiyle açılmış olması durumunda, Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde iptali talep edilen komisyon kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verileceği ve davacı vekili lehine avukatlık ücretine hükmedilmeyeceği de açık olup, davalı idarenin tamamıyla hukuka uygun olarak tesis ettiği işlemi nedeniyle açılan iş bu davanın, iptal davası şeklinde değil de, tam yargı davası şeklinde açılmış olmasının, davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi sonucunu doğurmayacağı da tabiidir.
Açıklanan nedenlerle davanın açılmasına sebep olmayan davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, Mahkeme kararının bu kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin vekalet ücreti yönünden kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin temyize konu … (Kapatılan) … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı ile faize yönelik kısmının ONANMASINA, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, ikamet ettiği Tunceli ili, Ovacık ilçesi, … köyünden yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvuru sonucunda tarafına 86.591,55 TL ödenmesine ilişkin Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararı kabul edilmeyerek uyuşmazlık tutanağı düzenlenmesi üzerine, gerçek zararın teklif edilen bedelin üzerinde olduğu öne sürülerek 149.586,16 TL zararının dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanun’un 12. maddesinde, “Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir. Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır.” kuralı bulunmaktadır. Söz konusu uyuşmazlıkta davacı tarafından 86.591,55 TL ödenmesine ilişkin Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararının kabul edilmediği ve uyuşmazlık tutanağı imzalandığı anlaşıldığından, anılan Kanun hükmü gereği öncelikle iptal davası açılarak işlem hakkında karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.