Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2868 E. 2020/3198 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2868 E.  ,  2020/3198 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2868
Karar No: 2020/3198

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından,… ili, … ilçesi, … köyünden bölgede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç ettiği iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan … No’lu Zarar Tespit Komisyonunun 20/06/2013 tarih ve 62/01/2013/454 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının köyünü terk etmesi nedeniyle malvarlığına ulaşamaması sonucu uğradığı zararlarının karşılanması istemiyle yaptığı başvuru üzerine, davalı idarece başvuru dilekçesinde belirtilen malvarlıklarının ispatına ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından bahisle anılan başvurunun reddedilmesine karşın, 21/06/2012 tarihinde yapılan keşifte davacı adına 45 m² konut, 40 m² ahır tespit edildiği, … Tapu Müdürlüğü yazısı ekindeki kadastro tutanaklarının incelenmesinden davacı adına birtakım taşınmaz malvarlığı tespitlerine yer verildiği; bu durumda, 5233 sayılı Kanunun, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, komisyon tarafından, yukarıda belirtilen ve davacı adına tespit edilen malvarlıkları da dikkate alınarak ve söz konusu malvarlıklarının davacıya ait olup olmadığı hususunun araştırılıp yine anılan köyde yapılan kadastro çalışmalarının sonucunun da dikkate alınmak suretiyle, köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının gerekirse yeniden keşif yapılarak ve keşif tarihinin de usulune uygun olarak davacıya/vekiline bildirilmek suretiyle davacının, ulaşamadığı ve zarar gördüğü malvarlığının belirlenmesi ve tespit edilen malvarlığı üzerinden 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar ortaya konulmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu, davacı adına herhangi bir malvarlığı kaydına rastlanmadığından bahisle başvurusunun reddine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; Komisyon tarafından resmi kurumlarla yapılan yazışmalarda, davacının köyde mal varlığı bulunduğuna dair bir belgenin olmadığının bildirildiği; davacının da herhangi bir emlak ya da tapu kaydı sunmadığı iddia edilerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :…
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte; davalı idarece mahkeme kararı gereği yerine getirilirken, kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucular lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği; öte yandan davacının başvurusunun … ili, … ilçesi, … köyündeki zararlarına yönelik olduğu, … Kadastro Müdürlüğünün 28/12/2012 tarihli yazısında … köyünün tüzel kişiliğini yitirdiği ve Elmalı köyü muhtarlığına bağlandığı, … köyündeki kadastro çalışmalarının tespit aşamasında olduğunun belirtildiği, 08/05/2014 tarihli … Kadastro Müdürlüğü yazısında ise … köyünün kadastrosunun tamamlandığının yer aldığı ve 09/09/2013 tarihli Kadastro Komisyon tutanaklarında davacının iştirak halinde mülkiyetinde … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde … ada … no’lu parselde arsa ve … ada … no’lu parselde tarla tespitinde bulunulduğu görülmekle, anılan taşınmazların davacının … köyüne yönelik başvuru dilekçesi kapsamında kalıp kalmadığının ve davacının ayrıca … köyü ile ilgili bir başvurusu ve işlem dosyası bulunup bulunmadığının araştırılacağı, mükerrer ödemelere neden olunmayacak gerekli önlemlerin alınacağı açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.