Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2863 E. 2020/2977 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2863 E.  ,  2020/2977 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2863
Karar No: 2020/2977

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; … ili, … ilçesi, … köyünde bulunan mal varlıklarına terör, terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler ve güvenlik kaygıları nedeniyle ulaşamadığı, ev, ağıl, samanlık gibi yapılarının bakımsızlık vs. nedenlerle tahrip olduğu, tarlalarını ekip biçemediği, meyve ağaçlarının ürünlerinden yararlanamadığı, ceviz vd. ağaçların çoğunun bakımsızlıktan kuruduğu iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin …Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun 20/06/2013 tarih ve 62/01/2013/457 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Komisyonların görevlendirdikleri araştırma heyetlerince, yerinde inceleme yapmak ve mahalli bilirkişi dinlemek suretiyle yaptıkları keşifler neticesinde tespit ettikleri verilerin hukuki bir değere sahip olduğu ve aksi ispatlanıncaya kadar doğru olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle, komisyonlarca zarar miktarları hesaplanırken, zarar iddiasının tapu senedi gibi hukuken geçerliliği tartışmasız olan belgeler yerine zilyetlik gibi somut bilgi ve belge ile kanıtlanmasına imkan olmayan unsurlara dayandırılması durumunda araştırma heyetlerince mahallinde yapılan keşif neticesinde elde edilen tespitlerin esas alınması gerektiği; ancak, araştırma heyetlerinin yaptığı bu tespitlerin, yeni bir keşifle veya ortaya konulacak somut bilgi belgelerle aksinin kanıtlanması durumunda esas alınamayacağı; … Tapu Müdürlüğü’nün 10/10/2014 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulan tapu kayıtlarının incelenmesinden, uyuşmazlığa konu … köyünde davacı adına kayıtlı bir takım taşınmazların bulunduğu, yine … İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından tanzim edilen 17/10/2014 tarihli tutanakta, davacının “1991-1992 yıllarına kadar köyde ailesi ile birlikte yaşadığı, yaşanan terör olayları nedeniyle … İli’ne göç ettikleri, bir daha köye geri dönmedikleri ve köyde tarlası ile yıkılmış vaziyette evinin olduğu”nun belirtildiği; bu durumda, 5233 sayılı Kanunun, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, komisyon tarafından, yukarıda belirtilen ve davacı adına kayıtlı malvarlıkları da dikkate alınarak, köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının gerekirse keşif yapılarak ve keşif tarihinin de usulune uygun olarak davacıya/vekiline bildirilmek suretiyle davacının, ulaşamadığı ve zarar gördüğü malvarlığının belirlenmesi ve tespit edilen malvarlığı üzerinden 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar ortaya konulmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu, davacı adına herhangi bir malvarlığı kaydına rastlanmadığından bahisle başvurusunun reddine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, resmi kurumlarla yapılan yazışmalar neticesinde davacının köyde mal varlığının bulunduğuna dair bir belgenin olmadığının bildirildiği; davacı tarafından da komisyon dosyasına herhangi bir emlak ya da tapu kaydının sunulmadığı iddia edilerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte, davalı idarece mahkeme kararı gereği yerine getirilirken, kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde veya araştırmalarda başvurucular lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, davacı bakımından Mahkeme kararında belirtilen … İlçe Jandarma Komutanlığının 17/10/2014 tarihli tutanağında yer alan evin tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği ve mükerrer ödemeye neden olunmayacak gerekli önlemlerin alınması gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3.2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.