Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2861 E. 2020/3196 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2861 E.  ,  2020/3196 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2861
Karar No: 2020/3196

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünden (tüzel kişiliği iptal olup … / … köyüne bağlanmış) bölgede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç ettiği iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; komisyon kararında ilgili kurumlarla yapılan yazışmalar neticesinde adına herhangi bir malvarlığı kaydına rastlanmadığından bahisle başvurunun reddedildiği, ancak davalı idarece davacının malvarlığının tespitine ilişkin olarak yapılan 12/10/2011 tarihli keşifte davacı adına 220 m² ev, 117 m² ahır, 77 m² samanlık ile kurumuş halde 15 adet ceviz, 40 adet erik ve 50 adet kavak ağacının tespit edildiği, yine davacının da katıldığı 05/07/2012 tarihinde yapılan keşifte ise adına alt katı ahır olan 220 m² ev ile 33 dekar kıraç arazi, 10 adet ceviz ağacı (6’sı kurumuş), 20 adet karışık meyve ağacının (12’si kurumuş) tespit edildiği, ayrıca söz konusu köyde kadastro çalışmalarının yapıldığı ancak kesinleşmediği; bu durumda, 5233 sayılı Kanunun, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, komisyon tarafından, yukarıda belirtilen ve davacı adına tespit edilen malvarlıkları da dikkate alınarak ve söz konusu malvarlıklarının davacıya ait olup olmadığı hususunun araştırılıp yapılan her iki keşifteki tespitler arasındaki çelişkinin giderilerek yine anılan köyde yapılan kadastro çalışmalarının sonucunun da dikkate alınmak suretiyle, köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının gerekirse yeniden keşif yapılarak ve keşif tarihinin de usulune uygun olarak davacıya/vekiline bildirilmek suretiyle davacının, ulaşamadığı ve zarar gören malvarlığının belirlenmesi ve tespit edilen malvarlığı üzerinden 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar ortaya konulmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu, davacı adına herhangi bir malvarlığı kaydına rastlanmadığından bahisle başvurusunun reddine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, resmi kurumlarla yapılan yazışmalarda davacının köyde mal varlığı bulunduğuna dair bir belgenin olmadığının bildirildiğii, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının başvuru dilekçesinde … köyünden bahsettiği, 06/04/2011 tarihli Jandarma tutanağında da muhtar beyanına göre davacının 1994 yılında … köyünden ayrıldığının belirtildiği görülmektedir. Bununla birlikte, Tunceli Kadastro Müdürlüğünün … tarihli yazısında … köyünün tüzel kişiliğini yitirdiği ve … Köyü Muhtarlığına bağlandığı, … köyündeki kadastro çalışmalarının tespit aşamasında olduğu belirtilmiş, … tarihli Tunceli Kadastro Müdürlüğü yazısında ise Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyünde kadastro çalışmalarının tamamlandığı bilgisi yer almıştır.
Bu halde; davalı idarece mahkeme kararı gereği yerine getirilirken, kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucu lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği; öte yandan komisyonca yapılan 05/07/2012 tarihli keşife ait tespit tutanağının notlar kısmında aynen ”kadastro tespitinde (2010) araziler kardeşler adına muhtemelen yazılmış. Ancak başvurucu kadastro tespiti öncesi aile adına başvurmuş olduğundan arazinin tamamı yazılmıştır” açıklamasına yer verilmişse de, davacının 25/12/2006 havale tarihli başvuru dilekçesinin kardeşleri adına bir başvuru içermediği, bu bakımdan davacının aynı yere yönelik kardeşlerini temsilen usulüne uygun bir başvurusu bulunup bulunmadığının davalı idarece araştırıldıktan sonra değerlendirmede bulunulacağı açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.