Danıştay Kararı 10. Daire 2019/2850 E. 2020/3368 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/2850 E.  ,  2020/3368 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/2850
Karar No: 2020/3368

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ikamet ettiği … ili, … ilçesi … köyünden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalındığı iddiasıyla uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun 27/05/2013 tarih ve 62/01/2013/255 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvurunun, “adına kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmadığı” gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmakla birlikte, 06/11/2012 tarihli keşif tutanağında adı geçen köyün kadastro görmediğinin belirtildiği, yine 18/10/2011 tarihinde yapılan keşiflerde bir takım malvarlığı tespiti yapıldığı (her ne kadar 18/10/2011 tarihli keşif tutanağında “kayıtların davacının eşinden kaldığı” yazılmış ise de, davacının eşinin 21/10/2005 tarihinde vefat etmesi nedeniyle eşi adına tespit edilen malvarlığına miras hissesi oranında sahip olduğu), bu kapsamda davacının malvarlığına (gerek kendi adına, gerekse miras yoluyla kalan malvarlığına) ilişkin detaylı araştırma yapılarak, terör olayları nedeniyle zarar gören bir malvarlığı ve yine ayrıca güvenlik kaygısı nedeniyle ulaşamaması sebebiyle zarara uğrayan malvarlığı (yapılan keşifte elde edilen veriler ile şayet kadastro yapılıp, tamamlanırsa, kadastro sonucu elde edilecek veriler de dikkate alınarak) bulunup bulunmadığı şayet böyle bir malvarlığı var ise kapsamını ve niteliğini tespite yönelik olarak gerekli araştırma ve incelemeler yapılmak suretiyle Kanun kapsamında tazmini gereken bir zarar bulunup bulunmadığının ortaya konulması, zararının tespit edilmesi durumunda köyün boş kaldığı süre ile sınırlı olarak tazmini gerekirken, davacının başvurusunun “adına kayıtlı herhangi bir malvarlığı kaydına rastlanmadığı” gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacı, köyde mal varlığı bulunduğuna ve bu mal varlığına 5233 sayılı Kanunun 7. maddesinin (c) fıkrası kapsamında ulaşılamadığına yönelik iddiada bulunmuşsa da, bu iddiayı ispata yönelik emlak ya da tapu kaydının ve terör olayları nedeniyle köyün terk edildiğine delil olabilecek belgenin bulunmadığı ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte; davalı idare tarafından mahkeme kararı gereği yerine getirilirken, başvuru dilekçesinde 5233 sayılı Kanun kapsamında zararın karşılanmasının talep edildiği yer olan … ilçesi, … köyünün kadastrosunun tamamlanıp tamamlanmadığının araştırılması ve kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucu (davacı) lehine tespit edilmiş olan taşınmazların tapu kayıtlarının gerek başvurucudan istenmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin başvurucudan (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının dinlenmeyeceği ve mükerrer ödemeye neden olunmayacak gerekli önlemlerin alınması gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.