Danıştay Kararı 10. Daire 2019/11908 E. 2022/6104 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/11908 E.  ,  2022/6104 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11908
Karar No : 2022/6104

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin 18/04/2019 tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mardin ili, …ilçe Emniyet Amirliği’ne sokağa çıkma yasağının ilan edildiği 08/10/2014 tarihinde geldiği esnada kolluk görevlileri tarafından terörist sanılarak açılan ateş sonucu yaralanan davacı tarafından, olayda idarenin genel hükümlere göre sorumluluğunun bulunduğundan bahisle, uğradığını ileri sürdüğü zararlara karşılık 50.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; kolluk kuvvetlerince meşru müdafaa sınırının mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaş ile aşılması sonucu davacının yaralanmasına sebep oldukları olayda idarenin hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, öte yandan somut olayda sosyal risk ilkesinin şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, yaralanmasına sebep olan kolluk görevlileri hakkında açılan ceza davasının derdest olduğu, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, olayda müterafik kusurunun bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının yaralanmasına sebep olan fiil Dairemizin 08/09/2021 tarih ve E:2019/9821, K:2021/3973 sayılı kararı ile “terörle mücadele faaliyeti kapsamında” icra edilmiş bir fiil olarak nitelendirildiğinden, davacının olaydaki müterafik kusuru da göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacı lehine sosyal risk ilkesi gereğince genel hükümlere göre maddi tazminata hükmedilmesi ve hükmedilecek maddi tazminat tutarından, 5233 sayılı Kanun uyarınca kendisine ödenecek olan maddi tazminat tutarının mahsup edilmesi gerektiği, öte yandan yine uğradığı manevi zararlara karşılık sosyal risk ilkesi gereğince davacı lehine makul bir tutarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyası ile Dairemizin E:2022/2621 sayılı esasına kayıtlı dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı …, 08/10/2014 tarihinde Mardin ili, … ilçe Emniyet Amirliği’ne geldiği esnada kolluk görevlileri tarafından terörist zannedilerek açılan ateş sonucu yaralanmıştır.
Davacının yaralanmasına ilişkin olayla ilgili olarak açılan ceza davasında, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile sanık güvenlik görevlilerinin olayda meşru savunma sınırını, mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaşla aştıkları kabul edilerek, haklarında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, temyiz incelemesi neticesinde anılan karar, Yargıtay … Ceza Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; “…katılanların (Davacı … de katılanlardandır.) davranış biçimlerinin gerçek sebebinin ve PKK/KCK terör örgütü mensubu olup da karakola saldırı yapmaya gelen kimseler olmadıklarının onlarla yapılan mülakat sonucunda anlaşıldığı olayda, yıllardır ve özellikle bu dönemde yaygın terör olaylarının yaşandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan Mardin ili … ilçesinde gerçekleşen yargılama konusu olayda sanıkların önceden aldıkları istihbari bilgiler doğrultusunda kendilerine ve polis memuru arkadaşlarına yönelik bombalı araçla yapılacak saldırının ortaya çıkaracağı sonuçların ağırlığı, uyarılara karşın katılanların Emniyet binasına doğru iki araçla gelmeleri ile bölgenin özellikleri bir bütün olarak göz önüne alındığında; sanıkların bölgede yaşadıkları, tanık oldukları, çatışmalarda ve bombalı eylemlerde arkadaşlarını kaybettikleri, yaşanılan olayların etkisiyle kendilerine yönelen saldırıları def etme amacıyla meşru savunma koşullarının oluştuğuna ilişkin kaçınılmaz bir hataya düştüklerinden eylemleri hakkında TCK’nin 30/3 maddesi delaletiyle TCK’nin 25/1 maddesi uyarınca meşru savunma nedeniyle beraatlerine karar verilmesi gerektiği..” gerekçesiyle bozulmuştur.
Davacı tarafından, 18/06/2015 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na olay nedeniyle uğradığı zararların karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine, olayda idarenin genel hükümlere göre sorumluluğunun bulunduğundan bahisle, uğradığını ileri sürdüğü zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin kusura dayalı ya da kusursuz sorumluluğu yanında, Anayasanın öngördüğü sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olarak ve bu temel üzerinden, kolektif sorumluluk anlayışı çerçevesinde bilimsel ve yargısal içtihatlar ile sosyal risk ilkesi geliştirilmiştir.
Terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanun kapsamında manevi zararların tazmin edilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Maddi Tazminat İsteminin Reddine İlişkin Kısmına Yönelik Olarak Davacı Tarafından Yapılan İstinaf Başvurusunun Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın belirtilen kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan; davacının yaralanmasına sebep olan olayda idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmaması sebebiyle, bakılan davada davacı lehine genel hükümler uyarınca maddi tazminata hükmedilmesi olanaklı değil ise de; davacının aynı olay sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Mardin Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; Dairemizin 08/09/2021 tarih ve E:2019/9821, K:2021/3973 sayılı bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının yaralanmasına sebep olan fiil “terörle mücadele faaliyeti kapsamında” icra edilmiş bir fiil olarak kabul edilerek, davacının maddi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiğinden, davacının olay nedeniyle uğradığı maddi zararlara karşılık, 5233 sayılı Kanun’un 9. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde Mardin Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca davacıya maddi tazminat ödeneceği açıktır.
Bu itibarla, davacının maddi tazminat isteminin reddine yönelik temyize konu kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Manevi Tazminat İsteminin Reddine İlişkin Kısmına Yönelik Olarak Davacı Tarafından Yapılan İstinaf Başvurusunun Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği, zararlı sonuca etkisi ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
Davacının aynı olay sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Mardin Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; Mardin İdare Mahkemesinin davanın reddi yolundaki kararının bozulmasına ilişkin olarak verilen Dairemizin 08/09/2021 tarih ve E:2019/9821, K:2021/3973 sayılı kararında; “….olayın yaşandığı 08/10/2014 tarihinden önceki iki gün ilçede izinsiz gösteriler gerçekleştirildiği, olayın yaşandığı gün de bu gösteriler nedeniyle Mardin ili … ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, olay günü güvenlik güçlerinde bomba yüklü beyaz bir araçla saldırı yapılacağı yönünde istihbari bilgi bulunduğu, davacıyla birlikte karakola ilerlemekte olan davacı yakınlarının bindiği otomobilin de beyaz renkli olduğu, uyarılara karşın davacının Emniyet binasına doğru geldiği, güvenlik görevlilerinin önceden yaşanılan olayların etkisiyle davacıyı terörist zannederek müdahalede bulundukları, Yargıtay’ın…. kararında da bu durum gözetilerek sanık güvenlik görevlilerinin olayda meşru savunma koşullarının oluştuğuna ilişkin kaçınılmaz bir hataya düştükleri kabul edilerek beraatlerine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, bölgede olayın yaşandığı dönem ve önceden de mevcut olan terör olayları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, olayın yaşandığı gün güvenlik güçlerinin gelebilecek terörist saldırılara karşı hazırlık yaptığı…” gerekçesiyle, davacının yaralanmasına sebep olan fiil; “terörle mücadele faaliyeti kapsamında” icra edilmiş bir fiil olarak değerlendirilmiştir.
Buna göre, terörle mücadele faaliyeti nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan davacının manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlığın, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilerek, davacının olay nedeniyle uğradığı manevi zararın karşılanması gerekirken, somut olayda sosyal risk ilkesinin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda; olayın oluş şekli, davacının olaydaki tutumu ve olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmaması hususları bir arada gözetilerek, sosyal risk ilkesi gereğince, olay nedeniyle uğradığı manevi zararlara karşılık davacı lehine makul ve hakkaniyetli bir tutarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin manevi tazminatın reddine ilişkin kısım yönünden KABULÜNE, maddi tazminatın reddine ilişkin kısım yönünden REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, davacının maddi tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, davacının manevi tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.