Danıştay Kararı 10. Daire 2019/11254 E. 2020/4439 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/11254 E.  ,  2020/4439 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11254
Karar No : 2020/4439

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …’a vesayeten, …
2- ….
3- …
3. …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …
2- ..
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Beşiktaş ilçesinde bulunan “…” isimli gece kulübüne 01/01/2017 tarihinde yapılan silahlı terör saldırısında …’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, müteveffanın kızı … için 20.000,00 TL maddi, 400.000,00 TL manevi, anne … ve baba … için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi, 175.000,00 TL manevi, kardeşleri …. ve …an için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 872.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacılar tarafından bu dava açılmadan önce 5233 sayılı Kanun kapsamında maddi zararlarının karşılanması istemiyle … Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna 07/02/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, başvuru hakkında belge eksikliği nedeniyle işlem yapılmadığı, belgelerin ibraz edilmesi halinde talebin yeniden değerlendirilmesine karar verildiği, bu aşamada maddi tazminat istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı, manevi tazminat istemlerinin ise sosyal risk ilkesi kapsamında idare hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminatın ödenmesi, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın kısmende olsa hafifletilmesi gerektiği gerekçesiyle, müteveffanın kızı … için 150.000,00 TL, annesi … ve babası … için ayrı ayrı 75.000,00 TL, kardeşleri … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu …. İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, söz konusu olayda idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğu, takdir edilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğu ileri sürülmektedir. Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, zarar ile idari eylem arasında illiyet bağının bulunmadığı, hizmet kusurunun olmadığı, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olması nedeniyle manevi tazminat istemlerinin reddi gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı İstanbul Valiliği tarafından, maddi zararların 5233 sayılı Kanuna göre ve bu Kanunda belirlenen usullere göre karşılanacağı, Kanunun manevi zararları kapsamadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının oldukça fazla olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz istemlerinin reddi, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A-) Temyize konu kararın, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, maddi tazminat istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacılar tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B-) Temyize konu kararın, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmının incelenmesi: Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
5233 sayılı Kanunda açıkça manevi tazminat ödenmesini engelleyen bir hüküm olmaması nedeniyle sosyal risk ilkesine dayalı olarak manevi tazminata hükmedilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 01/01/2017 tarihinde meydana gelen silahlı saldırıda yaşamını yitiren Hatice Karcılar’ın davacıların annesi, çocuğu ve kardeşi olduğu, idareye yaptıkları maddi tazminat başvurularının belge eksikliği nedeniyle kabul edilmediği, manevi tazminat istemlerinin ise 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği , daha sonra davacılar tarafından davalı idarenin hizmet kusuruna dayanılarak çocuk için 20.000,00 TL maddi, 400.000,00 TL manevi, anne ve baba için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi, 175.000,00 TL manevi, iki kardeş için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 872.000,00 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta meydana gelen terör olayından yakınlarını kaybeden davacıların elem ve acı duyması nedeniyle oluşan bu manevi zararının sosyal risk ilkesi gereği tazmini gerekmekle birlikte İdare Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü ile çocuk için 150.000,00 TL, anne ve baba için ayrı ayrı 75.000,00 TL, iki kardeşin her biri için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 340.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesinin, olayın oluş şekline göre zenginleşmeye sebep olacak miktarda fazla olduğu görüldüğünden, manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak olay karşısında duyulan acıyla da orantılı olacak şekilde yeniden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte; benzer olaylar nedeniyle yaşamını yitiren şahısların yakınları tarafından açılan davalarda ilk derece mahkemeleri tarafından hükmedilen, eş için 50.000,00 TL, çocuk için 50.000,00 TL, anne ve baba için 30.000,00 TL ve kardeşler için 15.000,00 TL manevi tazminat miktarları, Dairemizin E:2019/4967, K:2020/970 ve E:2019/8249, K:2020/3966 sayılı kararları ile zenginleşmeye yol açmayacak, hakkaniyetli ve Dairemiz içtihatlarına uygun bulunduğundan onanmış olup, Bölge İdare Mahkemesince davacıların manevi tazminat istemleri hakkında Dairemizin bu kararları emsal alınarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu itibarla, manevi tazminat istemlerinin kısmen reddi kısmen kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı davalı idarelerce yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, manevi tazminat istemlerinin kısmen reddi, kısmen kabulüne ilişkin …. İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K… sayılı kararının,maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3 Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 03/11/2020 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.