Danıştay Kararı 10. Daire 2019/11158 E. 2023/655 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/11158 E.  ,  2023/655 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11158
Karar No : 2023/655

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU: Davacı tarafından; ikamet etmekte olduğu Bingöl ili, Solhan ilçesi, …köyünde meydana gelen terör olayları sonucunda oluşan güvenlik kaygısı nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğramış olduğu zararının 5233 sayılı Yasa kapsamında tazmini talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddedilmesine ilişkin Bingöl Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun …tarih ve …sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 23/10/2018 tarihli ve E:2017/376, K:2018/7158 sayılı bozma kararına uyularak …İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacıya ait herhangi bir tapu kaydına rastlanmadığı, davacının ispatla yükümlü olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken; kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucu lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacıdan (başvurucudan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenilmesi gerekmekte olup, bu ispatın gerçekleştirilemediği tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının ise dinlenmeyeceği, bu anlamda 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gereken bir zararın oluşup oluşmadığına ve mükerrer ödemelerde bulunulmamasına dikkat edileceği açıktır.
Öte yandan, Komisyon tarafından, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin bozma kararına uyularak yeniden yapılacak keşif sonucu, köyün boş kaldığı döneme ilişkin olarak -henüz kadastro işlemlerinin yapılmamış olması nedeniyle- davacı ile eşinin müşterek kullanımında bulunan tapusuz taşınmazların tespit edilmesi halinde, bu taşınmazlar yönünden davacıya sadece kendi payına düşen kısım ve başvuru konusu dönem ile sınırlı bir ödeme yapılması gerektiği de açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının yukarıda yer verilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde iadesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.