Danıştay Kararı 10. Daire 2019/11098 E. 2020/4443 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/11098 E.  ,  2020/4443 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11098
Karar No : 2020/4443

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I.Hukuk Müş. Yrd. V. …

İSTEMLERİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Beşiktaş ilçesinde bulunan … isimli gece kulübüne 01/01/2017 gecesi yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybeden …’nın annesi …, babası … ve kardeşi … tarafından, manevi zararlarının giderilmesi için her bir davacı için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacılar yakının silahlı saldırıda öldürülmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminin 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu, dolayısıyla zararın idari hizmetin işleyişine ilişkin bir kusurdan değil de terör eyleminden kaynaklanması karşısında, uyuşmazlığın çözümünde manevi tazminat istemlerinin sosyal risk ilkesi kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği belirtilerek, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın kısmende olsa hafifletilmesi gerektiği, aynı zamanda zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile her bir davacıya ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 02/08/2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurularına konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacılar tarafından; talep edilen manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacak miktarda olmadığı, takdir edilen miktarın ortaya çıkan acı ve kederi giderecek işlevden uzak olduğu, müteveffanın çok genç yaşta vefat ettiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi Kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, kusursuz sorumluluk nedeniyle uğranılan zararların hesaplanmasında davacının almakta oldukları aylıkların tamamının yarar olarak kabul edilmesi gerektiği, 2330 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yapılan ödemelerin maddi ve manevi zararların karşılığı olduğunun hüküm altına alındığı, manevi tazminatla kişinin acı ve üzüntüsünün kısmen de olsa tatmin edilmesinin amaçlandığı buna göre, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı … Bakanlığı tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur. Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz istemlerinin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
5233 sayılı Kanun’un açıkça maddi tazminat kalemlerinin karşılanmasını öngörmesi sebebiyle, sosyal risk ilkesine dayalı manevi tazminat istemleri için ayrıca tam yargı davalarında bu ilkeye dayalı olarak manevi tazminata hükmedilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 01/01/2017 tarihinde meydana gelen silahlı saldırıda yaşamını yitiren müteveffanın yakınları olan davacıların davalı idareye yaptıkları başvuru sonucunda yasal mirasçılara 33.620,30 TL ödenmesine karar verildiği, bu tutarın ödenmesinden sonra davalı idarenin hizmet kusuruna dayanılarak her bir davacı için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığığı anlaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta meydana gelen terör olayından manevi olarak etkilenen davacıların bu hal itibarıyla elem ve acı duyması nedeniyle oluşan bu manevi zararın sosyal risk ilkesi gereği tazmini gerekmekle birlikte İdare Mahkemesi kararında hükmedilen, anne, baba ve kardeş için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın, olayın oluş şekline göre zenginleşmeye sebep olacak miktarda fazla olduğu görüldüğünden, manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak olay karşısında duyulan acıyla da orantılı olacak şekilde yeniden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte; benzer olaylar nedeniyle yaşamını yitiren şahısların yakınları tarafından açılan davalarda ilk derece mahkemeleri tarafından hükmedilen, eş için 50.000,00 TL, çocuk için 50.000,00 TL, anne ve baba için 30.000,00 TL ve kardeşler için 15.000,00 TL manevi tazminat miktarları, Dairemizin E:2019/4967, K:2020/970 ve E:2019/8249, K:2020/3966 sayılı kararları ile zenginleşmeye yol açmayacak, hakkaniyetli ve Dairemiz içtihatlarına uygun bulunduğundan onanmış olup, Bölge İdare Mahkemesince davacıların manevi tazminat istemleri hakkında Dairemizin bu kararları emsal alınarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu itibarla, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulu kısmen reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin kararının kabule ilişkin kısmında bu yönüyle hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 03/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.