Danıştay Kararı 10. Daire 2019/10341 E. 2020/3827 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/10341 E.  ,  2020/3827 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/10341
Karar No : 2020/3827

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
DAVANIN_KONUSU : 25/09/2010 tarih ve 27710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelik ile belirlenen asgari şartları taşıyan ve bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresinin, 2. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 12/D maddesinin 2. ve 3.fıkralarının, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinin, 4. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin eki Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “Muayenehanenin …çalışma saatlerini ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını belirten uygunluk belgesi düzenlenmesini içeren dilekçe” ibaresi ile 8. fıkrasındaki “…istihdamı zorunlu olan sağlık çalışanlarının hizmet sözleşmeleri ve diplomaları…” ibaresinin ve 5. maddesi ile esas Yönetmeliğe eklenen Ek-6/a, Ek-13 ve Ek-14’ün iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Dava konusu düzenlemelerle muayenehanelerin kazanılmış haklarının yok sayıldığı, bu düzenlemelerin kanunla yapılması gerektiği, çalışma hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandırıldığı, Sağlık Bakanlığının muayenehanelere ilişkin düzenleme yapma yetkisinin olmadığı, Yönetmelik hazırlanırken çağrılan hekimlerin görüşlerinin dikkate alınmadığı ileri sürülerek dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği iddia edilmektedir.

DAVALININ_SAVUNMASI : Muayenehanelerin sağlık hizmeti sunumunda fiziki standartlar ve tıbbi donanım olarak ilk basamak düzeyinde değerlendirildiği, bu nedenle hasta güvenliği, çalışanın hukuki sorumluluğu gibi nedenlerle riski en aza indirmek amacıyla muayenehanelerde yapılabilecek girişimsel işlemlerin minimum düzeyde tutulduğu, daha ileri tetkik ve tedavilerin fiziki ve tıbbi donanımı yeterli olan kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılmasının hedeflendiği, muayenehanelerde yapılabilecek işlemler listesinin hazırlanmasının, muayenehanelerde yapılamayacak işlemleri sınırlandırmanın çok güç olmasından kaynaklandığı, Bakanlıkça oluşturulan bilimsel komisyonda yer alan üyelerin “bilimsel açıdan yeterli olmadıklarına” ilişkin hukuken kabul edilebilir bir gerekçe bulunmadığı, bilimsel komisyon tarafından müzakere edilerek listenin oluşturulduğu, insan hayatını doğrudan etkileyen sağlık kuruluşlarının mümkün olan en iyi standartta hizmet vermesine yönelik düzenlemeler yapıldığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Dava konusu düzenlemeler, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak verilen 29/03/2018 tarihli ve E:2017/3660, K:2018/3239 sayılı kararla iptal edildiğinden, aynı düzenlemeler hakkında yeniden bir karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 25.9.2010 tarih ve 27710 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” in 1. maddesindeki “…bu Yönetmelik ile belirlenen asgari şartları taşıyan ve bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresi ile 2., 3., 5. maddelerinin ve 4. maddesindeki “1) Muayenehanenin … çalışma saatlerini ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını belirten uygunluk belgesi düzenlemesini içeren dilekçe,” “8) …istihdamı zorunlu olan sağlık çalışanlarının hizmet sözleşmeleri ve diplomaları…” ibarelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
25.9.2010 tarih ve 27710 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin1., 2., 3., 5. ve 4. maddesinin birinci fıkrası, Danıştay Onuncu Dairesinin 2.10.2012 tarih ve E:2010/14115,K:2012/4556 ve 2.10.2012 tarih ve E:2010/15005,K:2012/4557 sayılı kararlarıyla iptal edilmiştir.
Davanın 4. maddesindeki “8) …istihdamı zorunlu olan sağlık çalışanlarının hizmet sözleşmeleri ve diplomaları..” ibaresinin iptali istemine ilişkin kısmına gelince;
3.8.2010 tarih ve 27661 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile Yönetmeliğe eklenen “Muayenehane Standardı ve Açılması” başlıklı 12/D maddesinin (ğ) bendinde, muayenehanede en az bir sağlık personelinin istihdam edilmesi şartı getirilmişken, anılan Yönetmelikte yapılan ve 3.8.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile muayenehanelerde en az bir sağlık personeli istihdam etme zorunluluğu kaldırılarak, muayenehanede gerekli görülmesi halinde sağlık personeli ve sekreter istihdam edilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Muayenehanelerin faaliyete başlamalarından sonra burada çalışan sağlık ve diğer personel ile hekim arasındaki çalışma ilişkisinin ortaya konulması, belirli tıbbi işlemlerde sorumluluğun tespit edilmesi açısından yapılan düzenlemede hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Yönetmeliğin 4. maddesinin 8. fıkrasına yönelik olarak davanın reddi, dava konusu edilen diğer maddelerine yönelik olarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 25/11/2014 tarih ve E:2013/5989, K:2014/8847 sayılı kararının, İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/10/2017 tarih ve E:2015/1844, K:2017/3116 sayılı kararıyla kısmen onanıp kısmen bozulması üzerine, bozulan kısım hakkında tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, 25/09/2010 tarih ve 27710 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelik ile belirlenen asgari şartları taşıyan ve bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresinin, 2. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 12/D maddesinin 2. ve 3.fıkralarının, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinin, 4. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin eki Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “Muayenehanenin …çalışma saatlerini ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını belirten uygunluk belgesi düzenlenmesini içeren dilekçe” ibaresi ile 8. fıkrasındaki “…istihdamı zorunlu olan sağlık çalışanlarının hizmet sözleşmeleri ve diplomaları…” ibaresinin ve 5. maddesi ile esas Yönetmeliğe eklenen Ek-6/a, Ek-13 ve Ek-14’ün iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 25/11/2014 tarih ve E:2013/5989, K:2014/8847 sayılı kararı ile;
Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddenin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresinin, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinin, 4. maddesiyle değiştirilen Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “…ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını…” ibaresinin ve 5. maddesiyle esas Yönetmeliğe eklenen “Ek-13″ün; “muayenehanelerde yapılabilecek ya da yapılamayacak işlemlere yönelik listelerin, Sağlık Bakanlığının sürekli kurulları olan Tıpta Uzmanlık Kurulu ve Yüksek Sağlık Şurası eliyle belirlenmesi, bu bakımdan muayenehanelerde yapılabilecek işlemlerin mi yoksa yapılamayacak işlemlerin mi belirleneceği noktasında bir karara varılması ve bu belirlemenin her uzmanlık dalı ile ilgili ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği; sonuç olarak, bu konuda yetkili olan Tıpta Uzmanlık Kurulu ile Yüksek Sağlık Şurası tarafından belirlenmeden, bilimsel bir çalışma ve tespit yapılmadan, herhangi bir objektif kural getirilmeden tespit edilen muayenehanede yapılabilecek işlemler listesinde ve bu listenin uygulanmasına yönelik hükümler içeren dava konusu yönetmelik hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesi ile iptaline;
Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddenin 2. fıkrasındaki iptal edilen ibare, 4. maddesi ile değiştirilen esas Yönetmeliğin eki Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki iptal edilen ibare ile 5. maddesindeki iptal edilen ibare dışında kalan kısımlar ile Yönetmeliğin 2. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 12/D maddesinin 2. ve 3.fıkralarının iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacının ve davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/10/2017 tarih ve E:2015/1844, K:2017/3116 sayılı kararıyla; Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmı onanmış, iptale ilişkin kısım yönünden ise davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek, “181 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 1219 sayılı Yasa hükümlerinde belirlenen, Sağlık Bakanlığının sürekli kurulları niteliğindeki Yüksek Sağlık Şurasının ve Tıpta Uzmanlık Kurulunun oluşturulma amacı ve bu kurulların görevleri dikkate alındığında, Sağlık Bakanlığının muayenehanelerde yapılabilecek işlemler listesini belirlerken alması gereken bilimsel görüşün bu kurullardan alınmasını zorunlu hale getiren bir hükme yer verilmediği, Sağlık Bakanlığının muayenehanede yapılacak işlemler listesini belirlerken Tıpta Uzmanlık Kurulu veya Yüksek Sağlık Şurasından görüş almamış olmasının, dava konusu düzenlemeyi hukuka aykırı hale getirmeyeceği; diğer taraftan, muayenehanede yapılacak işlemler listesinin belirlenmesinde, bilimsel bir görüşün alınması gerektiği, dosyanın incelenmesinden idarece söz konusu bilimsel görüşün alınması amacıyla bir komisyon oluşturulduğu ve bu komisyondan alınan kararlar üzerine dava konusu düzenlemenin yapıldığının anlaşıldığı; bu durumda Dairece davalı idare tarafından oluşturulan komisyonun niteliği ve komisyon tarafından alınan kararlar da dikkate alınarak dava konusu yönetmelik değişikliğinde hukuka aykırılık olup olmadığı yönünden yeniden bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bu kısım bozulmuştur.
Davacının karar düzeltme istemi İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/05/2019 tarih ve E:2018/1386, K:2019/2240 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bu haliyle, kararın redde ilişkin kısmının kesinleştiği görülmektedir.
Buna göre, dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresi, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendi, 4. maddesiyle değiştirilen Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “…ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını…” ibaresi ve 5. maddesiyle esas Yönetmeliğe eklenen Ek-13 sayılı “Muayenehanede Yapılabilecek Tıbbi İşlemler Listesi” yönünden İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Dava konusu değişiklikle, Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasında, muayenehane, “bir tabip tarafından mesleğini serbest olarak icra etmek üzere müstakilen açılan, bu Yönetmelik ile belirlenen asgari şartları taşıyan ve bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği sağlık kuruluşudur.” şeklinde tanımlanmış; Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinde, muayenehanede yapılabilecek tıbbi işlemler listesinin EK-13’te yer aldığı belirtilmiş; Ek-1/d’nin 1. fıkrasında Ek-13 sayılı işlemler listesine yollamada bulunulmuş; Ek-13 sayılı listede ise muayenehanede yapılabilecek tıbbi işlemler sayılmıştır.
Görülen davada da dava konusu olan, 25/09/2010 tarih ve 27710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresi, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendi, 4. maddesiyle değiştirilen Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “…ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını…” ibaresi ve 5. maddesiyle esas Yönetmeliğe eklenen Ek-13 sayılı “Muayenehanede Yapılabilecek Tıbbi İşlemler Listesi”nin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onuncu Dairesince anılan düzenlemelerin iptali yolunda verilen 02/10/2012 tarih ve E:2010/15005, K:2012/4557 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 18/12/2014 tarih ve E:2013/832, K:2014/5077 sayılı kararı ile -yukarıda yer verilen gerekçe ile aynı yöndeki gerekçe ile- bozulması üzerine, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince verilen 29/03/2018 tarih ve E:2017/3660, K:2018/3239 sayılı kararda;
“Davalı idarenin, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve anılan mevzuat uyarınca, çıkaracağı yönetmeliklerle, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılmasını değiştirme ve öngörülen amaçlara uygun olarak teşkilatlanmalarını sağlayabilme konusunda görevli ve yetkili olduğu, bu çerçevede ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının tâbi olacakları usul ve esaslar ile bu kuruluşların niteliklerini belirleme konusunda da yetkisi bulunduğu;
Ancak, dava konusu uyuşmazlık, ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarından olan muayenehanelerde yapılabilecek işlemlerin belirlenmesine ilişkin düzenlemeden kaynaklandığından, uyuşmazlığın çözümü için, davalı Bakanlığın bu belirlemeyi tek başına mı yapacağı yoksa kendi bünyesinde oluşturduğu komisyonlar aracılığıyla mı bu yetkisini kullanacağının belirlenmesi gerektiği;
Muayenehanede yapılabilecek işlemlerin belirlenmesine yönelik dava konusu düzenlemenin bilimsel ve tıbbi niteliğinin bulunduğu dikkate alındığında, bu konunun bilimsel ve uzmanlık alanları itibarıyla yeterli, başka bir ifade ile tüm uzmanlık alanlarını temsil edebilecek nitelikte bir komisyon tarafından belirlenmesi gerektiği, tıp biliminin gerekleri doğrultusunda tüm uzmanlık alanlarını temsil kabiliyetini haiz bir bilimsel komisyon oluşturulup muayenehanelerin fiziki ve teknik standartları gözetilerek muayenehanelerde yapılabilecek işlemlerin mi yoksa yapılamayacak işlemlerin mi sayma suretiyle belirlenmesinin uygun olacağının bilimsel komisyonca tespit edilmesi, muayenehanelerde yapılacak işlemlerin tahdidi olarak belirlenmesinin uygun olduğuna karar verilmesi halinde ise hangi işlemlerin hangi uzmanlık dalında yapılabileceğinin her uzmanlık dalı itibarıyla ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği;
Dosyanın incelenmesinden, muayenehanelerde sunulacak sağlık hizmetlerine yönelik işlem listesi düzenlenmesi amacıyla 19/08/2010 tarih ve 33661 sayılı Bakanlık Oluru ile Ankara’da bulunan Eğitim ve Araştırma Hastanelerinden 16 branştan toplam 56 uzman hekimin katılımıyla bir ön komisyon oluşturulduğu, anılan ön komisyon tarafından, muayenehanelerde sunulacak sağlık hizmetlerine ilişkin 314 işlemin belirlendiği, daha sonra davalı Bakanlık nezdinde, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü, Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Ankara Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminden oluşan başka bir komisyon tarafından, ön komisyonca belirlenen işlem sayısının 219’a düşürüldüğü, ardından, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle Ek-13 sayılı liste yayımlanarak muayenehanelerde sunulacak sağlık hizmetlerine yönelik işlem sayısının bu kez 184 olarak belirlendiği;
Davalı idarece bilimsel komisyonlar tarafından yapılan çalışmalar sonucunda dava konusu düzenlemelerin yapıldığı ileri sürülmekte ise de; ön komisyonun teşkili göz önünde bulundurulduğunda; Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Yönetmeliği’ne göre 43 ana dal, 45 yan dal olmak üzere 88 tıpta uzmanlık dalı bulunmasına rağmen 16 uzmanlık alanından hekimin katılımı ile komisyonun oluşturulduğu;
Bu durumda idarece tüm uzmanlık alanlarını temsil kabiliyetini haiz bir bilimsel komisyon oluşturularak düzenleme yapılması gerektiği, her uzmanlık alanının görüşünün alınmasının, uzman hekimlerin kendi alanlarıyla ilgili değerlendirme yapmasının, muayenehanelerde sunulan sağlık hizmetinden yararlanan kişilerin yararına sonuç doğuracağı, ancak Ek-13 sayılı listenin hazırlanması aşamasında oluşturulan ön komisyonun ve sonrasında Bakanlık nezdinde oluşturulan komisyonun tüm uzmanlık alanlarını temsil kabiliyeti bulunmadığı görüldüğünden Ek-13 sayılı listede ve bu listenin yollamada bulunduğu dava konusu düzenlemelerde bu yönden kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığı;
Ayrıca davalı idarece oluşturulan ön komisyon tarafından belirlenen 314 işlem sayısının Bakanlık nezdinde oluşturulan komisyon tarafından 219’a düşürüldüğü, dava konusu Yönetmelik yayımlanırken ise sayının 184 olarak belirlendiği dikkate alındığında, işlem sayısındaki bu azalışa ilişkin idarece herhangi bir bilimsel veri sunulmadığı, bu durumun da somut bir gerekçeye dayanmadığı” gerekçesine yer verilerek anılan düzenlemelerin iptaline karar verilmiştir.
Bu kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/10/2019 tarih ve E:2018/2154, K:2019/4805 sayılı kararı ile; Daire kararının Ek-13 sayılı listenin iptaline ilişkin kısmı, “Muayenehanelerde yapabilecek işlemlerin belirlenmesinin bilimsel ve tıbbi niteliği bulunduğundan öncelikle, alt komisyonun bu belirlemeyi yapabilecek nitelikte olup olmadığının belirlenmesi gerektiği;
Alt komisyonda yer alan hekimlerin, 1219 sayılı Kanun’un 1. maddesi kapsamında tıp eğitimi aldıkları ve komisyonun, tıp biliminin gerekleri doğrultusunda karar verebilecek kişilerden oluştuğu, ayrıca 1219 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca tüm hekimlerin tedavi hakkını haiz oldukları göz önünde bulundurulduğunda, alt komisyonun bilimsel nitelikte olduğu ve komisyonda yer alan hekimlerin dava konusu listeyi belirleme yetkinliğinin de bulunduğunun görüldüğü;
Bakanlık nezdinde oluşturulan üst komisyon raporunda; alt komisyonca belirlenen liste değerlendirilerek; hasta güvenliği, çalışanın hukuki sorumluluğu açısından riski en aza indirmek amacıyla muayenehanelerde yapılabilecek işlemlerin minimum düzeyde tutulduğu, daha ileri tetkik ve tedavi gerektiren işlemlerin fiziki ve tıbbi donanımı yeterli olan kamu ve özel sağlık kuruluşlarında yapılmasının hedeflendiği, listedeki mükerrer işlemlerin çıkarıldığı, birbirini tamamlayan işlemlerin tek başlık altında birleştirildiği, 70-113 sıra aralığında yer alan işlemlerin ancak fizik tedavi ruhsatı alınması kaydıyla yapılabileceği açıklamalarına yer verilerek 219 işlem belirlendiği, dava konusu Ek-13 sayılı listede ise 184 işleme yer verildiği;
Üst komisyon raporunda yapılan bu açıklamalarda, fizik tedavi ruhsatına ilişkin işlemler dışında, alt komisyon listesinin dışında kalan işlemlerin değerlendirilmesinde genel ifadelere yer verildiği ve bu işlemlerin liste dışında kalmasının somut verilerle gerekçelendirilmediği, üst komisyon raporundan sonra yayımlanan dava konusu listedeki azalış hakkında ise dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı;
Bu durumda, bilimsel yetkinliği bulunan alt komisyon tarafından belirlenen muayenehanelerde yapılabilecek işlem sayısındaki azalışa ilişkin idarece herhangi bir bilimsel bilgi ve veri sunulmadığı anlaşıldığından, dava konusu Ek-13 sayılı listede bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı;
Bu itibarla, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen dava konusu Ek-13 sayılı listenin iptali yolundaki kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmediği” gerekçesine yer verilerek, diğer kısımları ise aynen onanmıştır.
Bu nedenle, işbu davada da dava konusu olan aynı düzenlemeler hakkında yeniden bir karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 25/09/2010 tarih ve 27710 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen esas Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasındaki “…bu Yönetmelikte tanımlanan tıbbi işlemlerin yapılabildiği…” ibaresinin, 3. maddesiyle esas Yönetmeliğin 38. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinin, 4. maddesiyle değiştirilen Ek-1/d’nin 1. fıkrasındaki, “…ve Ek-13’te yer alan işlemlerden hangilerinin yapılacağını…” ibaresinin ve 5. maddesiyle esas Yönetmeliğe eklenen Ek-13 sayılı “Muayenehanede Yapılabilecek Tıbbi İşlemler Listesi”nin iptali istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Sonucu itibarıyla dava kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen retle sonuçlandığından, davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre yarısı olan … TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan … TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL’nin davalı idare üzerinde bırakılmasına, … TL’nin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davanın retle sonuçlanan ve onanarak kesinleşen kısmı için ilk kararda davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edildiğinden bu konuda yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4. Posta gideri avansından artan tutar varsa kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.