Danıştay Kararı 10. Daire 2018/5552 E. 2022/6164 K. 19.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/5552 E.  ,  2022/6164 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/5552
Karar No : 2022/6164

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından, 2019 Yılı At Yarışları Genel Hükümlerinin “Kısaltmalar ve tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde yer alan (DHT) tanımı ile “Atların Yaşlarına ve Grup Koşusu Kazanma Durumlarına Göre İştirak Şartları” başlıklı 5. maddesinin (ç) fıkrasının birinci bendinde yer alan “2019 yılı ve sonrası doğumlu olup; geriye dönük jenerasyonunda en az bir ithal nesil bulunan Türkiye doğumlu Arap atları, ve/veya bu atların soyundan gelen atlar (ithal edilmeden önce IFAHR üyesi ülkelerde G1 koşuda plase (1-2-3) olmuş veya G2 koşu kazanmış aygırların soyundan gelen atlar ile 1983 yılı ve sonrasında ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının soyundan gelip kendisi ya da yavruları G1/G2/G3 veya muadili koşularda plase (1-2-3) olmuş atlar ve bunların soyundan gelen atlar hariç) sadece DHÖW şartı taşıyan koşulara ve uluslararası koşulara katılırlar.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI :
At yetiştiricisi olan davacı tarafından, davalı idarenin hem at yetiştiricisi, hem yarış düzenleyicisi olması nedeniyle yetiştirdiği atları pahalı fiyata sattığı, yarışlarda rakipsiz koşturarak haksız kazanç elde ettiği, eşitlik ilkesine aykırı davrandığı, dava konusu düzenlemeler ile özel hara yetiştirmesi olan WAHO’ya kayıtlı safkan Arap atlarının yarışlara katılımının önemli ölçüde azaltıldığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ_SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından, Safkan Arap atlarına mahsus ırk vasıflarını muhafaza etmenin 5996 sayılı Kanunla verilmiş bir görev olduğu, WAHO dahil hiçbir kurumun yarış programlarının belirlenmesi ve şartlara müdahale yetkisinin bulunmadığı, devlet haralarında yapılan yetiştiriciliğin temelinin ıslah yoluyla safkan Arap atı yetiştiriciliği olduğu, bu bağlamda devlet haralarında at yetiştirilmesi çabalarının sonucunun saptanmasının da önem taşıdığı, bu amaçtan hareketle devlet haralarında yetişen atlara has yarışlar düzenlenmesinin ve katılma bakımından sınırlama getirilmesinin doğal olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenlemelerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 2019 Yılı At Yarışları Genel Hükümlerinin 3’üncü maddesinin (DHT) başlıklı (b) fıkrasında yer verilen ve davacının sahibi olduğu yarış atlarının koşulara katılmasına sınırlama getirdiği iddia edilen; “Devlet Harası yetiştirmesi olan atların katılabileceği koşuları; anası ve babası Devlet Harası Yetiştirmesi olup 1983 ve sonrası doğumlu olan özel yetiştirme atlar ve bunların soyundan gelen atlar ile 1983 yılından sonra ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının Devlet Harası Yetiştirmesi aygırlar ile çiftleşmesi sonucu doğan atlar ve bunların soyundan gelen atların katılabileceği koşuları,” hükmü ile “Atların Yaşlarına ve Grup Koşusu Kazanma Durumlarına Göre İştirak Şartları” başlıklı 5’inci maddesinin (ç) fıkrasının 1’inci paragrafında yer alan “2019 yılı ve sonrası doğumlu olup; geriye dönük jenerasyonunda en az bir ithal nesil bulunan Türkiye doğumlu Arap atları, ve/veya bu atların soyundan gelen atlar (ithal edilmeden önce IFAHR üyesi ülkelerde G1 koşuda plase (1-2-3) olmuş veya G2 koşu kazanmış aygırların soyundan gelen atlar ile 1983 yılı ve sonrasında ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının soyundan gelip kendisi ya da yavruları G1/G2/G3 veya muadili koşularda plase (1-2-3) olmuş atlar ve bunların soyundan gelen atlar hariç) sadece DHÖW şartı taşıyan koşulara ve uluslararası koşulara katılırlar.” hükmünün iptali istemiyle açılmıştır.
6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanunun 8’inci maddesinde, “Yarışların şartlarına, tertip, icra ve inzıbatına, hipodrom veya yarış yerlerinin tanzim ve idaresine, yarış programları, ikramiyeler ve müşterek bahislere müteallik teknik, idari ve mali inzibati hususlar, Yüksek Komiserler Heyetinin teşekkül sureti, vazife ve salahiyetleri inzibatı cezaların hangi hallerde hangi merciler tarafından verileceği, yarışların ve salahiyet verilmiş dernek ve belediye ve özel idarelerin murakabe ve teftiş tarzı ve doping muayenelerine ait usuller bu kanun ve beynelmilel yarış nizamlarına ve memleket ihtiyaçları ve işin icaplarına göre Tarım Vekaletince hazırlanıp İcra Vekilleri Heyetince tasdik edilecek nizamnamelerde belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
At Yarışları Tüzüğünün 36’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında, ”Safkan atlara mahsus koşulara, koşunun şartlarında ve yıllık yarış programları genel hükümlerinde aksi belirtilmedikçe aşağıdaki ırklara mensup ve Türkiye At Soy Kütüğüne kayıtlı atlar katılır. Aşım yaptırılmak üzere yurt dışına giden kısraklardan doğan taylar Türkiye’de doğmuş sayılır.” kuralı yer almış, “B” bendinde de Safkan Arap Atları;
l) Türkiye’de doğmuş Safkan Arap Atları,
II) Doğduğu yıl içinde yabancı ülkelerden getirilen safkan Arap atları,
III) Yabancı ülkelerden getirilen safkan Arap atları
olarak gruplandırılmıştır.
Söz konusu Tüzüğün 39’uncu maddesinde de, “Safkan Arap atı yarışlarına koşunun şartlarında ve yıllık yarış programları genel hükümlerinde aksi belirtilmedikçe 36’ncı maddenin “B” bendinde belirtilen bütün atlar katılır. Ancak, Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi,Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı koşularına sadece Türkiye’de doğmuş safkan Arap atları katılır.” kuralı getirilmiştir.
Görüldüğü üzere, Tüzükle yapılan düzenleme doğrultusunda, Türkiye’de doğan, doğduğu yıl içinde yabancı ülkelerden getirilen ve yabancı ülkelerden getirilen safkan Arap atları yarış otoritesi olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca aksine kural konulmadıkça koşulara katılabilecektir.
Dava konusu düzenleme ise, a) “DH” Devlet Harası yetiştirmesi olan atların katılabileceği koşuları, b) “DHT” Devlet Harası yetiştirmesi olan atların katılabileceği koşuları, anası ve babası Devlet Harası yetiştirmesi olup, 1983 ve sonrası doğumlu olan özel yetiştirme atlar ve bunların soyundan gelen atlar ile 1983 yılından sonra ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının Devlet Harası Yetiştirmesi aygırlar ile çiftleşmesi sonucu doğan atlar ve bunların soyundan gelen atların katılabileceği koşuları, ifade edeceğini hükme bağlamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının özel yetiştirdiği atların, “DH” ve”DHT” tanımının kapsamında yer almadığından, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yetiştirdiği veya ithal ettiği atlardan doğan atların katıldığı koşulara katılamadığı; ayrıca, 2019 Yılı At Yarışları Genel Hükümlerinin 5’inci maddesinin (ç) fıkrasının 1’inci paragrafında yer verilen düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek bu konudaki düzenlemenlerin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile yarış koşullarını belirleme konusunda davalı idareye tanınan düzenleme yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna göre devlet haralarında yapılan yetiştiriciliğin temelinin ıslahı yoluyla safkan arap atı yetiştiriciliğini bir sistem içinde yapmak olduğu, Devlet Haralarında yetiştirilen atların sürat, mukavemet, cesaret, sağlık durumlarını ve verim kontrollerinin de yarış sahalarında yapıldığı dikkate alındığında, bazı koşuların yalnız DH ve DHT damgalı atlar arasında düzenlenmesinde yasal isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan, ülkemizde düzenlenen at yarışlarının at yetiştiriciliğini özendirmesi dışında başka amaçları da bulunmakta, bunlardan birtanesi de Devlet Haralarında at yetiştirilmesi çabalarının sonucunu saptamaktır. Böyle bir amaçtan hareket edildiğinde bu tür haralarda yetişen atlara yönelik olarak, yarış programında yer alan “DH” ve “DHT” tanımlaması kapsamında bir kısım yarışların düzenlenmesi tabiidir.
Yarışların, verim kontrolüne esas teşkil etmesi ve ıslah işleminin uygulanmasına yardımcı olması bakımından, yarış programlarının gerek idari gerekse mali ve hukuki durumlarını tespit etmenin davalı bakanlığın bir atçılık politikası gereği olduğundan, 2019 yılı at yarışlarında Devlet Harası koşularına yalnız (DH) damgalı, Devlet Harası Özel yarışlarına Devlet Harası yetiştirmesi olan atlar ile, anası ve babası Devlet Harası yetiştirmesi olup, 1983 ve sonrası doğumlu olan özel yetiştirme atlar ve bunların soyundan gelen atların iştirak ettirilmesinde; iştirak şartlarının da atların yaşlarına ve grup koşusu kazanma durumlarına göre belirlenmesinde dayanağı yasa ve tüzük hükümlerine aykırılık görülmemektedir.
Davacı tarafından, dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialarda da yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Bakılan dava, 2019 Yılı At Yarışları Genel Hükümlerinin “Kısaltmalar ve Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde yer alan “Devlet Harası yetiştirmesi olan atların katılabileceği koşuları; anası ve babası Devlet Harası Yetiştirmesi olup 1983 ve sonrası doğumlu olan özel yetiştirme atlar ve bunların soyundan gelen atlar ile 1983 yılından sonra ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının Devlet Harası Yetiştirmesi aygırlar ile çiftleşmesi sonucu doğan atlar ve bunların soyundan gelen atların katılabileceği koşuları,” şeklindeki (DHT) tanımı ile “Atların Yaşlarına ve Grup Koşusu Kazanma Durumlarına Göre İştirak Şartları” başlıklı 5. maddesinin (ç) fıkrasının birinci bendinde yer alan “2019 yılı ve sonrası doğumlu olup; geriye dönük jenerasyonunda en az bir ithal nesil bulunan Türkiye doğumlu Arap atları, ve/veya bu atların soyundan gelen atlar (ithal edilmeden önce IFAHR üyesi ülkelerde G1 koşuda plase (1-2-3) olmuş veya G2 koşu kazanmış aygırların soyundan gelen atlar ile 1983 yılı ve sonrasında ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının soyundan gelip kendisi ya da yavruları G1/G2/G3 veya muadili koşularda plase (1-2-3) olmuş atlar ve bunların soyundan gelen atlar hariç) sadece DHÖW şartı taşıyan koşulara ve uluslararası koşulara katılırlar.” düzenlemesinin davacının sahibi olduğu yarış atlarının bazı koşulara katılmasına sınırlama getirdiği iddiasıyla iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Türkiye sınırları içerisinde at yarışları düzenlemeye, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen yarışlar üzerine yurt içinden ve yurt dışından müşterek bahis kabul etmeye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilidir.”; 8. maddesinde, “Yarışların şartlarına, tertip, icra ve inzibatına, hipodrom ve yarış yerlerinin tanzim ve idaresine, yarış programları, ikramiyeler veya müşterek bahislere dair teknik, idart, mali ve inzibati hususlara, Yüksek Komiserler Kurulunun teşekkül sureti, görev ve yetkilerine, görevlendirilecek 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki personel ve diğer personele yarış gelirlerinden karşılanmak şartıyla, 16 yaşından büyükler için tespit edilen aylık brüt asgart ücretin dört katını geçmemek üzere yapılacak aylık net ödemeler ile harcırahlara, Jokey Kaza ve Yardım Sandığı kurulması ile yardım sandığına üye olabilecekler, yardım sandığına at binme ücretinin % 10’unu geçmemek üzere kesinti yapılması, sandığın diğer gelirlerinin tespiti, sandık gelirlerinin harcanması ile bu gelirlerin, 5 inci madde uyarınca yetkilendirilen ilgili kurum veya kuruluşa borç olarak verilmesine veya ek 1 inci madde hükmü uyarınca oluşturulan hesaba aktarılmasına, disiplin cezalarının hangi hâllerde hangi merciler tarafından verileceğine, yarışların ve yetki verilmiş dernek, belediye ve il özel idarelerinin murakabe ve teftiş tarzı ile doping muayenelerine ait usuller, bu Kanun ve uluslararası yarış esasları ile memleket ihtiyaçları ve işin icaplarına göre Tarım ve Köyişleri (Orman) Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun “Zootekni” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, “Bakanlık, hayvan ıslahı, hayvan gen kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, damızlık amaçlı hayvanların yetiştirilmesi, kayıt altına alınması, ön soy kütüğü ve soy kütüklerinin oluşturulması ve belgelendirilmesi gibi zootekni konularında düzenleme yapmaya, hayvan yarışları düzenlemeye, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen hayvan yarışları üzerine yurt içinden ve yurt dışından müşterek bahis kabul etmeye yetkilidir.” hükmüne yer verilmiş; son fıkrasında da, bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği öngörülmüştür.
19/04/2011 tarihli ve 27910 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren At Yarışları Yönetmeliği’nin “Yarış programlarının hazırlanması” başlıklı 22. maddesinde, “(1) Yüksek Komiserler Kurulunca, her yıl tespit edilen yarış takvimi esaslarına göre, yıllık yarış programlarını hazırlamak üzere beş kişiden oluşan bir program kurulu teşekkül ettirilir. Kurulun üç üyesi kendi üyeleri arasından, iki üyesi ise Yarış Müessesesince önerilen dört kişi arasından Yüksek Komiserler Kurulunca seçilir. Kurul, ilk toplantısında üyeleri arasından bir başkan seçer. Kurulca hazırlanan yarış programlarının en geç kasım ayı sonuna kadar Yarış Otoritesine gönderilmesi gerekir.
(2) Yarış programları, Yüksek Komiserler Kurulunca incelenip karara bağlanır ve Yarış otoritesinin onayı ile kesinleşir. Kesinleşmiş yarış programlarının aynen uygulanması mecburidir. Ancak, mücbir veya zorunlu sebepler göz önünde bulundurularak Yüksek Komiserler Kurulu kararı ve Yarış Otoritesinin onayı ile herhangi bir yarış sezonu iptal edilebilir, kısmen veya tamamen ertelenebilir veya koşuların günü, ismi ve yeri değiştirilebilir, yarış günü ve koşu sayıları arttırılabilir veya azaltılabilir veya ek koşular konulabilir.
(3) Belirli bir tarihte yapılması gereken koşu veya koşuların mücbir veya zorunlu sebepler yüzünden yapılamaması halinde, bu koşu veya koşular en çok bir hafta süreyle geri bırakılabilir. Bu süre içinde yapılamayan bu gibi koşular, hiçbir işlem veya karara gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.”;
“Koşulara katılacak atlar” başlıklı 23. maddesinde, “(1) Safkan atlara mahsus koşulara, koşunun şartlarında ve yıllık yarış programları genel hükümlerinde aksi belirtilmedikçe, 24 ve 25 inci maddelerde belirtilen ırklara mensup ve soy kütüğüne kayıtlı atlar katılır. Soy kütüğüne kayıtlı kısrağın yurt içinde veya yurtdışında çiftleşmesi sonucunda yurtdışında doğan ve doğduğu yıl içinde Türkiye’ye getirilen taylar Türkiye’de doğmuş sayılır.
(2) Türkiye’ye gebe olarak ithal edilmesi esnasında karantinaya alınan ve bu süre içinde hastalık veya herhangi bir sebeple mahrecine iade edilmesine karar verilen veya Türkiye’den transit geçen veya tohumlanmak üzere Türkiye’ye getirilen kısraklardan doğan tayların Türkiye’ye kesin ithalatı gerçekleşmediği için bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılan koşulara katılamazlar.”;
“Koşulara katılabilecek safkan Arap atları” başlıklı 25. maddesinde, “(1) Safkan Arap atlarına mahsus koşulara, koşunun şartlarında ve yıllık yarış programları genel hükümlerinde aksi belirtilmedikçe, Türkiye’de doğmuş safkan Arap atları ve doğduğu yıl içinde yabancı ülkelerden getirilen ilgili atların soy ağaçlarında 2011 vılı itibarıyla geriye doğru en az dört nesil ana baba doğrulaması olan veya bunların soyundan gelen ve eşkal muayenesi yapılmış safkan Arap atları katılabilir.
(2) Ancak, Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koşularına sadece Türkiye’de doğmuş safkan Arap atları katılır.
(3) Safkan Arap atlarına mahsus uluslararası koşulara, koşunun şartlarına göre Safkan Arap Atları Soy Kütüğünde ve aynı zamanda Dünya Arap Atları Organizasyonunun kabul ettiği Uluslararası Soy Kütüğü Kitabında kaydı bulunan ve bu koşulara katılmak üzere yabancı ülkelerden getirilen 2011 yılı itibariyle geriye Doğru en az dört nesil ana baba doğrulaması olan veya bunların soyundan gelen safkan Arap atları katılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava Konusu Düzenlemelerin İncelenmesi:
2019 Yılı At Yarışları Genel Hükümleri’nin dava konusu olan;
“Kısaltmalar ve Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde,
“b) (DHT)
• Devlet Harası yetiştirmesi olan atların katılabileceği koşuları,
• Anası ve babası Devlet Harası Yetiştirmesi olup 1983 ve sonrası doğumlu olan özel yetiştirme atlar ve bunların soyundan gelen atlar ile 1983 yılından sonra ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının Devlet Harası Yetiştirmesi aygırlar ile çiftleşmesi sonucu oluşan atlar ve bunların soyundan gelen atların katılabileceği koşuları, … ifade eder.” tanımına;
“Atların Yaşlarına ve Grup Koşusu Kazanma Durumlarına Göre İştirak Şartları” başlıklı 5.maddesinin (ç) fıkrasının birinci bendinde, “2019 yılı ve sonrası doğumlu olup; geriye dönük jenerasyonunda en az bir ithal nesil bulunan Türkiye doğumlu Arap atları, ve/veya bu atların soyundan gelen atlar (ithal edilmeden önce IFAHR üyesi ülkelerde G1 koşuda plase (1-2-3) olmuş veya G2 koşu kazanmış aygırların soyundan gelen atlar ile 1983 yılı ve sonrasında ithal edilen dişi Arap atlarının veya ana karnında ithal edilen dişi Arap atlarının soyundan gelip kendisi ya da yavruları G1/G2/G3 veya muadili koşularda plase (1-2-3) olmuş atlar ve bunların soyundan gelen atlar hariç) sadece DHÖW şartı taşıyan koşulara ve uluslararası koşulara katılırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu düzenlemeler ile sahibi olduğu yarış atlarının bazı koşulara katılmasına sınırlama getirdiği iddia edilmektedir.
6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanun’un 8. maddesi ve At Yarışları Yönetmeliği’nin 25. maddesi ile davalı idareye tanınan safkan atların yarışlara katılma koşulları ve yarışların icrasına dair usul ve esasları belirleme konusunda düzenleme yetkisi sınırsız olmayıp; bu yetkinin, safkan atların saflığının korunması, bu saflığa gölge düşürücü halleri önleyici tedbirlerin alınması, uluslararası geçerli ıslah kuralları dahilinde özel hara yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve Türk atçılığının desteklenmesi amaçlarıyla sınırlı olarak kullanılması gerektiği tartışmasızdır.
Ülkemizin 1997 yılında üye olduğu WAHO (Dünya Arap Atı Organizasyonu) tarafından kabul gören ve Stud Book’ta (Uluslararası Soy Kütüğü Kitabında) kayıtlı atların, ülkemiz tarafından safkan Arap atı olarak kabul edildiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Nitekim, Safkan Arap ve İngiliz Atlarının Soy Kütüğü, Kayıtları, İthalat ve İhracatı Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde, “Türkiye soy kütüğüne kayıtlı ve pedigrili safkan ana ve babanın Türkiye’de doğmuş ve kendi ırk vasıflarını haiz safkan Arap ve İngiliz atları ile Türkiye’nin üyesi olduğu uluslararası kayıt otoritelerince kabul görmüş ülkelerin soy kütüğüne kayıtlı ve Uluslararası Soy Kütüğü Kitabında yayınlanmış ithalatlar ile bunların yavruları kaydedilir.
” kuralına yer verilmek suretiyle WAHO’ya kayıtlı ve Stud Book’ta yayımlanmış atların, safkan Arap atlarına mahsus Türkiye soy kütüğüne doğrudan kaydının yapılması esası benimsenmiştir.
Bununla birlikte, WAHO’ya kayıtlı atın “safkanlığı” ile “at yarışlarına katılımı”nın ayrı konular olduğu ve her iki alanda kendine özgü farklı kamu yararlarının söz konusu olduğu da aşikardır. Başka bir ifadeyle, WAHO’ya üye olunması ve buraya kayıtlı atların safkanlığının tanınması, Türk atçılığının uluslararası düzeyde etkinliğinin sağlanmasına yönelik kamu yararına hizmet ederken; at yarışlarının katılım ve icra koşullarının, 6132 sayılı Kanun’un 8. maddesinde “uluslararası yarış esasları ile memleket ihtiyaçları ve işin icapları” şeklinde ifade edilen ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun “Zootekni” başlıklı 10. maddesiyle davalı Bakanlığa verilen görevlerin gereği gibi icra edilmesine yönelik kamu yararının gözetilmesi suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede, 5996 sayılı Kanun’un 10. maddesinde, davalı Bakanlığın, “safkan Türk Arap atı” (WAHO’ya göre her ülke sahip olduğu Arap atını kendi ülke adını başa koyarak adlandırmaktadır.) ırkının ıslahının yapılması, gen kaynaklarının korunup geliştirilmesi, damızlık olarak yetiştirilmesi; dolayısıyla Devlet tarafından yetiştirilen/ (özellikle kan yakınlığının önlenmesi amacıyla) ithal edilen/ satın alınan atlar ile bu atların soyundan gelen özel yetiştirme atların, kısaca Türk atçılığının teşvik edilmesi ve desteklenmesi, safkan Türk Arap atı yetiştiriciliği yapan yerli üreticilerin korunması görevlerinin bulunduğu dikkate alınmalıdır.
Devlete verilen söz konusu görevlerin ülke çapında başarıya ulaşabilmesi için, öncelikle üretilen damızlık hayvanların doğru tespit edilmesi gerekmekte olup, Devlet Harası yetiştirmesi atlar ile bunların soyundan gelen özel yetiştirme atlar arasından damızlığa ayrılacakların tespitinin koşu performansına göre tayin edilmesinin en sağlıklı yöntem olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, bu atlara has yarışlar düzenlenmesi ya da bazı atlara bu yarışlara katılma kısıtlaması getirilmesi, bahse konu görevlerin doğal sonucudur. Aynı çerçevede, damızlık hayvanların soyundan gelen atların ülke sathına yayılması da Bakanlığa verilen görevlerin yerine getirilmesi için zaruridir. Bunun ise, ancak destekleyici ve teşvik edici yan düzenlemelerle sağlanabileceği açıktır. Devlet Harası yetiştirmesi olan ve ırkına, tipine ve verimine özgü özellikleri bakımından öne çıkan damızlık atların soyundan gelen atlara, safkan Arap atı yarışlarına özel kategoride/ kategorilerde katılma olanağı tanınmasının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca, gerek Devlet gerekse özel yetiştiriciler tarafından yapılan damızlık aygır/kısrak ya da yarış atı yetiştirme çalışmalarının sürdürülebilirliğinin, dolayısıyla Türk atçılığının devamlılığının sağlanması da yetiştirilen atların satılması veya katıldıkları yarışlarda yeterli başarı elde etmesi suretiyle maliyetlerin asgari düzeye çekilmesi ve makul seviyede gelir elde edilmesi ile mümkündür. Esasen, 6132 sayılı Kanun’un 8. maddesinde ifade edilen “memleket ihtiyaçları”ndan kasıt da bu olup; birden fazla yarış kategorisi belirlenmesi, yukarıda belirtilen amaçlara hizmet etmektedir.
Nitekim, anılan hükme istinaden yürürlüğe konulan ve dava konusu düzenlemelerin de dayanaklarından birini teşkil eden At Yarışları Yönetmeliği’nin 25. maddesinde, kural olarak Türkiye’de doğmuş safkan Arap atlarının, safkan Arap atlarına mahsus koşulara doğrudan katılımı kabul edilmiş, ayrıca Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Tarım ve Orman Bakanlığı koşularına yalnızca bu atların katılabileceği düzenlenmiş iken; WAHO’ya kayıtlı ithal atların, safkan Arap atlarına mahsus koşulara katılımı için ek koşullar öngörülmüş olup, söz konusu koşullar, Safkan Arap ve İngiliz Atlarının Soy Kütüğü, Kayıtları, İthalat ve İhracatı Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan, ithal edilecek safkan Arap taylarında aranan özellikler ve dava konusu 2018 Yılı At Yarışları Genel Hükümlerinin 3. maddesinin (e) bendindeki (TR) koşularının tanımı ile de örtüşmektedir. Buna göre, Türkiye’de doğmuş, Türkiye soy kütüğüne kayıtlı safkan Arap atlarının yarışlara katılımının teşvikine, özel kategorilerde yarışma hakkı tanınmasına ilişkin düzenleme sevk edilmesinin, Türk atçılığının geliştirilmesine yönelik olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
Öte yandan, anılan Yönetmelik maddesinde, düzenlemeye konu atların, safkan Arap atlarına mahsus Türkiye’de icra edilen her yarışa kural olarak katılabileceği belirtilmiş ise de; koşunun şartlarında ve yıllık yarış programları genel hükümlerinde, kuralın aksinin öngörülebileceği de ifade edilmiştir. Dolayısıyla, yarış programları genel hükümlerinde, Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Tarım ve Orman Bakanlığı koşuları dışındaki koşular yönünden, 6132 sayılı Kanun ile 5996 sayılı Kanun hükümleriyle belirlenen ve yukarıda özetlenen kamu yararı gözetilerek Türk atçılığının teşvik edilmesi ve desteklenmesine yönelik özel yarış kategorilerinin oluşturulmasının mümkün olduğu açıktır.
Ayrıca, özel yarış kategorileri oluşturulmasının, eşitlik ilkesine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır. Zira, Anayasa Mahkemesinin kararlarında da istikrarlı bir şekilde ifade edildiği üzere, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunla aynı işleme tâbi tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik ilkesi, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmemekte; durum ve konumlarındaki özellikler nedeniyle, kimi kişiler ya da toplulukların değişik kurallara tâbi tutulması, Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmemektedir. Buna göre, Türkiye’de doğan yerli üretim safkan Türk Arap atları ile yabancı ülkelerde üretildikten sonra Türkiye’ye ithal edilen WAHO’ya kayıtlı safkan Arap atlarının aynı konumda bulunmadıkları açık olup, eşitlik ilkesinin iki farklı grup at arasında uygulanmasına hukuki olanak bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, aktarılan hususlar ile 2019 yılı safkan Arap atlarına mahsus yarış programının dağılımı birlikte irdelendiğinde; yapılacak at yarışları arasında (DHT) tanımı kapsamında ayrı bir yarış kategorisi belirlenmesinde ve 2019 yılı ve sonrası doğumlu olup; geriye dönük jenerasyonunda en az bir ithal nesil bulunan Türkiye doğumlu Arap atları, ve/veya bu atların soyundan gelen atların (bentte sayılan atlar hariç) sadece DHÖW şartı taşıyan koşulara ve uluslararası koşulara katılmasının öngörülmesinde, dayanak Kanun ve Yönetmelik hükümleri ile eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.