Danıştay Kararı 10. Daire 2018/4999 E. 2022/766 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/4999 E.  ,  2022/766 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4999
Karar No : 2022/766

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 27/06/2018 tarih ve E:2018/911, K:2018/2265 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava, davacıların yakını …’in 21/01/2005 tarihinde … ilinde bulunan …-… istasyonları arasındaki tren raylarından karşıya geçmeye çalışırken davalı idareye ait … sefer sayılı trenin çarpması sonucu hayatını kaybetmesinde davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğundan bahisle eşi … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı sonucu 39.355,31 TL), 8.000,00 TL manevi, çocukları …, …, …, … için …’er TL manevi ve … için 1.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 36.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Dairemizin 20/12/2013 tarih ve E:2009/10382, K:2013/9245 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, davalı idarenin ve davacılar yakınının olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu oldukları, davacıların maddi zararının hesaplanması amacıyla düzenlenen ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülen bilirkişi raporunda, müteveffanın müterafik kusuru da gözetilerek …’in destekten yoksun kalma zararının 39.355,31 TL olarak hesaplandığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile davacılardan …’e 39.355,31 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, maddi tazminatın 1.000,00 TL’lik kısmı ile manevi tazminata görevsiz yargı yerine başvuru tarihi olan 18/09/2006 tarihinden, maddi tazminatın 38.355,31 TL’lik kısmına ise miktar artırım tarihi olan 23/05/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulü ile 5.000,00’er TL manevi tazminatın görevsiz yargı yerine başvuru tarihi olan 18/09/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Taraflarca, İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine ilişkin kısımlarına yönelik olarak yapılan temyiz başvuruları üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar hukuka aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı; esasa ilişkin olarak, mahkemece resen kusur oranının tespit edilmesinin yasaya aykırı olduğu, ayrıca meydana gelen olayda Kurumlarına kusur izafe edilmesine olanak bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde tamamen davacılar yakınının kusurlu olduğu, Kurumlarının kazanın meydana geldiği yerde tedbir alma yükümlülüğü ve sorumluluğunun bulunmadığı, öte yandan kaza ile ilgili olarak Kurum personeli hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan açılan ceza davası sonucunda ilgili personelin beraatine karar verildiği, diğer taraftan destekten yoksun kalma tazminatı hesabının da hatalı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 27/06/2018 tarih ve E:2018/911, K:2018/2265 sayılı kararı kaldırılarak tarafların temyiz istemi yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların yakını … 21/01/2005 tarihinde … ilinde bulunan …-… istasyonları arasındaki tren raylarından karşıya geçmeye çalışırken davalı idareye ait … sefer sayılı trenin çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir. Meydana gelen olay nedeniyle tazminat ödenmesi istemiyle … tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında davalı idareye karşı dava açılmış, anılan Mahkemenin … tarih ve K:… sayılı kararıyla davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Bu kararın üzerine meydana gelen olayda, davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla müteveffanın eşi … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı sonucu 39.355,31 TL), 8.000,00 TL manevi, çocukları …, …, …, … için 5.000,00’er TL manevi ve … için 1.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 36.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Davada; … İdare Mahkemesince, davacı …’in dava tarihinde reşit olmasına rağmen dava dilekçesini imzalayan avukatı vekil tayin ettiğine yönelik vekaletnamenin dilekçe ret kararı ile ara kararlarına rağmen sunulmaması nedeniyle davacılardan … yönünden davanın açılmamış sayılması, diğer davacılar yönünden davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, … dışındaki davacılar tarafından davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Onuncu Dairesinin 20/12/2013 tarih ve E:2009/10382, K:2013/9245 sayılı kararı ile temyize konu kararın bu kısmının bozulmasına karar verilmiş, İdare Mahkemesince, Mahkemelerince verilmiş olan kararın …’e ilişkin kısmının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle diğer davacılar yönünden bozma kararına uyulmak suretiyle uyuşmazlığın esası incelenerek temyize konu karar verilmiştir.
Öte yandan, meydana gelen olayla ilgili olarak … sefer sayılı trenin makinistleri olan … ve … hakkında “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek” suçundan … Asliye Ceza Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında görülen ceza yargılaması kapsamında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 17/07/2006 tarihli bilirkişi raporunda, davacılar yakını …’in meskun mahal içinde, iki hatlı demir yolunda yasal olmayan kontrolsüz demiryolu geçidinden, hemzemin olmayan bir yerden geçerken yaklaşan treni geç fark ettiği, dalgın ve dikkatsiz olarak tren yoluna girdiği, trenlerin fren ve durma mesafelerinin karayolu araçlarına göre çok daha uzun olduğunu düşünerek, durdurulamayacak kadar yaklaşan trene ilk geçiş hakkını vermediği belirlendiğinden kazanın oluşumunda %90 oranında asli kusurlu olduğu, sanık makinistlerin kusurlarının bulunmadığı, TCDD idaresinin ise çift hatlı demiryolunda yayaların geçişini önleyici tedbir almadığı, bariyer bulundurmadığı ve kontrol mekanizması kurmadığı için kazanın oluşunda %10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece anılan bilirkişi raporu da hükme esas alınmak suretiyle verilen … tarih ve K:… sayılı kararla sanıkların beraatine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 16/10/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Ayrıca meydana gelen olayla ilgili olarak … Bölge Yol Müdürü … hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan yapılan ceza yargılaması sonucunda … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla, yukarıda değinilen bilirkişi raporunda … görevlilerinin %10 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği hususuna da yer verilerek, kazanın oluşumu ile sanığın eylemleri arasında illiyet bağının bulunmadığı, bu sebeple suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiş, bu karar da temyiz edilmeksizin 30/01/2009 tarihinde kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesi kararının, davacılardan …’e yönelik temyiz istemi yönünden incelenmesi;
Dava dilekçesinde, davalı idareye karşı … Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davasının açıldığı tarihte 16 yaşında olan, müteveffa …’in oğlu … için maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğu, ancak Avukat … tarafından mahkemeye sunulan vekaletnamede … tarafından velisi olduğu … adına verilmiş bir yetkinin bulunmadığı, bunun üzerine Mahkemece 24/12/2008 tarihli ara karar ile usulüne uygun vekaletnamenin sunulması için on günlük süre verildiği, Avukat …’ın talebi üzerine bu sürenin 22/01/2009 tarihli ara karar ile 30 gün daha uzatıldığı, ara karar gereğinin yerine getirilmemesi üzerine … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… kararıyla davacılardan … hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı …’in velisi … tarafından, usulüne uygun şekilde bir avukata verilmiş vekaletnamenin veya bizzat velisi tarafından düzenlenmiş bir dilekçenin Mahkemeye sunulmadığı anlaşılmakla; bu hususta verilen ara kararların davacının velisi …’e tebliğ edilmesi gerekirken, Avukat …’a tebliğ edildiği, oysa adı geçen avukatın …’in vekili olmadığı bu nedenle yapılan tebligatların usule uygun olmadığı görüldüğünden, Mahkemenin bu davacı hakkında verdiği davanın açılmamış sayılması yönündeki kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Mahkeme kararının davada vekil ile temsil edilmeyen …’e ayrıca tebliğ edilmediği anlaşıldığından, diğer davacılar vekili veya yasal temsilcisi tarafından mahkeme kararının bu kısmının temyiz edilmemiş olmasının, kararın Mücahit Çekiç hakkında verilen kısmının kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağı açıktır.

İdare Mahkemesi kararının, maddi tazminata ilişkin kısmına yönelik temyiz isteminin incelenmesi;
Uyuşmazlığa konu olayla ilgili olarak yapılan ceza yargılamalarında hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davacılar yakını …’in kazanın oluşumunda %90 oranında asli kusurlu olduğu, davalı idarenin ise %10 oranında kusurlu olduğu tespitine yer verildiği dikkate alındığında; İdare Mahkemesince kusur oranı belirlenirken bu durum göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacılardan …’in yoksun kaldığı zararın hesaplandığı 24/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının evlenme ihtimalinin %0 kabul edilerek hesaplama yapıldığı görülmekte ise de, davacı …’in Dairemizce UYAP bilgi sisteminden ulaşılan nüfus kayıt örneğine göre 01/09/2015 tarihinde evlendiği görüldüğünden, davacının destekten yoksun kalma tazminatının bu tarihe kadar hesaplanması gerektiği anlaşılmakta olup, kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
Ayrıca davacı eş adına hükmedilecek maddi tazminat miktarı sonradan ortaya çıkan bu duruma göre yeniden hesaplanırken, davacı … ‘in destekten yoksun kalma zararının da hesaplanarak, paylaştırmanın buna göre yapılması gerekmektedir.

İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminata ilişkin kısmına yönelik temyiz isteminin incelenmesi:
Manevi zarar, kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, duyulan acı ve ıstırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmekte, fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminat, olayın oluş şekli ve etkilenenlerin durumları gözetilerek takdiren belirlenmelidir.
Zararı doğuran olayda müterafik kusurun bulunduğu durumlarda ise, mahkemece olayın oluş şekli, niteliği dikkate alınarak takdiren belirlenen manevi tazminat miktarına, tarafların kusur oranlarının da uygulanması gerekmektedir.
Mahkemece, meydana gelen olayda davacılar yakınının %90 oranında kusurlu olduğu gözetilerek manevi tazminata yeniden hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının anılan kısmında da bu yönüyle hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
2. … İdare Mahkemesince davanın kabulü yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.