Danıştay Kararı 10. Daire 2018/4585 E. 2022/6764 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/4585 E.  ,  2022/6764 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4585
Karar No : 2022/6764

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1) …
2) …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları …’ın Van İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde 05/11/2000 tarihinde 3-5 nöbetinden gelen bir polis memurunun demirbaş silahından çıkan kurşun nedeniyle hayatını kaybetmesinde idarenin sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek … için 79.072,89 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, … için 16.668,86 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2015 tarih ve E:2010/16462, K:2015/801 sayılı kararıyla manevi tazminat istemi yönünden onanması, maddi tazminat istemi yönünden bozulması üzerine bozma kararına uyularak dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda davacıların maddi zararlarının bulunmadığının belirlendiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu belirtilerek davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacılar tarafından, dava konusu olay nedeniyle oluşan maddi zararlarının karşılanmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte ve yeterlilikte olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacılar yakını polis memuru olan …’ın görev yapmakta olduğu Van İl Emniyet Müdürlüğünde 05/11/2000 tarihinde bir başka polis memuru tarafından vurulması sonucunda hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle öncelikle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın görev yönünden reddi üzerine, destekten yoksun kalma nedeniyle uğradıkları maddi zarar nedeniyle eş … için 79.072,89 TL, oğul … için 16.668,86 TL olmak üzere toplam 95.740,75 TL maddi tazminat ile olayın davacılarda oluşturduğu ağır elem ve acı sonucunda oluşan manevi zarar nedeniyle eş için 10.000,00 TL, çocuk için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava konusu olay nedeniyle sanık polis memuru aleyhine … Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile sanık polis memuru …’nin dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacılar tarafından dava konusu olay nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle sanık polis memuru … ile davalı idareye karşı 01/03/2002 tarihinde açtıkları davada tazminatın kısmen kabulü, kısmen reddi ile hükmedilen tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen ödenmesine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla sanık polis memuru … yönünden onanması, davalı idare bakımından ise görev yönünden bozulması üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile .. yönünden verilen karar bozma dışında bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, idare yönünden görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesi kararı icra takibine konu edilip sanık polis memuru … aleyhine icara takibi başlatılarak davacılar bir kısım alacaklarını tahsil etmişlerdir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun mülga 53. maddesinde, en az 10 yıl fiili hizmet süresini tamamlamış iştirakçilere “adi malullük aylığı”; 55. maddesinde, görevin neden ve etkisiyle yaralanan iştirakçilere 53. maddeye göre hesaplanacak adi malüllük aylıklarına, malullük derecelerine göre %15 ila %60 oranında zam yapılmak suretiyle “vazife malullüğü aylığı” bağlanacağı kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesince davacıların maddi zararlarının belirlenmesine yönelik yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen ve karara esas alınan 31/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapan ve 1974 doğumlu olan müteveffanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 48.28 yıl olduğu, davacı eşin 27 yaşında olduğu, müşterek çocukları olan …’ın olay tarihinde henüz doğmamış olduğu, eşin evlenme şansının içinde bulunduğu şartlar değerlendirildiğinde doğum öncesi %27, doğum sonrasında ise %22 olacağı, çocuğun 18 yaşında askere gidinceye kadar baba desteğinden yararlanacağı, davacı eşin evlenme şansı oranına tekabül eden tutarın tazminat tutarından düşüleceği, davacı eş …’ın destekten yoksun kalma tazminatının 587.229,46 TL, …’ın 100.981,41 TL olduğu, hesaplanan bu tazminat miktarlarından, yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği, buna göre; davacı eş ve çocuğa tütün ikramiyesi ödemesi yapıldığı, yapılan bu ek ödemelerin güncel tutarının toplamda davacı eş … için 46.001,50 TL, çocuk … için 7.578,49 TL olduğu, vazife malüllüğü – adi malullük farkının eş … için 67.613,57 TL, çocuk … için 33.180,38 TL olduğu, vazife malüllüğü peşin sermaye değeri ile adi malulük peşin sermaye farkının eş … için 20.513,19 TL, çocuk … için 6,892,99 TL olduğu, müteveffanın emeklilik maaşının 2.687,44 TL olacağı ve emeklilik aylığı peşin sermaye değerinin ise 481.775,21 TL olacağı, tüm bu miktarların davacılar adına hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı tutarından mahsubu neticesinde davacı eş … için herhangi bir bakiye tazminatın oluşmadığı, çocuk … için ise 53.329,65 TL bakiye tazminatın hesaplandığı, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının değerlendirilmesinden, Mahkemece eş … için 79.072,896,113 TL, davacı çocuk … için 16.668.860.856 TL maddi tazminata hükmedildiği, davacı eşin bakiye zararı oluşmadığından eş yönünden güncelleme yapılmayacağı, davacı çocuk için 16/12/2003 tarihinde hükmedilen 16.668.860.856 TL’nin çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilmesi durumunda elde edilebilecek net gelirin hesaplanması suretiyle yapılan güncelleme neticesinde, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacı çocuk … için hükmedilen 16.668.860.856 TL’nin 107.632,55 TL’lik değere ulaşacağı, bu miktarın çocuk … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından mahsubu neticesinde çocuk … için de bakiye tazminatın oluşmayacağı tespitlerine yer verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında, dava konusu olay neticesinde müteveffa …’ın eşi …’a 15/01/2000 tarihinden itibaren ve oğlu …’a 01/08/2001 tarihinden itibaren 5434 sayılı Kanun’un 45. maddesine göre 1. derece vazife malullüğü aylığı bağlandığı belirtilerek bağlanan aylıkların peşin sermaye değerleri bildirilmiştir.
Davacıların zararının ortaya konulması için gereken hesaplamalarda gözetilmesi gereken ilke ve unsurlar, Dairemiz yerleşik içtihatları uyarınca aşağıda belirtilen şekilde bilirkişi tarafından yeniden hesaplanmalıdır.
Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali kamu görevlisinin aylar itibariyle aldığı görev aylıkları ve ek ödemeler ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen aylıklar dikkate alınarak, desteğin görev aylığı ve ek ödemeler üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali kamu görevlisinin aylar itibariyle alabileceği görev aylıkları ve ek ödemeler ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek aylıklar dikkate alınarak, desteğin görev aylığı ve ek ödemeler üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile muhtemel ömrünün sonuna (TRH 2010 tablosuna göre) kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek aylıklar dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, davacılardan …’ın rapor tarihindeki yaşı esas alınarak evlenme ihtimali indirimi yapılması gerekmektedir.
Bununla birlikte davacıların sanık polis memuru … aleyhine açtıkları tazminat davasının … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile sonuçlandığı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla sanık polis memuru … yönünden onanarak kesinleştiği, ilamın … İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyası ile devam ettiği gözetilerek sanık polis memuru aleyhine hükmedilen maddi tazminat tutarının güncel değerinin de zararın tekliği ilkesi gereğince iş bu davada belirlenecek maddi zarardan yarar olarak indirilmesi gerekeceğinden tahsilde mükerrerliğe yol açmaması için tahsil edilip edilmediğinin araştırılması da gerekmektedir.
Buna göre İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu Mahkeme kararının maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.