Danıştay Kararı 10. Daire 2018/4461 E. 2022/6462 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/4461 E.  ,  2022/6462 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4461
Karar No : 2022/6462

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Balıkesir ili, Kepsut ilçesi, … Köyü, … Mevkiinde 14/09/2011 tarihinde çıkan yangın nedeniyle 1,7 hektar Devlet ormanının yanmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle oluşan zarara karşılık 285.557,03 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 14/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:.. sayılı kararıyla; Mahkemelerince yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak 14/09/2011 tarihinde Balıkesir ili, Kepsut ilçesi, … köyü, … mevkiinde meydana gelen orman yangınının, demiryolu köprülerinin boyama işinin yürütüldüğü sırada işçilerin kusuru ile kullanılan makinelerin kullanımı ve iyi muhafaza edilmeyen tiner, mazot ve boya kutuları sonucu çıktığının anlaşıldığı, dolayısıyla davalı idarenin bünyesinde gerçekleşen ve kontrolünden sorumlu olduğu boyama işi sırasında meydana gelen zararın, hizmet kusuru ilkesi gereğince davalı idare tarafından tazmini gerektiği, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, “1.207,04-TL ağaçlandırma bedeli, 534,60-TL iaşe gideri, 180,00-TL işçi primleri, 422,07-TL akaryakıt gideri, 1.237,50-TL ilk müdahale araçları gideri, 22.731,08-TL makine çalışma ücretleri, 80.208,66-TL helikopter masrafı (uçuş garanti süreleri düşürüldükten sonra), 8.531,30-TL uçak masrafı (uçuş garanti süreleri düşürüldükten sonra) olmak üzere toplam 115.051,23 TL zarar hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 115.051,23 TL’nin davalı idareye başvurunun yapıldığı 27/08/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; hükmedilen tazminat tutarına olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, yangın söndürmede kullanılan helikopterler ve uçak için yapılan harcamaların, uçuş garantisi adı altında bir kısmının ayrılarak, uçuş garantisi dışında kalan kısmının tazminine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu; davalı idare tarafından; demir yolu köprüsü boyama işinin eser sözleşmesine dayalı olarak yüklenici firma tarafından gerçekleştirildiği, dolayısıyla idarelerine husumet yöneltilemeyeceği, yangının çıkış sebebinin kesin olarak tespit edilemediği, ihtimaller üzerine kurgulanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamayacağı, idarelerine yüklenecek herhangi bir kusur bulunmadığı, kusur tespiti yapılırken mevsim şartları, o günkü hava durumu, rüzgar yönü, nem oranı, söndürme için zamanında ve yerinde müdahale yapılıp yapılmadığı gibi etkenlerin de değerlendirilmesi gerektiği, İdare Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, olay yerinde mevsim itibarıyla orman ölü örtüsünün kıvılcıma ve ateşe son derece hassas olduğundan bahsedildiği, ancak ormandaki kurumuş ot ve anızları temizlemekle görevli davacı idareye kusur atfedilmediği, hesaplanan tazminat miktarının fahiş olduğu, yasal faizin başvuru tarihinden itibaren işletilmesinin hatalı olduğu,
Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
14/09/2011 tarihinde Balıkesir ili, Kepsut ilçesi, … Köyü, …mevkiinde … -… tren istasyonları arasında 2224+470’inci kilometrede demir yolu üzerinde bulunan çelik köprünün yüklenici … Danışmanlık Çelik Konstrüksiyon İnşaat Madencilik Sanayi ve Limited Şirketi bünyesinde çalışan işçiler tarafından boya ve bakım çalışmaları yapılmış, çalışma yapılan alanda, dizel motorlu, akülü kompresör cihazı, boya pompası, kumlama makinesi ve yanıcı maddeler sınıfında olan içerisinde boya ve tiner maddeleri bulunan teneke kutuları ağızları açık şekilde güneş ışığı altında bırakılmak suretiyle saat 16.00 sularında işin bırakılmasının ardından çalışma yaptıkları alanda yangın çıkması sonucu 1.7 hektar Devlet ormanı yanarak hasar görmüştür.
14/09/2011 tarihinde Kepsut İlçe Jandarma Komutanlığınca düzenlenen olay yeri görgü ve tespit tutanağında özetle; “yangının çıkmasına bu noktada bulunan boya basma kompresörünün aşırı ısınmasından dolayı ve hemen yanında bulunan bir kısmının ağzı açık ve kullanılmış boya, tiner teneklerini de tutuşturması sonucu neden olduğu, yangının büyük bölümünün bu makinelerin bulunduğu yer ve çevresinde olduğu, demiryolu köprülerinin boyama işi ihalesini alan işçilerin olay yerinde çalıştıkları ve sonrasında söz konusu makinelerin ve boya, tiner tenekeleri ile mazot varillerinin etrafında yangına karşı emniyet tedbiri almadan bölgeden ayrıldıkları” belirtilmiştir.
Olayla ilgili, boyama ve bakım işini yapan işçiler hakkında yürütülen adli soruşturma esnasında alınan 15/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda; “Muhafaza altına alınarak incelenen makinelerin herhangi bir teknik arızasından ya da yanlış kullanılmasından dolayı yangının çıkmadığı, ancak direk güneş ışığı altında ağzı açık olarak bırakılan tenekelerdeki tinerin buharlaştığı, oluşan tiner buharının 32 dereceye ulaşan çevre sıcaklığında kendiliğinden parladığı ve yangına sebep olduğu, mazot, boya ve bilhassa tiner kutularını direk güneş ışınlarına maruz kalacak şekilde depolayan ve tiner kutusunun ağzını açık bırakan şüphelilerin ihmal ve kusurlarının söz konusu olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Orman yangını ile ilgili … isimli tanığın beyanında, “olay yerine 1 km uzaklıkta olan ve tamiri amacıyla gittikleri çeşmenin yanında bulunduğu, saat 17.00’a doğru söndürme helikopterlerini gördüğü, yangın çıktığını anladığı ve hemen yangın mahalline gittiği, ilk giden kişinin kendisi olduğu, demiryolunun hemen yanında bulunan kompresörün yandığını gördüğü, bacasından ateş çıktığı, demiryolunun yanında bulunan yağlı ağaçların da yandığı, yangının büyük ihtimalle kompresörden çıktığı, olay mahallinde piknik yapan veye bulunan insan görmediği”; … isimli tanığın beyanında ise, “Devlet Demir Yollarında işçi olarak çalıştığı, şirketin yetkilileri olan ismini daha sonradan öğrendiği … , … ve … adındaki işçilerin yangının meydana geldiği … mevkiinde bulunan köprülerin yanına geldikleri, bunların başında kontrol amacıyla bulunduğu, saat 16.00 sularında işi bıraktıkları, şahısların kompresör makinesini kapattığı, saat 16.30 sularında Devlet Demir Yolları şube müdürünün kendisini aradığı ve 222-224 km arasında yangın çıktığını söylediği, hemen yangının çıktığı, şirket çalışanlarının boyama amacıyla çalıştığı yere hareket ettiği, yangın yerine gittiğinde Orman İşletme Şefliğinin yangını söndürme çalışmaları yaptığı, kompresör makinesinin saat 10.00’dan 16.00’a kadar çalıştığı, tahminen meydana gelen orman yangınının bu makineden çıktığı, çalışanların makineyi kapattığı ancak akü kutup başlarını sökmediği, makinenin hemen yanında boya kutularının da bulunduğu ve bu boyaların yanması ile de yangının çıktığı”, işçilerin beyanlarında ise özetle, “yangının başlama sebebi ile ilgili olarak herhangi bir bilgi ve tahminlerinin olmadığı” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Olay nedeni ile yüklenici şirket nezdinde çalışan üç işçi hakkında “Taksirle orman yangınına sebep olmak” suçundan başlatılan soruşturma
sonucunda düzenlenen iddianame ile … Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmış, … tarih ve E:… , K:… sayılı karar ile “6831 sayılı Yasanın 110/3 maddesine aykırılık” suçundan çalışan işçilere 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiş, söz konusu ceza adli para cezasına dönüştürülmüş ve neticeten işçilerin 12.100’er TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 13/07/2017 havale tarihli raporda özetle; “Yangının ilk çıktığı yer olarak belirtilen köprü ve bu köprü demirlerinin boyanmasında kullanılan, boya basma kompresörünün aşırı ısınması, hemen yanında ateş ve kıvılcımlara karşı fevkalade hassas malzemelerin yer alması yanında, mevsim itibarıyla da orman ölü örtüsünün ateş ve kıvılcıma karşı son derece hassas olması sonucu, yangının, köprü boyanması sırasında, kompresörün aşırı ısınması ve hatta kıvılcım atmış olabileceği sonucunda çıktığı” yönünde görüşe yer verilmiş.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin E…. sayılı dosyasında Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, yüklenici şirket ve işçiler aleyhine açılan tazminat davasında verilen … tarih ve K:… sayılı kararla, “idarenin eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik açılan davanın 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü bakımından görev yönünden reddine, işçiler ve yüklenici şirket hakkında açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, bu kararın kesinleşmesi üzerine idari yargı yerinde bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin 1. fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
Öte yandan, davalı idare ile yüklenici firma arasında imzalanan “TCDD 7. Bölge Müdürlüğü Mıntıkasında 4 Adet Köprüde Boya Yapılması İşi”ne ait Sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İş ve işyerlerinin korunması ve sigortalanması” başlıklı 9. maddesinin (10) numaralı bendinde, işyeri ve çevresindeki bölgede, yeterli güvenlik önleminin alınmaması sebebiyle doğabilecek hasar ve zararın ödenmesinden yüklenicinin sorumlu olduğu, yüklenicinin, kazaların, zarar ve kayıpların meydana gelmesini önlemek amacı ile gerekli bütün tedbirleri almak ve yapı denetim görevlileri tarafından, kaza, zarar ve kayıp ihtimallerini azaltmak için verilecek talimatlara uymak zorunda olduğu, ayrıca yüklencinin, işyerinde kullanılan araç, gereç ve makinelerle patlayıcı maddelerin yol açabileceği kazalardan korunma usullerini ve tedbirlerini çalışanlara öğretmek zorunda olduğu öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada bulunan ve Mahkemece hükme esas alınan kusur saptamasına yönelik bilirkişi raporlarında, yüklenici firma bünyesinde çalışan işçilere; mazot, boya ve bilhassa tiner kutularını direkt güneş ışığı altında ağzı açık olarak bırakılmak suretiyle paydos verildiği, başka bir anlatımla demir yolu köprülerinin bakım ve boyama işinin yürütüldüğü sırada işçilerin ihmali nedeniyle yangının çıkması sonucu 1.7 hektarlık devlet ormanının hasar gördüğü gerekçesiyle kusur izafe edilmesine karşın, davalı idare tarafından, anılan işçilerin bünyesinde çalıştığı yüklenici firma … Danışmanlık Çelik Konstrüksiyon İnşaat Madencilik Sanayi ve Limited Şirketi’ne dava bildirilmediği gibi Mahkemeden de talep edilmediği, ayrıca İdare Mahkemesi tarafından da re’sen davanın ihbar edilmediği görülmektedir.
Buna göre, olayda sorumluluğu belirlenen yüklenici firmaya davalı idare tarafından rücu edebileceği dikkate alındığında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yukarıda aktarılan hükümleri uyarınca davanın ihbarı için gerekli koşulların uyuşmazlık bakımından oluştuğu sonucuna varıldığından, Mahkemece, dava sonucundan menfaati etkilenebilecek olan yüklenici firma … Danışmanlık Çelik Konstrüksiyon İnşaat Madencilik Sanayi ve Limited Şirketi’ne davanın re’sen ihbar edilmesi ve adil yargılanma hakkının bir unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ve dolayısıyla savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması gerekmektedir.
Bu itibarla, belirtilen usul hükümleri gözetilmeksizin davanın esası hakkında verilen karara karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacı tarafından aynı zararın tazmini istemiyle yüklenici firma ve işçileri aleyhine açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, “Balıkesir İli, Kepsut ilçesi, … Köyü, … Mevkiinde 14/09/2011 tarihinde çıkan yangın nedeniyle 1,7 hektarlık devlet ormanının yandığı, yangına davalılardan …, … ve …’ün sebep olduğu, 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı orman idaresinin hak ettiği tazminat tutarının 115.051,23 TL olduğu, … İdare Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında … sayılı kararıyla Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğünden davacı Balıkesir Orman İşletme Müdürlüğü-Kepsut Orman İşletme Şefliğinin 115.051,23 TL olan toplam zararın karşılanmasına karar verdiği görülmekle zararın tamamının Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından giderilecek olması nedeniyle ortada giderilecek başka bir zarar kalmadığından davanın reddine” karar verilmiş, anılan karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince verilen, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla, “Davacı tarafından davalı TCCD aleyhine diğer davalılarla birlikte açılan davanın tefriki ile yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmesinden sonra İdare Mahkemesinde aynı zararın tahsili istemi ile dava açılmış ve zararın davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından zararın tefrik edilen davalı idareden tahsil edilecek olması nedeniyle diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş ise de idare mahkemesinde davalı idare aleyhine verilen kararın davalıların davacıya karşı müteselsil sorumluluklarını ortadan kaldırmayacak olmasına ve gerçek zarar miktarının alınacak bilirkişi raporu ile tespit edilerek idare mahkemesinde davalı idare yönünden verilen tazminat hükmü nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere ödeme yapılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile idare mahkemesinde zararın davalı idareden tahsiline karar verilmesi nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi ayrıca TCDD dışındaki davalıların idare mahkemesine taraf olmamaları nedeniyle alınan bilirkişi raporunun onlar açısından bağlayıcı olmadığı gözetilerek yeniden zarar miktarının tespiti hususunda bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken idare mahkemesinde alınan raporla yetinilerek zararın davalı idare tarafından karşılanacağının kabul etmek usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.” gerekçesiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kaldırılmasına ve yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda sözü edilen, aynı zararın tazmini istemiyle yüklenici firma ve işçilere karşı açılan davada tazminat ödenmesine karar verildiği takdirde işbu davada hükmedilen tazminat ile adli yargıda yürütülen dava sonucunda verilecek tazminat mükerrer ödemeye sebep olabileceğinden, bu kapsamda mükerrer ödemenin önüne geçilmesi amacıyla adli yargıda açılan davanın sonucu göz önünde bulundurularak Bölge İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Hal böyle iken, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 115.051,23 TL maddi tazminatın davalı idarece davacı tarafa ödenmesi yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KABULÜNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.