Danıştay Kararı 10. Daire 2018/3998 E. 2020/3977 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/3998 E.  ,  2020/3977 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/3998
Karar No : 2020/3977

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ: 1. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 28/03/2018 tarih ve E:2016/15632, K:2018/1338 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 11/05/2013 tarihinde Hatay İli, Reyhanlı İlçesi’nde meydana gelen patlamalar sonucunda … ‘in hayatını kaybetmesi nedeniyle babası, annesi ve kardeşi olan davacıların manevi zarara uğradığı iddiasıyla herbiri için ayrı ayrı … TL olmak üzere toplam … TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacılar tarafından 11/05/2013 tarihinde meydana gelen patlama olayı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zararların tazmini amacıyla söz konusu patlamaların yaşandığı 11/05/2013 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde en geç 12/05/2014 pazartesi gününe kadar ilgili idareye başvurulması, başvuru neticesinde tesis edilecek işlemin neticesine göre tebliğden itibaren altmış gün içinde dava açılması gerekmekte iken patlamalardan çok sonra manevi zararların tazmini istemiyle 18/11/2015 tarihli dilekçe ile yapılan ve dava açma süresini canlandırma olanağı bulunmayan başvurunun 24/11/2015 tarih ve 21525 sayılı işlemle reddi üzerine 25/01/2016 tarihinde açılan davanın süresinde açılmadığı bu nedenle esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacıların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, söz konusu patlamalar sonrasında İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğince ön inceleme raporu düzenlendiği, Hatay Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’nün … tarih ve … nolu kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinin 2. fıkrası kapsamında görevlerinin gereğini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olan bu kişiler hakkında 4483 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmesine karar verildiği; bu karar üzerine Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, bahsi geçen dört kişi hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dolayı … tarih ve … sayılı İddianame hazırlanarak … Asliye Ceza Mahkemesi’nde E: … sayılı dosya ile 19/01/2015 tarihinde ceza davası açıldığı ve söz konusu ceza davasının halen devam ettiği, ayrıca Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, MİT ihbarının da üstünde tüm yapılması gereken istihbari çalışmaların ve önleyici tedbirlerin alınmasındaki gevşeklik, Hatay İlinin iç savaş halindeki Suriye’nin en geniş sınır ili olması ve çeşitli sebeplerden kaynaklanan özel ve hassas durumunun yeterince değerlendirilmemesi, gerekli tüm tedbirlerin alınmaması, böyle bir patlamanın bekleniyor olmasına karşın gerekli hassas çalışmaların yapılmaması nedeniyle Hatay İl Emniyet Müdürlüğü eski istihbarat şube müdürü de şüpheliler arasına eklenerek yine görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle 07/01/2016 tarihinde … Asliye Ceza Mahkemesi’ne hitaben ikinci bir iddianame hazırlandığının anlaşıldığı, bakılan uyuşmazlıkta; 11/05/2013 tarihinde Hatay ili, Reyhanlı İlçesinde meydana gelen ve babasının vefat etmesi nedeniyle davacının manevi zarar görmesine neden olan patlama eyleminin idarenin hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiğinin iddia edildiği, bu iddianın açılan ceza davası ile ortaya konulduğu dikkate alındığında söz konusu eylemin idariliğinin davacı tarafından 19/01/2015 tarihinde açılan ceza davası ile öğrenildiğinin kabulü gerekeceğinden, bu tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde 18/11/2015 tarihinde yapılan başvurunun 24/11/2015 tarihli işlemle reddi üzerine 25/01/2016 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN İDDİALARI: Davalı tarafından, söz konusu zararın terör eylemi nedeniyle ortaya çıktığından olayda 5233 sayılı Kanun’un uygulanmasının gerektiği, olayın genel hükümlere dayanan tazminat davalarının incelendiği Dairede ve genel hükümler kapsamında incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, 5233 sayılı Kanun’un terör ve terörle mücadele kapsamında meydana gelen zararlara yönelik sadece maddi zararların tazminini kapsadığı, 5233 sayılı Kanun’un İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesi hükmüne göre dava konusu olaya yönelik özel bir düzenleme getirdiği, dolayısıyla İYUK 13. maddenin değil, 5233 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, ilgili Kanun’da manevi tazminatın düzenlenmediği, bu nedenle karşılanmasına imkan bulunmadığı ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFLARIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 28/03/2018 tarih ve E:2016/15632, K:2018/1338 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davacı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA, 19/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
… İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.