Danıştay Kararı 10. Daire 2018/3935 E. 2020/3575 K. 08.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/3935 E.  ,  2020/3575 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/3935
Karar No : 2020/3575

DAVACI : … Fabrikaları T.A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Huk. Müş. …, Huk. Müş. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL: … Havacılık Savunma Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali istenilmektedir.
2. Anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Tebliğ’in iptali istenilen kısmının 01/07/2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlandığı, söz konusu kısmın uygulanmasına ilişkin olarak … tarihli işlemin 01/07/2018 tarihinde haricen öğrenildiği, davanın süresinde olduğu, dava konusu Tebliğ’in gübre türlerinde ayrım yapılmaksızın uygulanmasının, dayanağı olan Kanun ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, Tebliğ’in dayanak mevzuatı içerisinde yer alan ve 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik’in 17. maddesinde; “Yetkili kuruluşun, bu Yönetmelikte belirtilen şartları karşılamasına rağmen, ‘EC Fertilizer’ ibareli bir gübre için, güvenlik, insan, hayvan, bitki ve çevre sağlığı açısından risk oluşturduğu konusunda haklı gerekçelere dayanan bir inancı varsa, Yetkili Kuruluş bu gübrenin piyasaya arzını geçici olarak yasaklayabilir veya bunu özel şartlara tabi kılabilir. Bu durumda Yetkili Kuruluş komisyonu Müsteşarlık aracılığı ile kararının gerekçelerine ilişkin olarak bilgilendirir. Bu Yönetmelik hükümleri, haklı kamu güvenliği gerekçeleriyle, AB gübrelerinin piyasaya arzını yasaklayıcı, kısıtlayıcı veya engelleyici önlemler alınmasını engelleyemez.” kuralı yer aldığı, bu madde yorumlandığında; tüm gübre türleri bakımından satış ve sevkiyat işlemleri için yasaklayıcı veya özel şartlara tabi kılıcı bir uygulama getirilmesinin mümkün olmadığı; bir gübrenin kamu güvenliği, kamu sağlığı ve bitki ve hayvan sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte bir etkisinin olması hâlinde bu tür tedbirlerin alınması gerektiği; bir gübre için böyle tedbirler alınmasının gerekli olduğu durumlarda da bunun hukuki, fiili ve teknik gerekçeleriyle birlikte izah edilmesi gerektiği; aksi bir şekilde tüm gübre türleri bakımından kısıtlayıcı özel tedbirlerin uygulanmasının dayanak Yönetmelik’in kapsamına ve amacına uygunluk teşkil etmeyeceği, patlayıcı nitelikte olması ve bu çerçevede kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde kullanılma ihtimalinin bulunması nedeniyle nitratlı gübreler bakımından zorunlu ve haklı olarak getirilen söz konusu özel tedbirlerin, Tebliğ uyarınca üre ve amonyum sülfat adlı gübre türleri bakımından da uygulanacak olmasının kendi içinde çelişkili olduğu, yüksek oranda azot içermeyen ve tek başına patlayıcı niteliği bulunmayan üre ve amonyum sülfat bakımından aynı tedbirlerin aynı ağırlıkta uygulanmasının amaç ile orantılı olmadığı, Tebliğ’in kapsamının daraltılması gerektiği, ilgili Yönetmelik’te gübre türlerinin sınıflandırıldığı, 6. bölümde yüksek oranda azot ihtiva eden amonyum nitrata yer verildiği, söz konusu hükümler incelendiğinde, gübrenin patlayıcı nitelikte olmasından ve tehlike arz etmesinden kaynaklanan bir takım önleyici nitelikte teknik hususlara ilişkin tedbir hükümlerinin yer aldığının görülebileceği, üre ve amonyum sülfatın bu gübreler kapsamına girmediğinin ilgili Yönetmelik’in eklerinde yer alan tablolar incelendiğinde kolayca tespit edilebileceği, Tebliğ’in, dayanağı olan 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile de çeliştiği, maddede geçen “temel gerekler” ifadesinin kapsamının aşıldığı, üre ve amonyum sülfata da karekod ve DNA barkod uygulamasının zorunlu kılınmasının, Kanun’da geçen ifadesiyle bir temel gerekliliğin sonucu olmadığı, bu tür gübrelerin patlayıcı özelliğinin bulunmadığı, bu durumun, teknik özelliklere ilişkin bilimsel çalışma yapılarak uzman bir heyetten rapor alınması hâlinde bir kez daha teyit edileceği, Kanun’da yer alan “güvenli ürün” tanımının, Tebliğ’in 5. maddesinin 3. fıkrası ile açıkça göz ardı edildiği, karekod ve DNA barkod uygulaması olmaksızın üretilen üre veya amonyum sülfatın, Kanun hükümlerine göre güvenli ürün olarak adlandırılacakken, Tebliğ hükümlerine göre güvensiz ürün olarak adlandırılacağı, 29/06/2018 tarihli bildirgenin hukuka aykırı olduğu, bu bildirge ile uygulamaya konulmak istenilen sistemin gübre üreticileri ve çiftçiler bakımından ciddi maliyetler doğuracağı, ciddi üretim ve sevkiyat sorunlarını da beraberinde getireceği, bu uygulamanın gübre üreticisi bakımından maliyetleri ciddi şekilde artırmakta olduğu, tüm işlemlerin tek bir firma tarafından yürütülmesi ve yönetilmesinin, gübre üreticilerinin tek bir muhatap ile çalışmak zorunda bırakılmasının, bu alanda şüphesiz rekabeti engelleyeceği ve tekel oluşmasına yol açacağı, bu uygulamanın dayanağı olarak gösterilen 5. maddede, uygulamanın tek bir firmanın tekelinde yürütüleceğine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığı, tek bir firmaya bağlı kalınmasının oluşabilecek en küçük teknik aksaklıkta tüm yurt genelinde ciddi aksamalara neden olacağı, anılan firmanın çalışma metodlarının, teknik yeterliliğinin sağlanamaması ve özellikle iş sağlığı ve güvenliği hususunda gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde sorumluluk paylaşımının nasıl olacağının da belirsiz olduğu, sistemin tüm aşamalarının dikte edildiği, yüklenici firmanın hangi kriterlere göre belirlendiği, bu konuda gerekli şartnamelerin hazırlanarak Bakanlık tarafından ihale açılıp açılmadığı hususlarının da bilinmeye muhtaç olduğu, dava konusu işlemlerin ilgili kısımlar yönünden iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Tebliğ’in 06/04/2017 tarihinde yayımlandığı, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği, Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun 12/09/2007 tarihli toplantısında alınan kararla Bölücü Faaliyetlere Yönelik Eylem Planına “Patlayıcı Özellikli Gübrelerin Kontrolü” konulu 62 no’lu tedbir maddesi eklendiği, bu kapsamda Bakanlığa verilen görev çerçevesinde ilk olarak Nitrat Azotu İçeren Gübrelerin Kontrolü Genelgesi’nin (2008/3 sayılı) yayımlandığı, sonra buna yönelik proje hazırlansa da maliyet nedeniyle gerçekleştirilemediği, 2015 yılında artan terör olayları ve sonrasında yaşanan hendek operasyonları sürecinde, el yapımı patlayıcılarla mücadele ile ilgili olarak El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu oluşturulduğu ve etkin tedbirler alındığı, ayrıca 2008/3 sayılı Genelge’nin daha güçlü bir yasal zemine oturtulması için Nitrat Azotu İçeren Kimyevi Gübrelerin Satışı, Nakli ve Stok Bildirimlerinin Kontrolüne Dair Tebliğ’in yayımlandığı (2015/42), 2015 ve 2016 yıllarında Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları üzerine nitratlı gübrelerin tamamen yasaklanması kararı alındığı, El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu, Devlet Denetleme Kurulunca da gübre takip sistemi kurulması bakımından olumlu görüşlere yer verildiği, Başbakanlık tarafından hazırlanan eylem planı kapsamında, GTS kurulması görevinin kendilerine verildiği ve sonuç olarak dava konusu Tebliğ’in hazırlandığı, Gübre Takip Sisteminin kurulması ve işleyişine yönelik olarak İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı koordinasyonundaki toplantılara üst düzeyde katılan davacı şirketin, bu toplantılarda, kurulacak sistemin sadece terörle mücadele kapsamında kalmayacağı ve tüm gübrelerin takibinin sağlanması gerektiği konusunda bilgi sahibi olduğu, alınan kararlara yetkililerince imza atıldığı, tüm bu sürecin davacı bakımından sürpriz olmadığı, Tebliğ’in 639 sayılı KHK, 4703 sayılı Kanun ve ilgili mevzuata uygun hazırlandığı, sistemin dinamik bir yapıda olduğu, gelen taleplerin anında karşılandığı, Tebliğ’in 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacının tekelleşme itirazının yerinde olmadığı, hem Bakanlığın hem firmanın konunun bilincinde olduğu, yüklenici ile yapılan sözleşme gereğince, iş gerekliliklerinin yerine getirilmediği durumlarda firmaya karşı idari yaptırımların söz konusu olduğu, DNA barkodlama sistemi kurulan fabrikalarda, bu uygulamadan oluşacak her türlü zarar ve ziyana karşı 50 milyon Amerikan dolarına kadar sigortalandığı, ücretlerin Bakanlıkça belirlendiği, yüklenici firmanın tekelci bir yaklaşım içinde olmasının mümkün olmadığı, ABD’de organik pamuk, tütün, et ve kıyma; İtalya’da zeytinyağı; İsviçre’de çikolatanın takip sistemi ile takip edildiği, Gübre Takip Sisteminin ise daha üst kimlikli bir sistem olduğu, paketin içine konulan gübreye sıkılan sıvı DNA çözeltisi ve dışındaki barkod sayesinde ülke içinde hangi toprakta kullanılırsa kullanılsın gübrenin nereden, nasıl geldiğinin tespit edileceği, halk ve çevre sağlığı açısından tedbirler alınabileceği, kuşaktan kuşağa geçen hastalıkların önüne geçileceği, 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik’in 19, 20, 22, 23 ve 28. maddelerine göre: birincil bitki besin maddeli gübrelerin, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve kükürt içermekte olduğu, ikincil bitki besin maddeli gübrelerin, CaO ve/veya Ca, MgO ve/veya Mg, Na2O ve/veya Na, SO3 ve/veya S gibi periyodik cetvel kaynaklı isimlendirmeleri anlattığı, yüksek oranda azot ihtiva eden amonyum nitrat gübrelerinin kütlece %28’den daha fazla amonyum nitrattan gelen azot içeren ve gübre olarak kullanılmak üzere üretilmiş tekli veya kompoze gübreleri kapsadığı, bu tip gübrelerin inorganik veya hareketsiz maddeler içerebileceği, bu tip gübrelerin üretiminde kullanılan maddelerin, ürünün ısıya duyarlılığını ya da patlamaya eğilimini artırmaması gerektiği, Yönetmelik’te nitratlı-nitratsız gübreler şeklinde bir ayrım yapılmadığı, bir gübrenin patlayıp patlamama özelliğinin içerisinde yer alan bileşenlerin ilave oranlarıyla belirlenebileceği, anılan Yönetmelik’te her türlü patlayıcının ne olduğunun düzenlenmesinin bilimsel açıdan mümkün olmadığı, Tebliğ’in ve buna ilişkin … tarihli işlemin hukuka uygun olduğu, belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

MÜDAHİLİN SAVUNMASI : Davalı idarenin savunmasına benzer ifadelere yer verilerek davanın reddi gerektiği ifade edilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali, Anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; gübrelerin sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Tarım ve Orman Bakanlığı) tarafından, gübre takip sistemi oluşturulmasına yönelik olarak 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandığı, bu Tebliğ uyarınca gübreler için karekod ve DNA barkod sistemine geçileceğinin öngörüldüğü ve bu sistemin kurulması ve işletilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler” başlıklı 4. maddesinde; “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır. (Ek fıkra: 18/6/2017-7033/65 md.) Yetkili kuruluşlar, teknik düzenlemeleri insan sağlığının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının veya tüketicinin korunması veya enerji verimliliğinin sağlanması gibi bir kamu yararını gözeterek, rekabeti engellemeyecek şekilde ve gözettiği amacın ötesine geçmeyen, uygun, orantılı, açık ve uygulanabilir hükümler koyarak hazırlar.” hükmü yer almaktadır.
639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Düzenleme yetkisi” başlıklı 28. maddesinde; “Bakanlık; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 1. maddesinde, Tebliğ’in amacının, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiş, 2. maddesinde, Tebliğ’in, 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik ile 29/3/2014 tarihli ve 28956 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Organik Kaynaklı Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı, İhracatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik kapsamında yer alan gübrelerin son kullanıcıya kadar takibine yönelik içerik ve ambalajların işaretlenmesi ile gübre dağıtıcılarının depo ve/veya satış yerlerine kamera takılmasına ilişkin usûl ve esasları kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinde, dayanak mevzuat sayılmış, 4703 sayılı Kanun ve 639 sayılı KHK’nın 28. maddesi de bu mevzuat içinde yer almıştır.
Tebliğ kapsamında yer alan gübrelerin sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için davalı Bakanlık tarafından, gübre takip sisteminin kurulmasına yönelik olarak belli düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. İlgili mevzuat kapsamında, Bakanlık yetkisi dahilinde, milli güvenlik ve kamu yararı gözetilerek çıkarılan Tebliğ ve bu Tebliğ uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; duruşma için taraflara önceden bildirilen 08/10/2020 tarihinde, davacı … Fabrikaları T.A.Ş.’yi temsilen Av. …’in, davalı Tarım ve Orman Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …’ın ve müdahil … Havacılık Sav. San. Tic. A.Ş.’yi temsilen Av. …’ün geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı, taraflara iddia ve usûlüne uygun söz verilip, Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan ve tarafların Savcı düşüncesine yönelik beyanları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
İşlem tarihindeki ismiyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından itibaren son kullanıcıya kadar olan takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek amacı ile 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ hazırlanmış ve bu Tebliğ, 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı, “dağıtım yerlerine” başlığını içeren işlemi ile Tebliğ uyarınca bütün gübrelerde ambalaj içerisini DNA barkod, ambalaj dışını da karekod ile etiketleyerek kimliklendirilecek şekilde olacak uygulamanın bir kısım gübrelerde 01/01/2018, bir kısım gübrelerde ise 01/07/2018 tarihinde başlayacağının belirtildiği; ancak uygulamada yapılan değişiklikle, bazı ürünlerde geçiş dönemi amacıyla ambalaj üzeri sadece karekod ile etiketlendirilerek piyasaya arz edileceği, bu kapsamda 01/07/2018 tarihinden itibaren nitratlı gübreler (AN, CAN, potasyum nitrat ve sodyum nitrat) ile azotlu tekli gübrelere (üre, %21 AS) ambalaj içine DNA barkod ve ambalaj dışına karekod uygulanacağı, bunların dışında kalan diğer gübrelerin her boyuttaki ambalajlarına sadece karekod uygulanacağı; ancak ambalaj dışına uygulanacak karekod etiketlerin DNA barkodlu (DNA bandrol) olacak ve bütün ürünleri kapsayacak şekilde uygulanacağı, diğer yandan patlayıcı imalinde kullanılan veya kullanılması muhtemel katı/sıvı nitratlı ürünler ile gübre olarak tescil edilen nitrik asite de DNA barkod ve karekod uygulanacağı, GTS internet sayfasında fiyatlandırmanın yer alacağı, GTS ile ilgili tüm iş ve işlemlerin … Havacılık Sav. San. Tic. A.Ş. tarafından yürütüleceği, piyasaya arz edilecek tüm gübrelerin satış ve sevk işlemleri 01/07/2018 tarihinden itibaren GTS üzerinden yapılacağından, gübre sektöründe faaliyet gösteren Bakanlıktan lisanslı gerçek ve tüzel kişilerin ivedilikle GTS’ye kayıt olmaları gerektiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine davacı şirket tarafından bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
USÛL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin ve müdahil şirketin süre aşımına yönelik usûle ilişkin iddiaları Dairemizin 09/01/2019 tarih ve E:2018/3935 sayılı kararı ile yerinde görülmemiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır.” ve Tebliğ’in yürürlüğe girdiği tarihten sonra yayımlanan 2. fıkrasında; “(Ek fıkra: 18/6/2017-7033/65 md.) Yetkili kuruluşlar, teknik düzenlemeleri insan sağlığının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının veya tüketicinin korunması veya enerji verimliliğinin sağlanması gibi bir kamu yararını gözeterek, rekabeti engellemeyecek şekilde ve gözettiği amacın ötesine geçmeyen, uygun, orantılı, açık ve uygulanabilir hükümler koyarak hazırlar.” hükmü yer almaktadır.
639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Düzenleme yetkisi” başlıklı 28. maddesinde; “Bakanlık; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 1. maddesinde, Tebliğ’in amacının, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiş, 2. maddesinde, Tebliğ’in, 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik ile 29/3/2014 tarihli ve 28956 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Organik Kaynaklı Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı, İhracatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik kapsamında yer alan gübrelerin son kullanıcıya kadar takibine yönelik içerik ve ambalajların işaretlenmesi ile gübre dağıtıcılarının depo ve/veya satış yerlerine kamera takılmasına ilişkin usûl ve esasları kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinde, dayanak mevzuat sayılmış, 4703 sayılı Kanun ve 639 sayılı KHK’nın 28. maddesi de bu mevzuat içinde yer almıştır.
Dava Konusu Tebliğ’in İncelenmesi:
Yukarıda alıntısı yapılan 4703 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrası (sonradan yürürlüğe girse de dava konusu düzenlemeleri destekler nitelikteki 2. fıkrası) ve 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 28. maddesi hükümleri incelendiğinde, davalı idarenin tebliğ ile Gübre Takip Sistemine ilişkin düzenlemeler yapmasında yetkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu Tebliğ ile getirilen Gübre Takip Sistemi ile piyasaya arz edilen belirli gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde verimin artırılmasında önemli etkenler arasında yer alan gübreler, tarım dışı olarak el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında da kullanılmaktadır. Gübre Takip Sisteminin, gübrelerin el yapımı patlayıcı yapımında kullanılmasının önlenmesi ve böylece kamu güvenliğine yönelik tehditlerin bertaraf edilmesine ilişkin bir işlevi olduğu kadar tarımsal üretimde verimin artırılması bakımından önemli bir işlevi de bulunmaktadır. Tarımsal üretimde verimin artırılmasında hangi tür gübrenin kullanılacağı toprak analizlerine göre belirlenmektedir. Toprağın ihtiyacına göre doğru gübre kullanılması ve böylece tarımsal üretimde verimin artırılması, gübre desteğinin amaca uygun olarak yapılabilmesi, gübre üretim ve ithalatının doğru planlanabilmesinin Gübre Takip Sisteminden elde edilecek verilere dayanılarak yapılabileceği noktasında bir duraksama bulunmamaktadır. Bu nedenle, tarım arazilerinden nitelik ve nicelik yönünden en üst düzeyde verim alınabilmesi, ayrıca el yapımı patlayıcıların kamu güvenliğine yönelik tehditlerinin engellenebilmesi bakımından, kamu idarelerince çok yönlü yapılan çalışmaların ardından davalı idarece oluşturulan Gübre Takip Sisteminin -nitratlı ya da nitratsız gübre ayrımına gidilmeksizin- hazırlanmasında ve uygulanmasında tarımsal üretimde verimliliğin artırılması ve kamu güvenliğinin sağlanması yönünden kamu yararı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, ilgili mevzuat kapsamında, Bakanlık yetkisi dahilinde, millî güvenlik, kamu sağlığı ve kamu yararı gözetilerek çıkarılan Tebliğ’de, nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tebliğ uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin incelenmesi:
2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in uygulanmasını gösteren ve anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemde de nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin nitratlı gübreler haricindeki gübreler (özellikle üre ve amonyum sülfat) bakımından iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yine aşağıda gösterilen ve müdahil şirket tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil şirkete ödenmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.