Danıştay Kararı 10. Daire 2018/3874 E. 2020/3574 K. 08.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/3874 E.  ,  2020/3574 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/3874
Karar No : 2020/3574

DAVACI : … Derneği
VEKİLLERİ : 1- Av. …
2- Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Huk. Müş. …, Huk. Müş. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER: 1- … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Huk. Müş. …
2- … Havacılık Savunma Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in iptali istenilmektedir.
2. Anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dernek tüzüğü dikkate alındığında, derneklerinin objektif ve subjektif dava ehliyetine sahip olduğu, 2017/17 sayılı Tebliğ’in çıkış noktası el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında kullanılan nitrat bazlı gübrelerin takip edilmesi olmasına rağmen tüm gübreleri kapsayacak şekilde düzenleme yapıldığı, sıvı üründen organik ürünlere kadar yanıcı dahi olmayan ürünlerin takip edilmesi için çıkarılan Tebliğ’in başta çiftçiler olmak üzere tarım sektörüne aşılması yıllar alacak çok ciddi boyutta sorunlar oluşturacağı, bu bağlamda silika ile kaplı DNA’nın 2000 C’de bile yanmayıp uzun süre toprakta kaldığı, bitki tarafından alınmadığı ve insan genomuna ne şekilde etki edeceğinin bilinmediği bu nedenle Anayasa’daki sağlıklı yaşam hakkına aykırı işlem yapıldığı, Tebliğ’in Bakan imzası ile yürürlüğe girdiği; ancak yüklenici firmayı tayin eden ve ciddi değişiklikler içeren 29/06/2018 sayılı işlemin genel müdür imzası ile tesis edildiği, bu yönüyle 639 sayılı KHK, Anayasa’nın 124. maddesi hükümlerine aykırı olarak genel müdürlüğün yetkisini aştığı, idare hukuku kapsamında bu işlemlerin yok hükmünde olduğu, Gübre Takip Sistemi (GTS) ile ilgili ihale yapılmadığı, tek yükleniciyle işlem yapıldığı, devletin alım, satım vs. ihtiyaçlarının 2886 sayılı Kanun’a göre yapılması gerektiği, bu Kanun’da da ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının belirtildiği; ancak bu Kanun’a aykırı olarak sistemin tek firmaya ihale edildiği, 1227 firmaya sistemin kurulmasının ve işletilmesinin zaman, ekip ve donanım olarak mümkün olmadığı, bunun da pazarda kaosa neden olacağı, gerek DNA barkodun sentezlenmesi gerekse karekod programının yazılması ve uygulanmasının sadece bir yüklenici firma tarafından yapılacağı, bu firmanın gübre firmalarının ticari bilgilerine sahip olacağı, GTS üzerinde üretici firmanın veya satış yapan firmanın gübre izdüşümünün baştan sona kadar görülmesinin ticari mahremiyetin ve ticari sırrın ihlâline yol açacağı, bu durumun piyasada ticari ilişkileri zedeleyeceği, ihale edilen firmanın piyasada tekel oluşturacağı ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen haksız rekabet ilkesinin ihlal edileceği, yapılan düzenlemenin ticari faaliyet hakkını kısıtlayacağı, tüm yatırım maliyetlerini firmanın üstleneceği, tek satıcı üstünlüğünü kullanarak sözleşme gereği enflasyon oranında artacak şekilde ücretler belirleyerek ek yük getireceği, sınırları belirlenmemiş DNA barkod fiyat uygulamasının hakim durumun kötüye kullanılması sayılarak rekabet kurallarıyla bu duruma müdahale edilmesinde hukuka aykırılık görülmemesi gerektiği, EYP yapımında kullanılan gübreleri satsın satmasın her türlü zirai ilaç, gübre bayileri, kooperatifler, birlikler, gübre üreticileri ve ithalatçıları olmak üzere en az on beş bin satış noktasına kamera sistemi getirileceği, kamera sistemini sadece …’un kuracağı, Türkiye’de kullanılan gübrelerin çoğunun ithal olduğu, sistemin bunlara uygulanmasının zor olacağı, yaş meyve ve sebze ihracatına da ciddi etkileri olacağı, DNA’lı gübrelerle beslenen yaş meyve ve sebze için DNA’lı diye anti propaganda yapılabileceği, Gübre Takip Sisteminin amacına hizmet etmediği, DNA barkodun her bir çuval ürüne uygulanmakta ve her ambalaja bir de barkod yapıştırılmakta olduğu, şu ana kadar sistemin kurulduğu firmalarla görüşüldüğünde, her bir firmayı temsilen bir DNA barkod verildiğinin tespit edildiği, yani DNA barkodun sadece üretici firmayı temsil ettiği, ambalaj üzerindeki barkodun ise her çuvala ayrı bir numara verilerek kimliklendirdiği, bir ürün bulunduğunda eğer ambalaj ya da çuvala ulaşılamıyorsa sadece üretici firmanın tespit edilebildiği, yani satış zinciri ve takip mekanizmasının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Tebliğ’in 06/04/2017 tarihinde yayımlandığı, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği, Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun 12/09/2007 tarihli toplantısında alınan kararla Bölücü Faaliyetlere Yönelik Eylem Planına “Patlayıcı Özellikli Gübrelerin Kontrolü” konulu 62 no’lu tedbir maddesi eklendiği, bu kapsamda Bakanlığa verilen görev çerçevesinde ilk olarak Nitrat Azotu İçeren Gübrelerin Kontrolü Genelgesi’nin (2008/3 sayılı) yayımlandığı, sonra buna yönelik proje hazırlansa da maliyet nedeniyle gerçekleştirilemediği, 2015 yılında artan terör olayları ve sonrasında yaşanan hendek operasyonları sürecinde, el yapımı patlayıcılarla mücadele ile ilgili olarak El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu oluşturulduğu ve etkin tedbirler alındığı, ayrıca 2008/3 sayılı Genelge’nin daha güçlü bir yasal zemine oturtulması için Nitrat Azotu İçeren Kimyevi Gübrelerin Satışı, Nakli ve Stok Bildirimlerinin Kontrolüne Dair Tebliğ’in yayımlandığı (2015/42), 2015 ve 2016 yıllarında Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları üzerine nitratlı gübrelerin tamamen yasaklanması kararı alındığı, El Yapımı Patlayıcılarla Mücadele Kurulu, Devlet Denetleme Kurulunca da Gübre Takip Sistemi kurulması bakımından olumlu görüşlere yer verildiği, Başbakanlık tarafından hazırlanan eylem planı kapsamında, GTS kurulması görevinin kendilerine verildiği ve sonuç olarak dava konusu Tebliğ’in hazırlandığı, 29/06/2018 tarihli yazının davacı derneğe hitaplı bir yazı olmadığı, bu yazının bilgi niteliğinde olduğu, davacı derneğin üyelerinin de içerisinde olduğu firmalara hitaben yazıldığı, dolayısıyla davacı derneğin bu yazının muhatabı olmadığı, diğer yandan gübre sektöründe ülke genelinde 1397 firmanın faaliyet gösterdiği, derneğin üyesinin sadece 126 olduğu, Tebliğ’in 639 sayılı KHK, 4703 sayılı Kanun ve ilgili mevzuata uygun hazırlandığı, sistemin dinamik bir yapıda olduğu, gelen taleplerin anında karşılandığı, süt, balık, sebze, meyve gibi gıdalarda da DNA barkod uygulaması bulunduğu, toprakta silika yani toprakla kaplı DNA’nın bu kabından çözülse dahi bitkiye geçmesinin mümkün olmadığı, DNA barkod sisteminin ekolojik ürün sertifikası, helal sertifikası insan sağlığına uygun olduğuna ilişkin Turcert’ten alınan setifikası bulunduğu, Tebliğ’i yürütme yetkisinin Bakanlık makamına ait olduğu 29/06/2018 tarihli yazının da Bakanlık makamından alınan olura istinaden yazıldığı, söz konusu yazı içeriğinin genel müdür tarafından imzalanması gereken bir bilgilendirme yazısı olduğu, bunun ekte sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılabileceği, 2886 sayılı Kanun çerçevesinde teknik ve idari şartnameler hazırlanarak bu işi yapabilecek firmalarla görüşüldüğü, EYP ile etkin mücadele kapsamında önemli bir uygulama olması nedeniyle Milli Güvenlik ve gizlilik gözetilerek bu şartları yerine getiren yerli ve milli bir şirket olan yüklenici firma ile sözleşme imzalandığı, davacının ticari sırlara ilişkin olarak iddiaları olsa da yüklenici firma ile 07/07/2017 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmede bu hususları içeren hükümler mevcut olup örneğin sözleşmenin 15. maddesinde sanayi güvenliği ve gizlilik konusunda düzenlemeler yapıldığı, yüklenici firmanın ISO 14001 bilgi güvenliği sertifikası ve gizli bilgi ve belgelere ulaşma yetkisi içeren milli gizli tesis güvenlik belgesinin olduğu, barkod ve karekodlar için alınacak ücretler sözleşmede yazılsa da Bakanlık tarafından tavan fiyatın belirlendiği, bu nedenle yüklenici firmanın tekelci ve zorlayıcı bir yaklaşım içinde olmasının mümkün olmadığı, 2017 yılında Türkiye gübre tüketiminin 6,3 milyon olduğu, bunun da 3,5 milyon tonunun yurt içinde üretildiği, ithal gelenlerin hemen hemen tamamının ise %95’inin açık-dökme geldiği, ithalatçılar için de her türlü çözüm önerisinin sunulduğu, sistemde aksaklık olmadığı, her bir bayinin istediği yerden temin ederek kamera sistemi kurması modelinin benimsendiği, …’un tek servis sağlayıcısı olmadığı, DNA barkodun her çuvala bir tane olarak uygulandığı, davacının iddiasının yerinde olmadığı, yüklenici firma ile birlikte bilim insanlarının, yerli ve milli donanımı sağlayacak şekilde ve dünyada ilk kez biyolojik ve nano teknolojik DNA sıvısını/tozunu ürettiği ve bu DNA’yı gübreye enjekte edecek makineyi icat ettiği, firmanın ülkemizde DNA dizayn edip üretebilen ve bunu nano parçalar hâlinde kaplayıp dizileyebilen tek firma olduğu, bu dizilere 128 bit bilgi yüklendiği belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

MÜDAHİLLERİN SAVUNMALARI: Müdahiller tarafından, davalı idarenin savunmasına benzer ifadelere yer verilerek ve dava konusu işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek, davanın reddi gerektiği ifade edilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in ve anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; gübrelerin sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Tarım ve Orman Bakanlığı) tarafından, gübre takip sistemi oluşturulmasına yönelik olarak 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandığı, bu Tebliğ uyarınca gübreler için karekod ve DNA barkod sistemine geçileceğinin öngörüldüğü ve bu sistemin kurulması ve işletilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler” başlıklı 4. maddesinde; “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır. (Ek fıkra: 18/6/2017-7033/65 md.) Yetkili kuruluşlar, teknik düzenlemeleri insan sağlığının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının veya tüketicinin korunması veya enerji verimliliğinin sağlanması gibi bir kamu yararını gözeterek, rekabeti engellemeyecek şekilde ve gözettiği amacın ötesine geçmeyen, uygun, orantılı, açık ve uygulanabilir hükümler koyarak hazırlar.” hükmü yer almaktadır.
639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Düzenleme yetkisi” başlıklı 28. maddesinde; “Bakanlık; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 1. maddesinde, Tebliğ’in amacının, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiş, 2. maddesinde, Tebliğ’in, 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik ile 29/3/2014 tarihli ve 28956 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Organik Kaynaklı Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı, İhracatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik kapsamında yer alan gübrelerin son kullanıcıya kadar takibine yönelik içerik ve ambalajların işaretlenmesi ile gübre dağıtıcılarının depo ve/veya satış yerlerine kamera takılmasına ilişkin usûl ve esasları kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinde, dayanak mevzuat sayılmış, 4703 sayılı Kanun ve 639 sayılı KHK’nın 28. maddesi de bu mevzuat içinde yer almıştır.
Tebliğ kapsamında yer alan gübrelerin sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için davalı Bakanlık tarafından, gübre takip sisteminin kurulmasına yönelik olarak belli düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. İlgili mevzuat kapsamında, Bakanlık yetkisi dahilinde, milli güvenlik ve kamu yararı gözetilerek çıkarılan Tebliğ ve bu Tebliğ uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; duruşma için taraflara önceden bildirilen 08/10/2020 tarihinde, davacı Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği’ni temsilen Av. …’ın, davalı Tarım ve Orman Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …’ın, müdahil İçişleri Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …’ın ve müdahil Duygu Havacılık Sav. San. Tic. A.Ş.’yi temsilen Av. …’ün geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı, taraflara usûlüne uygun söz verilip, Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan ve tarafların savcı düşüncesine yönelik beyanları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
İşlem tarihindeki ismiyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından itibaren son kullanıcıya kadar olan takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek amacı ile 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ hazırlanmış ve bu Tebliğ, 06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı, “dağıtım yerlerine” başlığını içeren işlemi ile Tebliğ uyarınca bütün gübrelerde ambalaj içerisini DNA barkod, ambalaj dışını da karekod ile etiketleyerek kimliklendirilecek şekilde olacak uygulamanın bir kısım gübrelerde 01/01/2018, bir kısım gübrelerde ise 01/07/2018 tarihinde başlayacağının belirtildiği; ancak uygulamada yapılan değişiklikle, bazı ürünlerde geçiş dönemi amacıyla ambalaj üzeri sadece karekod ile etiketlendirilerek piyasaya arz edileceği, bu kapsamda 01/07/2018 tarihinden itibaren nitratlı gübreler (AN, CAN, potasyum nitrat ve sodyum nitrat) ile azotlu tekli gübrelere (üre, %21 AS) ambalaj içine DNA barkod ve ambalaj dışına karekod uygulanacağı, bunların dışında kalan diğer gübrelerin her boyuttaki ambalajlarına sadece karekod uygulanacağı; ancak ambalaj dışına uygulanacak karekod etiketlerin DNA barkodlu (DNA bandrol) olacak ve bütün ürünleri kapsayacak şekilde uygulanacağı, diğer yandan patlayıcı imalinde kullanılan veya kullanılması muhtemel katı/sıvı nitratlı ürünler ile gübre olarak tescil edilen nitrik asite de DNA barkod ve karekod uygulanacağı, GTS internet sayfasında fiyatlandırmanın yer alacağı, GTS ile ilgili tüm iş ve işlemlerin Duygu Havacılık Sav. San. Tic. A.Ş. tarafından yürütüleceği, piyasaya arz edilecek tüm gübrelerin satış ve sevk işlemleri 01/07/2018 tarihinden itibaren GTS üzerinden yapılacağından, gübre sektöründe faaliyet gösteren Bakanlıktan lisanslı gerçek ve tüzel kişilerin ivedilikle GTS’ye kayıt olmaları gerektiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine davacı dernek tarafından bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
USÛL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin ve müdahil şirketin süre aşımına yönelik usûle ilişkin iddiaları Dairemizin 09/01/2019 tarih ve E:2018/3874 sayılı kararı ile yerinde görülmemiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında “Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır.” ve Tebliğ’in yürürlüğe girdiği tarihten sonra yayımlanan 2. fıkrasında; “(Ek fıkra: 18/6/2017-7033/65 md.) Yetkili kuruluşlar, teknik düzenlemeleri insan sağlığının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının veya tüketicinin korunması veya enerji verimliliğinin sağlanması gibi bir kamu yararını gözeterek, rekabeti engellemeyecek şekilde ve gözettiği amacın ötesine geçmeyen, uygun, orantılı, açık ve uygulanabilir hükümler koyarak hazırlar.” hükmü yer almaktadır.
639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Düzenleme yetkisi” başlıklı 28. maddesinde; “Bakanlık; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
06/04/2017 tarih ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 1. maddesinde, Tebliğ’in amacının, piyasaya arz edilen gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına ilişkin gerekli usûl ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiş, 2. maddesinde, Tebliğ’in, 18/03/2004 tarih ve 25406 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik ile 29/3/2014 tarihli ve 28956 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Organik Kaynaklı Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı, İhracatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik kapsamında yer alan gübrelerin son kullanıcıya kadar takibine yönelik içerik ve ambalajların işaretlenmesi ile gübre dağıtıcılarının depo ve/veya satış yerlerine kamera takılmasına ilişkin usûl ve esasları kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinde, dayanak mevzuat sayılmış, 4703 sayılı Kanun ve 639 sayılı KHK’nın 28. maddesi de bu mevzuat içinde yer almıştır.
Dava Konusu Tebliğ’in İncelenmesi:
Yukarıda alıntısı yapılan 4703 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrası (sonradan yürürlüğe girse de dava konusu düzenlemeleri destekler nitelikteki 2. fıkrası) ve 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 28. maddesi hükümleri incelendiğinde, davalı idarenin tebliğ ile Gübre Takip Sistemine ilişkin düzenlemeler yapmasında yetkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu Tebliğ ile getirilen Gübre Takip Sistemi ile piyasaya arz edilen belirli gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde verimin artırılmasında önemli etkenler arasında yer alan gübreler, tarım dışı olarak el yapımı patlayıcı (EYP) yapımında da kullanılmaktadır. Gübre Takip Sisteminin, gübrelerin el yapımı patlayıcı yapımında kullanılmasının önlenmesi ve böylece kamu güvenliğine yönelik tehditlerin bertaraf edilmesine ilişkin bir işlevi olduğu kadar tarımsal üretimde verimin artırılması bakımından önemli bir işlevi de bulunmaktadır. Tarımsal üretimde verimin artırılmasında hangi tür gübrenin kullanılacağı toprak analizlerine göre belirlenmektedir. Toprağın ihtiyacına göre doğru gübre kullanılması ve böylece tarımsal üretimde verimin artırılması, gübre desteğinin amaca uygun olarak yapılabilmesi, gübre üretim ve ithalatının doğru planlanabilmesinin Gübre Takip Sisteminden elde edilecek verilere dayanılarak yapılabileceği noktasında bir duraksama bulunmamaktadır. Bu nedenle, tarım arazilerinden nitelik ve nicelik yönünden en üst düzeyde verim alınabilmesi, ayrıca el yapımı patlayıcıların kamu güvenliğine yönelik tehditlerinin engellenebilmesi bakımından, kamu idarelerince çok yönlü yapılan çalışmaların ardından davalı idarece oluşturulan Gübre Takip Sisteminin hazırlanmasında ve uygulanmasında tarımsal üretimde verimliliğin artırılması ve kamu güvenliğinin sağlanması yönünden kamu yararı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, ilgili mevzuat kapsamında, Bakanlık yetkisi dahilinde, millî güvenlik, kamu sağlığı ve kamu yararı gözetilerek çıkarılan Tebliğ’de hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tebliğ uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin incelenmesi:
2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in uygulanmasını gösteren ve anılan Tebliğ uyarınca tesis edilen 29/06/2018 tarih ve 1800925 sayılı işlemde de hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2017/17 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yine aşağıda gösterilen ve müdahil şirket tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak müdahil şirkete ödenmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahale istemleri reddedilenlere iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.