Danıştay Kararı 10. Daire 2018/3203 E. 2022/6475 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/3203 E.  ,  2022/6475 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/3203
Karar No : 2022/6475

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından,- %99 oranında engelli olan çocuğu için evde bakım ücreti ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin,
– Bu işlemin dayanağı olan ve 30/07/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan bakıma muhtaç özürlü tanımının iptali ile- Evde bakım ücretinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, ağır engelli olan kızının bakımını yaptığından bahisle evde bakım ücreti ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer verilen gelir şartını taşımaması nedeniyle davalı idarece reddedildiği, kendisinin emekli hemşire olduğu, çocuğunun eğitimi için İzmir’den İstanbul’a taşındığı, engelli çocuğu için devletten hiçbir destek almadığı, gelirinin giderlerini karşılayamadığı, Yönetmelikte yer verilen “her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olması” gerektiği yönündeki düzenlemenin Anayasa’da yer alan sosyal devlet niteliği ile eşitlik ilkesine ve Kanun’a aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALI … BAKANLIĞININ SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, evde bakım yardımının 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Ek 7. maddesinde düzenlendiği, dava konusu Yönetmeliğin bu Kanun’a uygun olarak tesis edildiği, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre evde bakım yardımından faydalanabilmek için “bakıma muhtaçlık” ve “ekonomik yoksunluk” olmak üzere iki farklı kıstasın belirlendiği, bakıma muhtaçlık (engellilik) kıstasının sağlanması için ilgilinin “ağır engelli” olduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi ve buna ek olarak günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi sebebiyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğunun il müdürlüklerinin bünyesinde teşekkül eden bakım hizmetleri değerlendirme heyetince tespitinin gerektiği, ekonomik yoksunluk kıstasının gerçekleşmesi için ise, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olması gerektiği, dava konusu işlemin tesis edildiği 15/03/2013 tarihi itibariyle net asgari ücretin 2/3’ünün 466,41 TL olduğu, gelir hesaplaması sonucunda kişi başına düşen gelir tutarının 840,50 TL olduğu, kişi başına düşen ortalama gelir tutarı, net asgari ücretin 2/3’ünden fazla olan davacıya evde bakım yardımının bağlanmadığı, 04/11/2016 tarihli ve 29878 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği’nin 67. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı, ancak aynı Yönetmeliğin geçici 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dava konusu mülga Yönetmeliğin evde bakım hizmetlerine ilişkin Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar devam edilmekte olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DAVALI … VALİLİĞİNİN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, usul yönünden, davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiği; esas yönünden, davacının gelir durumu yönünden gerekli şartı taşımaması nedeniyle evde bakım aylığının bağlanmadığı, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Ek 7. maddesine uygun olarak hazırlandığı, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre evde bakım yardımından faydalanabilmek için “bakıma muhtaçlık” ve “ekonomik yoksunluk” olmak üzere iki farklı kıstasın belirlendiği, bakıma muhtaçlık (engellilik) kıstasının sağlanması için ilgilinin “ağır engelli” olduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi ve buna ek olarak günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi sebebiyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğunun il müdürlüklerinin bünyesinde teşekkül eden bakım hizmetleri değerlendirme heyetince tespitinin gerektiği, ekonomik yoksunluk kıstasının gerçekleşmesi için ise, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olması gerektiği, davacının dava konusu işlemin tesis edildiği 15/03/2013 tarihi itibariyle ekonomik yoksunluk şartını taşımadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun tesis edildiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının %99 oranında ağır engelli olan kızının bakımını yaptığından bahisle evde bakım ücreti ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin ve bu işleme dayanak teşkil eden 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin iptali ile evde bakım ücretinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun Ek 7. Maddesinde “Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır. (Ek cümle:21/2/2019-7166/1 md.) Bu fıkranın uygulanmasında, 5510 sayılı Kanunun ek 18 inci maddesi uyarınca Ramazan ve Kurban bayramlarında ödenen bayram ikramiyeleri hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasına dâhil edilmez. Bakıma ihtiyacı olan engellilere özel bakım merkezlerinde sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, (20.000) gösterge rakamı ile memur aylık katsayısının çarpımı sonucu bulunacak tutardan fazla olamaz. Bakıma ihtiyacı olan engellinin evde bakımına destek için ise (10.000) gösterge rakamı ile memur aylık katsayısının çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar aylık sosyal yardım yapılır.
Bakıma ihtiyacı olan engellilere sunulacak bakım hizmet modeline ve kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline, bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak kuruluşlara açılış izni verilmesine, çalışmasına, denetimine, ücretlendirilmesine, idari para cezalarının ve kapatılma işlemlerinin uygulanmasına, özel bakım merkezlerine bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ve bakım hizmeti veren resmî kurumlara yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Bakıma ihtiyacı olan engellilerin evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardımlara ilişkin iş ve işlemler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca gerçekleştirilir. Bakıma ihtiyacı olan engellilerin evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardımın başvuru şekline, değerlendirilmesine, ödenmesine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Birinci fıkra kapsamındaki bakıma ihtiyacı olan engellilere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak özel bakım merkezlerine ödenecek bakım ücreti, evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardım ile bakım hizmeti veren resmî kurumlara yapılacak yardımlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bakıma ihtiyacı olan engellilere, ücretleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden karşılanmak suretiyle sağlanacak bakım hizmetleri, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın temin edilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Birinci fıkra ile belirlenen hane halkı gelir ölçütünü aşan gelir değişikliğinin tespiti hâlinde bu madde kapsamında yapılan ödemeler durdurulur ve değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte genel hükümlere göre takip ve tahsil edilir.”hükmü yer almıştır.
04/11/2016 tarih ve 29878 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri” Yönetmeliğinde” Bakıma ihtiyacı olan engelli,” Engellilik sınıflandırmasına göre engelliler için sağlık kurulu raporu ile ağır engelli olduğu belgelendirilenlerden günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek durumda olduğu sosyal inceleme raporu ile belirlenen ve 2828 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesine göre ücreti Bakanlık tarafından karşılanan kişi”olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin”Yürürlükten kaldırılan yönetmelikler”başlıklı 67. Maddesinde ise,” (1) 16/8/2013 tarihli ve 28737 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. (2) 30/7/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.”düzenlemesi yer almıştır.
Dava konusu edilen yönetmelik mülga olup işlem tarihinde kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta davacının çocuğunun bakıma muhtaçlık kıstasını taşıdığı,ancak ekonomik kıstası taşımadığı anlaşıldığından davanın işlem yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın dava konusu edilen yönetmelik yönünden konusu kalmamıştır. Bireysel işlem yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, ağır engelli çocuğunun bakımı üstlendiğini belirterek evde bakım hizmetinden yararlanma istemiyle davalılardan İstanbul Valiliği’ne başvurmuştur.
Anılan başvurunun … Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile, davacının, 30/07/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer verilen ekonomik yoksunluk şartını taşımaması nedeniyle reddedilmesi üzerine, davacı tarafından bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
Davalılardan İstanbul Valiliği tarafından, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de, davacının 17/12/2012 tarihli başvurusunun … Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedildiği, bu işlemin 28/03/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bakılan davanın ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen kurala uygun şekilde, uygulama işleminin tebliğinden itibaren 60 günlük süre içinde, 21/05/2013 tarihinde açıldığı görüldüğünden, davalı idarenin aksi yöndeki iddiasına itibar edilmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle 01/02/2007 tarihli ve 5579 sayılı Kanun ile değişik Ek 7.maddesinde, “Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır.
Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ile bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esaslar; Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
” hükmü yer almıştır.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Ek 7. maddesine dayanılarak hazırlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik, 30/07/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş; bilahare dayanağı Kanun maddesinde, 01/02/2007 tarihli ve 5579 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe uyum sağlanması amacıyla 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile dava konusu 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, “Bakıma Muhtaç Özürlü: Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, özürlülük sınıflandırmasına göre ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden; günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğu, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olduğu bakım raporu ile tespit edilenleri,” halini almıştır.
Her ne kadar dava konusu Yönetmelik, 04/11/2016 tarihli ve 29878 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği’nin 67. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de, aynı Yönetmeliğin geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında, dava konusu -mülga- Yönetmeliğin evde bakım hizmetlerine ilişkin Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar devam edilmesi öngörüldüğünden, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekli görülmüştür.

1)Dava Konusu Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan Yönetmelik ile Değişik 4. Maddesinin 1. Fıkrasının (c) Bendinin İncelenmesi:
Anayasa’nın, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan haliyle 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, idari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak ve yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge ve talimat gibi çeşitli adlar altında düzenleme yapabilmektedirler.
Bu düzenlemeler arasında uyulması gereken “normlar hiyerarşisi” kuramına göre, hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemelerin ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
Yine Anayasa’nın “XIII. Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesinde, “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu düzenlemede, bakıma muhtaç özürlü, “özürlülük sınıflandırmasına göre ağır özürlü olduğu belgelendirilenlerden; günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatını başkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olduğu, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olduğu bakım raporu ile tespit edilenler” şeklinde tanımlanmıştır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden; dayanağı olan 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Ek 7. maddesinin tekrarı niteliğinde düzenlemeler içeren dava konusu düzenlemede, dayandığı mevzuat hükümlerine, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Diğer taraftan, 2828 sayılı Kanun’un ek 7. maddesi, 06/02/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun ile değiştirilerek, “Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır.” halini almıştır. Aktarılan bu değişiklik ile, “kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen” ibaresi yerine “hane içinde kişi başına düşen” ibaresi getirilmiş ise de, belirtilen ibareler arasında uyuşmazlığa konu olayda ekonomik yoksunluk kriterinin belirlenmesi açısından herhangi bir fark bulunmadığından, dava konusu Yönetmelik bendinin, 2828 sayılı Kanun’un, 06/02/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun ile değişik ek 7. maddesine de uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafından, dava konusu düzenlemenin Anayasa’da yer alan sosyal devlet niteliği ile eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; Anayasa’nın 65. maddesi gereği, Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceğinden, kanun koyucunun söz konusu kıstasları esas alarak belirlediği “kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olma” kriterini içeren dava konusu Yönetmelik bendinde bu yönüyle de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ayrıca, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanunla aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik ilkesi herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmemektedir. Bu açıdan, dava konusu Yönetmelik bendinin eşitlik ilkesi ile ilgisi görülmediğinden, bu iddiaya da itibar edilmemiştir.
Nitekim, 30/07/2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarihli ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan bakıma muhtaç özürlü tanımının da iptali istemiyle açılan başka bir davada, anılan bent yönünden davanın reddi yolunda verilen Dairemizin 20/04/2016 tarihli ve E:2011/7127, K:2016/2185 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/06//2018 tarihli ve E:2016/5399, K:2018/3724 sayılı kararıyla onanmıştır.
2) Dava Konusu … Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı İşleminin İncelenmesi:
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının %99 oranında ağır özürlü çocuğunun bakımını yaptığından bahisle evde bakım hizmeti ücretinden yararlanmak amacıyla İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurduğu, davacının başvurusu sırasında beyan ettiği gelir durumu esas alınarak idarece yapılan inceleme sonucunda, iki kişi olan ailede kişi başına düşen aylık gelir olan 840,50 TL’nin, 2013 yılının ilk 6 ayında 16 yaşından büyükler için geçerli olan (asgari geçim indirimi hariç) net asgari ücretin 2/3’ü olan 466,41-TL’nin üzerinde olduğu gerekçesiyle başvurunun reddedildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, davacının oğlunun bakıma muhtaçlık (özürlülük) kriterini taşıdığı konusunda ihtilaf bulunmamakta olup; uyuşmazlık, ailenin ekonomik yoksunluk içinde olma koşulunu sağlayıp sağlayamadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı ile birlikte aynı evde yaşayan ağır özürlü kızının aylık gelirinin, davacının başvurusu sırasında beyan ettiği emekli aylığı ile nafaka ödemesi esas alınarak hesaplandığı, dava konusu işlemin tesis edildiği 15/03/2013 tarihi itibariyle 2013 yılının ilk 6 ayında 16 yaşından büyükler için geçerli olan (asgari geçim indirimi hariç) net asgari ücretin 2/3’ünün 466,41 TL olduğu, davacıya yönelik yapılan gelir hesaplaması sonucunda kişi başına düşen aylık gelir tutarının ise 840,50 TL olduğu görülmektedir.
Bu durumda, kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, net asgari ücretin 2/3’ünden fazla olan davacının evde bakım ücretinden yararlandırılmamasına ilişkin işlemde dayanağı mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
3) Davacının, Evde Bakım Ücretinin İdareye Başvuru Tarihinden İtibaren İşleyecek Yasal Faizi ile Birlikte Ödenmesi Talebinin İncelenmesi:
Uyuşmazlıkta, davacının evde bakım ücreti ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin … Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işleminin hukuka uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, davacının evde bakım ücreti ödenmesine karar verilmesi yönündeki isteminin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4.Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.