Danıştay Kararı 10. Daire 2018/2867 E. 2022/6303 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/2867 E.  ,  2022/6303 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2867
Karar No : 2022/6303

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Hakkari ili, Çukurca ilçesi, …Köyü, …Mahallesi, …Mevkiinde bulunan taşınmazındaki meyve ağaçlarının Hakkari-Çukurca Devlet yolunun yapımı sırasında yol şev sınırında kalmak suretiyle zarar görmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek 13.950,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 21/12/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; aynı olay nedeniyle açılan diğer dava dosyalarında mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri dikkate alındığında, dava konusu meyve ağaçlarının zarara uğramasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu, dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının 11.129,58 TL maddi zararının bulunduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu belirtilerek davacının 13.950,00 TL maddi tazminat isteminin 11.129,58 TL’sinin kabulü ile idareye başvuru tarihi olan 21/12/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarelerinin hizmet kusuru bulunmadığı, idarelerinin hizmeti ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun’un 26. Maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Hakkari ili, Çukurca ilçesi, …Köyü, …Mahallesi, …Mevkiinde bulunan davacının taşınmazındaki meyve ağaçlarının Hakkari-Çukurca Devlet yolunun yapımı sırasında yol şev sınırında kalmak suretiyle zarar görmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek 13.950,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 21/12/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinde, “1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçıları aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir…” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin “yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal olunur” hükmünden kastedilen münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasına ilişkin UYAP ortamından alınan davacıya ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, davacı …’ün … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararından sonra 22/04/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, davacının vefat etmiş olması ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi, 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinde, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasına dair kararların diğer tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının temyiz aşamasında, 22/04/2020 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği kuşkusuz ise de; temyize konu kararın taraflara tebliğinden sonra davalı idare tarafından verilen 09/04/2018 havale tarihli temyiz dilekçesinin davacı vekiline 30/04/2018 tarihinde tebliğ edilerek dosyanın tekemmülü sağlandıktan, dolayısıyla dosya temyiz incelemesi yapılabilecek hale geldikten sonra davacının 22/04/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Dosya işlemden kaldırıldıktan sonra varsa davayı takip hakkı kendisine geçenlerin dosyanın işleme konulması talebiyle başvurmaları halinde yargılama safahatının geriye götürülmeyip kaldığı yerden devamının sağlanması gerekeceğinden, yargılama süresinin gereksiz uzatılmaması ve usul ekonomisi gereği adil yargılanma hakkına daha uygun düşeceğinden, Dairemizce bu aşamada temyiz incelemesi yapılarak gerekli olan kararın verilmesi gerektiği oyuyla, temyize konu İdare Mahkemesi kararının salt davacının ölümü nedeniyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.