Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/2617 E. , 2022/6465 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2617
Karar No : 2022/6465
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.. , K… sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Kırşehir ilinde terör faaliyetlerini protesto etmek amacıyla 08/09/2015 tarihinde gerçekleştirilen eylemler sonucu, kendisine ait eczanenin bitişiğinde bulunan ‘… Tatlı ve Kebap Salonu’ adlı iş yerinde çıkarılan yangının eczaneye sirayet ettiğinden bahisle oluşan zarara karşılık 129.774,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 08/09/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayların seyri gözönüne alındığında, saat 18.00 sularında başlayan ve 02.00 sularında asayişin sağlandığı belirtilen olaylarda, belli bir zaman dilimi sonrasında yaklaşık 1000-2000 kişilik kalabalığın dağıtılması veya başka şekilde etkisiz hale getirmeye yönelik faaliyetlerde, dolayısıyla kamu hizmetinin sağlanması ve korunması hususunda kolluk hizmetinin yetersiz kaldığı, kamu hizmetini gereği gibi yürütemeyen idarenin, davacının işyerinde meydana gelen zararın oluşmasında hizmet kusuru, dolayısıyla tazmin sorumluluğunun bulunduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından ilaç, ıtriyat vs. ürünlerle ilgili zararın tespiti için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun Mahkemelerince hükme esas alındığı, ayrıca eczanede tefrişat ile ilgili oluşan zararların ve bunların onarımı veya kullanılmaz hale gelenlerin yeniden alınması için düzenlenen dava dosyasında mevcut faturaların bu zararların varlığına ve fatura içeriklerindeki bedellerle tazmin edildiğine dayanak olabileceği kanaatine varıldığı, bununla birlikte tıbbi ürünlerle ilgili D. İş dosyasından yapılan tespitlerden davacı tarafın talep ettiği gibi perakende satış fiyatı üzerinden değil KDV’ li alış fiyatı üzerinden zararın varlığını kabul etmenin hakkaniyetin gereği olduğu, davacı tarafından sigorta şirketince toplam 99.263,00 TL nin ödendiği iddia edilse de dosyada mevcut hesap ekstresinden davacıya ayrıca 9.926,00 TL daha ödendiği görüldüğünden, sigorta şirketinin toplam 109.189,00 TL ödediği, bu durumda, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından yapılan ve ilaç, ıtriyat vs. ürünlerin KDV’li alış fiyatı olan 142.691,28 TL zarar ile tefrişat, malzeme, işçilik vs. bedeli olan 16.547,00 TL zararın toplamı olarak tespit edilen 159.238,28 TL den sigorta şirketi ile Valiliğin ödediği toplam 114.172,50 TL düşüldüğünde 45.065,78 TL zararın davalı idare tarafından davacıya ödenmesi, bu miktarı aşan 84.708,78 TL’lik tazminat isteminin ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 45.065,78 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden (20/07/2016) itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 84.708,78 TL’lik tazminat talebine yönelik kısmı ile ticari faiz talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; olayda hizmet kusurunun, dolayısıyla idarelerinin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı, üçüncü şahısların haksız fiili sonucu aniden gelişen ve öngörülmeyen saldırı sonucu zararın meydana geldiği, olayla ilgili Vali hakkında yapılan soruşturmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Üst Düzey Memur Soruşturma Bürosunca işleme konulmamasına dair karar alındığı, söz konusu delil tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğu, sigorta poliçesinin kapsamı ile delil tespiti dosyasının karşılaştırılması suretiyle sıhhatli bir sonuca ulaşmak mümkün iken sadece sigorta tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile yetinildiği, sigorta tarafından davacının zararının karşılandığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Güvenlik kuvvetlerimizi hedef alan terör olaylarını protesto etmek amacıyla 08/09/2015 tarihinde Kırşehir ilinde gerçekleştirilen eylemler sonucu, ‘… Tatlı ve Kebap Salonu’ adlı iş yerinde çıkarılan yangının davacıya ait eczaneye sirayet etmesi nedeniyle anılan eczane hasar görmüştür.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının işyerinde bulunan ilaç, ıtriyat ve kozmetik ürünlerinin toplam KDV’li alış fiyatının 142.691,20 TL, toplam parakende satış fiyatının 214.473,84 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yangın nedeniyle zarar gören eczanenin petek tesisatı, kumaşlı tentesi, e logo, nöbetçi eczane panosu, ışıklı tabelası, cam kaplaması, pos yazar kasası, elektrik malzemesi, alüminyum doğrama ve camekanı yenilenmiş ve bu hususlara yönelik işçilik harcaması yapılmış, bu zararlara yönelik faturalandırılan zararların toplamının 16.547,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Kırşehir Valiliği Hasar Tespit Komisyonunca, söz konusu iş yerinde inşaat, elektrik ve makine birim fiyatlarına göre 4.983,50 TL hasar olduğu saptanmış olup anılan tutar davacıya ödenmiştir.
Dava dosyasında bulunan hesap özetine göre 13/11/2015 tarihinde sigorta şirketince davacıya toplam 109.189,00 TL ödenmiştir.
Davacı tarafından, işyerinde yangın nedeniyle zarar gören ilaç, ıtriyat ve kozmetik ürünlerinin toplam parakende satış fiyatı olan 214.473,84 TL’den sigorta şirketi ve Valilik Hasar Tespit Komisyonunca ödenen tutarın mahsup edilmesi sonucu bakiye kalan 129.774,00 TL’nin ödenmesi istemiyle 20/07/2016 tarihinde yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu; 5. maddesinde, Devletin temel amaç ve görevlerinin, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğu; 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan (maddi ve manevi) zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile bireyler arasında bireyler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı maddi ve manevi zararların idarece tazmin edilmesini sağlayan hukuksal bir kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle bireylerin mal varlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da artış olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, yine bu suretle kişi varlığında oluşan manevi zararların karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.
İdare, Anayasanın 125. maddesinde de belirtildiği üzere, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Bunun yanında, idarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararları da nedensellik bağı aramadan sosyal risk ilkesi gereği tazmin etmesi gerekmektedir. İdarenin kusura dayalı ya da kusursuz sorumluluğu yanında, Anayasanın öngördüğü sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olarak ve bu temel üzerinden, kolektif sorumluluk anlayışı çerçevesinde bilimsel ve yargısal içtihatlar ile geliştirilen sosyal risk ilkesi, Anayasa’nın yukarıda öngördüğü amaçların gerçekleştirilmesine yöneliktir.
Sosyal risk ilkesi ile toplumun içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan, idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte, yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan, toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan, salt toplumun bireyi olunması nedeniyle uğranılan özel ve olağan dışı zararların da topluma pay edilerek giderilmesi amaçlanmıştır.
Bu bağlamda, yargısal ve bilimsel içtihatlarla geliştirilen sosyal risk ilkesinin uygulama alanına; “terör olayları”nın yanı sıra, ani bir şekilde gelişmesi nedeniyle idarece öngörülemeyen ve engellenemeyen, müdahale edilmesi halinde daha ağır sonuçların doğması kaçınılmaz olan geniş çaplı “toplumsal olaylar” nedeniyle oluşan özel ve olağan dışı zararların da dahil olduğunun kabulü gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olay öncesinde iş yerlerine saldırı olabileceği yönünde istihbari ve ihbari bir bilgi bulunmadığı, yaşanan terör olaylarını protesto etmek amacıyla toplanan kalabalığın zaman geçtikçe çoğaldığı, davalı idare tarafından öngörülemeyecek şekilde olayların büyüdüğü göz önüne alındığında idarenin hizmet kusurunu gerektirecek bir husus bulunmamakla birlikte dava konusu olayın bir toplumsal olay olduğu ve davacının bu olaylardan zarar gördüğü dikkate alındığında yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde davacının zararlarının sosyal risk ilkesi gereğince tazmin edilmesi gerekmektedir.
Tazminatın amacı uğranılan gerçek zararın tazmin edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tazminat, zarar görenin zenginleşmesi veya zarar verenin cezalandırılması sonucuna yol açmamalıdır. Dolayısıyla hesaplanacak tazminatın azami miktarı gerçek zarar ile sınırlıdır. Gerçek zararın tespiti için, sigorta şirketince yapılan ödemelerin zarardan mahsubu gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, davacı tarafından sigorta şirketince toplam 99.263,00 TL ödendiği iddia edilse de dosyada mevcut hesap ekstresinden davacıya ayrıca 9.926,00 TL daha ödendiği, dolayısıyla sigorta şirketinin toplam 109.189,00 TL ödediği belirtilerek anılan tutarın gerçek zarardan mahsup edildiği görülmektedir.
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden, davacıya 13/11/2015 tarihinde sigorta şirketince toplam 109.189,00 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Ancak sigorta şirketinin … tarih ve … sayılı yazısında, davacıya 13/11/2015 tarihinde 109.191,21 TL, 26/01/2016 tarihinde ise 9.340,00 TL ödeme yapıldığı ifade edilmiş olup Mahkemece gerçek zararın tespitinde, sigorta şirketi tarafından 13/11/2015 tarihinde yapılan ödemenin dikkate alındığı, 26/01/2016 tarihinde yapılan bu ödemenin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, gerçek zararın tespiti için tüm sigorta ödemelerinin araştırılması, özellikle 26/01/2016 tarihinde sigorta şirketince davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturularak yapılan bu ödemenin de zarardan mahsup edilmesi gerekirken anılan husus dikkate alınmadan verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.