Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/2173 E. , 2022/5935 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2173
Karar No : 2022/5935
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Genel Müdürlüğü / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN_KONUSU : Davacının polis memuru olarak on yıl görev yaptığından bahisle, 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesi kapsamında daha önce tesis edilen askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 16/02/2018 (dava dilekçesinde 19/02/2018 yazılmıştır) tarihli ve 40196 sayılı talimatı ile bu talimata istinaden askerlik muafiyet işleminin iptaline ve askerlik hizmetini 12 aya tamamlaması gerektiğine ilişkin Milli Savunma Bakanlığı Sungurlu Askerlik Şubesinin … tarih ve … sayılı işleminin ve bu işlemlerin dayanağı olup, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan, 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün “Genel Esaslar” başlıklı 3. Bölümünün, fiilen 10 yıllık çalışma süresinden sayılmayacak hallerin düzenlendiği 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, 30/06/2006 tarihinde polis memuru olarak göreve başladığı, 01/09/2016 tarihinde 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, dolayısıyla görev yaptığı sürenin 10 yıl 2 ay olduğu, polis memuru olarak görev yapmakta iken 10/12/2010 tarihinde askere gittiği, 2 ay sonra 10/02/2011 tarihinde 1111 sayılı Kanun’a eklenen madde nedeniyle terhis edildiği ve polislik görevine döndüğü, ihraç edilmeden önce ise 18/07/2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı, 10 yıl fiilen görev yaptığı için askerlikten muaf olduğuna ilişkin işlemin, dava konusu işlemlerle 10 yıl görev yapmadığından bahisle iptal edildiği, gerekçe olarak Protokolde 10 yıllık çalışma süresinden sayılmayacak hallerin sayıldığı ve askerlik için kullanılan aylıksız izin ve görevden uzaklaştırma tedbiri süresinin sayılmadığının bildirildiği, Askerlik Kanunu’na eklenen Ek 7. maddede 10 yıllık sürenin nasıl hesaplanacağının açık olduğu, anılan maddedeki tek şartın memuriyetten sayılmayacak haller olduğu, Kanun’da görevden uzaklaştırma ve askerlikte geçen sürenin sayılmayacağının belirtilmediği, askerlikte geçen 2 aylık süresinin 657 sayılı Kanun gereği kademe ve derece intibakında, emeklilik süresinde değerlendirildiği, polis memurluğunda geçirilmiş gibi kabul edildiği, görevden uzaklaştırma tedbirinin de geçici bir tedbir olduğu, bu sürenin de 10 yıllık süre hesabında sayılması gerektiği, işlemlerin ve Protokol düzenlemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALI …
BAKANLIĞININ SAVUNMASI : 1111 sayılı Askerlik Kanunu’na eklenen Ek 7. madde ile 10 yıl fiili hizmet yapan personele muafiyet tanındığı, 10 yıllık sürenin hesabında sayılmayacak hallerin Protokolde belirlendiği, emeklilik işlemlerine esas alınan sürenin farklı olduğu, 10 yıllık fiili hizmet süresinin tamamlanıp tamamlanmadığını belirleyip muafiyet teklif formu tanzim etme sorumluluğunun Emniyet Genel Müdürlüğüne ait olduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından davacının 10 yıllık hizmet süresinin tamamlanmadığının bildirildiği, kanunların detayları belirtmemesi nedeniyle esasların daha açık ve net belirlenmesi için alt normlar hazırlandığı, Protokolde ve işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DAVALI … GENEL
MÜDÜRLÜĞÜNÜN SAVUNMASI : Protokolde 10 yıllık hizmet süresinin hesaplanmasında fiilen çalışma süresinden sayılmayacak hallerin belirtildiği, aylıksız izin ve görevden uzaklaştırma sürelerinin fiili çalışma süresinden sayılmadığı, bu nedenle davacının 10 yıllık çalışma süresini doldurmadığı, Protokolde ve işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, polis memuru olarak on yıl görev yaptığını ileri süren davacının, 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesi kapsamında daha önce tesis edilen askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 16/02/2018 tarihli işlemi ile bu işlem nedeniyle askerlik hizmetini 12 aya tamamlaması gerektiğine ilişkin Milli Savunma Bakanlığı Sungurlu Askerlik Şubesinin … tarih ve … sayılı işleminin ve bu işlemlerin dayanağı olup Milli Savunma Bakanlığı Askerealma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan, 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokol’ün “Genel Esaslar” bölümünün, fiilen 10 yıllık çalışma süresinden sayılmayacak hallerin düzenlendiği 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 21/06/1927 tarih ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesinde; “Emniyet Teşkilatı kadrolarında kadro ve/veya rütbeleri ile ilişkisi devam eden Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personel ile polis eğitim ve öğretim kurumlarında öğrenim görenler veya bu kurumların giriş sınavlarını kazananlardan askerlik hizmetini yapmamış olanların her türlü askerlik işlemleri ertelenir.
Birinci fıkra kapsamındakilerden, Emniyet Teşkilatında on yıllık hizmet süresini, memuriyetten sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanlar, askerliklerine karar alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılır. Geçici süreli görevlendirmeler, yurt dışı misyon koruma, yurt dışında eğitim ve diğer görevler sebebiyle geçirilen süreler de on yıllık hizmet süresinin hesabında dikkate alınır. Bu yükümlüler ile ilgili bilgiler, İçişleri Bakanlığınca Milli Savunma Bakanlığına bildirilir. On yıllık süre, polis eğitim ve öğretim kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarihte başlar. On yıllık süreyi tamamlamadan herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatından ayrılan, başka kuruma nakledilen veya bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, ilgili kanun hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirir.
Seferberlik ve savaş hallerinde bu maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanmaz.”;
Geçici 44. maddesinde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, ek 7 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren personelden halen askerlik hizmetini yerine getirmekte olanlar, askerlik hizmetleri durdurularak terhis edilir ve görevlerine iade edilir. Bu madde ile ek 7 nci maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında; saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından adli takibat yapılmaz ve bu suçları işlediklerinden dolayı adli tahkikata başlanılmış olanların işlemleri ile bu suçlara ilişkin kesinleşmiş kararların infazı durdurulur.”;
Geçici 45. maddesinde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, Emniyet Teşkilatı kadrolarında Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup olarak on yıl ve daha fazla süre ile görev yaptıktan sonra herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatından ayrılan, başka kuruma nakledilen veya meslekten ilişiği kesilen personel, ek 7 nci maddenin ikinci fıkra hükümlerinden yararlandırılmaz.” hükümleri yer almıştır.
Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan, 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün Genel Esaslar Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinde; Ücretsiz İzin (Devlet Memurları Kanunu (DMK) Madde 77,108), (b) bendinde; “Görevden Uzaklaştırma (Meslekten çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanan personel DMK. Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Muvazzaf askerliğe ayrılan memurların terhislerinde göreve başlatılmaları ile muvazzaf askerlikte geçen sürelerin kademe ve derece intibaklarında değerlendirilmesi” başlıklı 83. maddesinde; “Devlet memuru iken muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere silah altına alınanlardan askerlik görevini tamamlayıp memuriyete dönmek isteyenler, terhis tarihinden itibaren 30 gün içinde kurumlarına başvurmak ve kurumları da başvurma tarihinden itibaren azami 30 gün içinde ilgilileri göreve başlatmak zorundadırlar.
Bunların muvazzaf askerlikte geçen süreleri muvazzaf askerliğe ayrıldıkları sırada iktisap etmiş oldukları derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir. Bu gibilerin muvazzaf askerliğe ayrılmadan önce işgal ettikleri kadroda kazandıkları kademe ilerlemeleri ayrıca gözönünde bulundurulur. Askerlik öncesi kademe ilerlemeleri ile askerlikte geçen süre toplamının 3 yılı aşan kısmı usulü dairesinde üst dereceye terfi ettikleri zaman bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.”;
“Aylıksız izin” başlıklı 108. maddesinin (G) bendinde, Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.”;
“Görevden uzaklaştırma” başlıklı 137. maddesinde; “Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir.”;
“Ceza kovuşturması sırasında görevden uzaklaştırma” başlıklı 140. maddesinde; “Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler.”;
“Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü” başlıklı 141. maddesinde; “Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.”;
“Memurun göreve tekrar başlatılması zorunlu olan haller” başlıklı 143. maddesinde; “Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce:
a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler;
b) Yargılamanın men’ine veya beraatine karar verilenler;
c) Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmıyacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler;
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.” hükümleri yer almaktadır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun “Terfi ve atama” başlıklı değişik 55. maddesinin 15. fıkrasında ise;
” … Emniyet Teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmeti, atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 30/06/2006 tarihinde polis memuru olarak göreve başladığı, 10/12/2010 tarihinde askerlik görevini yerine getirmek üzere silah altına alındığı, 08/02/2011 tarih ve 27840 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kanun değişikliği ile 1111 sayılı Askerlik Kanunu’na eklenen Ek 7. madde uyarınca emniyet teşkilatı kadrolarında 10 yıl hizmet yapan emniyet personelinin askerlikten muaf sayılmasına karar verilmesi ve aynı Kanuna eklenen Geçici 44. madde ile de askerde bulunan emniyet personelinin terhis edilmesinin öngörülmesi üzerine birliğinden terhis edildiği, 10/02/2011 tarihinde polislik görevine geri döndüğü, Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih, … sayı ve “Askerlik Erteleme İşlemi” konulu yazısı ile davacının askerlik hizmetinin 10 yıllık süre ile (30/06/2016 tarihine kadar) ertelenmesi için gerekli işlemin yapılmasının, … tarih, … sayılı ve “Askerlik Muafiyet İşlemi” konulu yazısı ile de davacının askerlikten muaf sayılması için işlem yapılması hususunun Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından istenildiği anlaşılmaktadır.
Bu arada, Bakanlık makamının 17/07/2016 tarihli oluru ile görevinden uzaklaştırılan davacının 01/09/2016 tarihinde yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih, … sayılı ve “Askerlik Ertelemesi İptal İşlemi” konulu yazısı ile Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından askerlik ertelemesinin iptal edilmesinin istenildiği ve yine Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile de davacı hakkında askerlik muafiyet işlemi uygulanmış ise iptal edilmesi hususunun Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından istendiği; Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından da … tarih, … sayı ve “Askerlik Durumunuz Hakkında” konulu yazı ile askerlik hizmetinin 12 aya tamamlanması gerektiğinin davacıya bildirilmesi üzerine bu işlemlerin ve dayanağı olan Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan, 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün Genel Esaslar Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin iptali istemiyle dava açıldığı görülmektedir.
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendi hakkında:
İdari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge ve talimat gibi çeşitli adlar altında düzenlemeler yapabilmektedirler.
Normlar hiyerarşisi gereği, her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemeler, ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olabilir. Bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkesi olarak kabul edilmektedir.
Dava konusu edilen ve Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan, 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün Genel Esaslar Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasında fiilen 10 yıllık çalışma süresinden sayılmayacak haller belirtilmiş ve fıkranın (a) bendinde; “Ücretsiz İzin (Devlet Memurları Kanunu (DMK) Madde 77,108)” düzenlemesine yer verilmiştir.
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesinde ise emniyet teşkilatında on yıllık hizmet süresini, memuriyetten sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanların, askerliklerine karar alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere, kanun koyucu tarafından 10 yıllık hizmet süresinin belirlenmesinde dikkate alınmayacak durumlar, memuriyetten sayılmayacak haller olarak belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 108. maddesinde aylıksız izin kullanılabilecek haller tek tek belirtilmiş ve muvazzaf askerliğe ayrılan memurların askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacakları hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 83. maddesinde de muvazzaf askerlikte geçen sürelerin, muvazzaf askerliğe ayrıldıkları sırada iktisap etmiş oldukları derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirileceği açıkça hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55/15. maddesinde de, emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmetinin, atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılacağı hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, askerlik hizmetinin kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle intibakta değerlendirileceğinin, Emniyet Teşkilat Kanunu’nda rütbe terfi işlemlerinde fiili çalışma süresinden sayılacağının düzenlendiği açık olup, dolayısıyla bu hizmet süresinin, 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesine göre “memuriyetten sayılmayacak haller” arasında kabul edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, Protokolün dava konusu (a) bendinde yer alan; “Ücretsiz İzin (Devlet Memurları Kanunu (DMK) Madde 77,108)” düzenlemesinde memurların sağlık, doğum, evlat edinme, öğrenim veya kendi istekleri gibi sebeplerle aylıksız izine ayrılmaları ile zorunlu askerlik hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kanunen aylıksız izinli sayılmaları arasında herhangi bir ayrım gözetilmediği; bir başka ifadeyle, zorunlu askerlik hizmetinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak, 657 ve 3201 sayılı Kanunlarda getirilen ve yukarıda değinilen özel nitelikteki düzenlemelerin göz ardı edildiği anlaşıldığından, bu yönüyle eksik düzenleme içeren dava konusu Protokolün anılan düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendi hakkında :
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinde; “Görevden Uzaklaştırma (Meslekten çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanan personel DMK. Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Protokolün on yıllık fiili çalışma süresinden sayılacak hallerin sayıldığı 3. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinde ise “Görevden uzaklaştırma (meslekten çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanmayıp tekrar göreve dönen personel DMK Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Dolayısıyla görevden uzaklaştırma durumunda geçen sürenin, 10 yıllık hizmet süresinden sayılması hususunda ikili bir ayrıma gidildiği görülmekte olup, Devlet Memurları Kanunu’na göre de memurların görevden uzakta geçirdikleri sürenin intibaklarında değerlendirilebilmesinin, ancak 143. maddede sayılan durumların gerçekleşmesi ile mümkün olduğu, aksi halde intibaklarında değerlendirilememesi nedeniyle, memuriyetten sayılmayan haller kapsamında olacağı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırı bir durum söz konusu değildir.
Dava konusu bireysel işlemler hakkında:
Dava konusu Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile davacı hakkında askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesi Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından istenmiş, Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından da … tarih, … sayı ve “Askerlik Durumunuz Hakkında” konulu yazı ile askerlik hizmetinin 12 aya tamamlanması gerektiği davacıya bildirilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesinin istenmesine gerekçe olarak, davacının askere gitmek için kullandığı aylıksız izin süresinin ve görevden uzakta geçen süresinin Protokol gereği on yıllık hizmet süresinden sayılamayacağı hususunun gösterildiği görülmektedir.
Onuncu Dairece yapılan 28/12/2020 tarihli ara kararı ile davacının askerlikte ve görevden uzaklaştırıldığı dönemde geçen sürelerinin ve askerlikte ve görevden uzaklaştırıldığı dönemde geçen süreler hariç, fiilen göreve başladığı tarih ile kamu görevinden çıkarıldığı tarih arasında geçen süresinin bildirilmesinin istenildiği; ara kararına verilen cevapta davacının askerlikte geçen süresinin 62 gün, görevden uzakta geçen süresinin ise 45 gün olduğu, bu süreler hariç fiili hizmet süresinin 9 yıl 10 ay 15 gün olduğunun bildirildiği görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda yer verilen gerekçe uyarınca zorunlu askerlik görevinin yerine getirilmesi amacıyla kullanılan aylıksız izin süresinin on yıllık hizmet süresinden sayılması gerekmekte olup, davacının askerlikte geçen 62 günlük süresi, 9 yıl 10 ay 15 gün olan fiili hizmet süresine dahil edildiğinde davacının on yıllık hizmet süresini tamamladığı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendi yönünden davanın reddine; Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendi ile 16/02/2018 ve 15/03/2018 tarihli işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren 2575 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve Onikinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, 30/06/2006 tarihinde polis memuru olarak göreve başlamış, görev yapmakta iken 10/12/2010 tarihinde askerlik görevini yerine getirmek üzere silah altına alınmıştır.
08/02/2011 tarih ve 27840 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6109 sayılı Kanun ile 1111 sayılı Askerlik Kanunu’na Ek 7. madde eklenerek, emniyet teşkilatı kadrolarında 10 yıl hizmet yapan emniyet personelinin askerlikten muaf sayılmasına karar verilmiş, aynı Kanun’a eklenen Geçici 44. madde ile de askerde bulunan emniyet personelinin terhis edilmesi öngörülmüştür.
Davacı da anılan Kanun değişikliği nedeniyle birliğinden terhis edilmiş, 10/02/2011 tarihinde polislik görevine geri dönmüş, Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı ve “Askerlik Erteleme İşlemi” konulu yazısı ile davacının askerlik hizmetinin 10 yıllık süre ile (30/06/2016 tarihine kadar) ertelenmesi için gerekli işlemin yapılması Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığına bildirilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarihli, …sayılı ve “Askerlik Muafiyet İşlemi” konulu yazısı ile de davacının askerlikten muaf sayılması için işlem yapılması hususu Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından istenmiştir.
Davacı, Bakanlık makamının 17/07/2016 tarihli oluru ile görevinden uzaklaştırılmış ve 01/09/2016 tarihinde yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
Daha sonra ise Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı ve “Askerlik Ertelemesi İptal İşlemi” konulu yazısı ile Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından davacının askerlik ertelemesinin iptal edilmesi istenilmiş ve yine Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarihli ve …sayılı yazısı ile de davacı hakkında askerlik muafiyet işlemi uygulanmış ise iptal edilmesi için Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığı talimatlandırılmıştır.
Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından da … tarihli, … sayılı ve “Askerlik Durumunuz Hakkında” konulu yazı ile askerlik muafiyet işleminin iptal edildiği, bu nedenle askerlik hizmetinin 12 aya tamamlanması gerektiği davacıya bildirilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, bu işlemlerin ve dayanağı olup, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün “Genel Esaslar” başlıklı 3. Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun, 05/02/2011 tarihli ve 6109 sayılı Kanunla eklenen;
Ek 7. maddesinde, “Emniyet Teşkilatı kadrolarında kadro ve/veya rütbeleri ile ilişkisi devam eden Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personel ile polis eğitim ve öğretim kurumlarında öğrenim görenler veya bu kurumların giriş sınavlarını kazananlardan askerlik hizmetini yapmamış olanların her türlü askerlik işlemleri ertelenir.
Birinci fıkra kapsamındakilerden, Emniyet Teşkilatında on yıllık hizmet süresini, memuriyetten sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanlar, askerliklerine karar alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılır. Geçici süreli görevlendirmeler, yurt dışı misyon koruma, yurt dışında eğitim ve diğer görevler sebebiyle geçirilen süreler de on yıllık hizmet süresinin hesabında dikkate alınır. Bu yükümlüler ile ilgili bilgiler, İçişleri Bakanlığınca Milli Savunma Bakanlığına bildirilir.
On yıllık süre, polis eğitim ve öğretim kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarihte başlar. On yıllık süreyi tamamlamadan herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatından ayrılan, başka kuruma nakledilen veya bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, ilgili kanun hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirir.
Seferberlik ve savaş hallerinde bu maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanmaz.”;
Geçici 44. maddesinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, ek 7 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren personelden halen askerlik hizmetini yerine getirmekte olanlar, askerlik hizmetleri durdurularak terhis edilir ve görevlerine iade edilir. Bu madde ile ek 7 nci maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında; saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından adli takibat yapılmaz ve bu suçları işlediklerinden dolayı adli tahkikata başlanılmış olanların işlemleri ile bu suçlara ilişkin kesinleşmiş kararların infazı durdurulur.”;
Geçici 45. maddesinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, Emniyet Teşkilatı kadrolarında Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup olarak on yıl ve daha fazla süre ile görev yaptıktan sonra herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatından ayrılan, başka kuruma nakledilen veya meslekten ilişiği kesilen personel, ek 7 nci maddenin ikinci fıkra hükümlerinden yararlandırılmaz.” hükümleri yer almıştır.
Anılan hükümlerin uygulama usul ve esaslarını belirlemek amacıyla Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün “Genel Esaslar” başlıklı 3. Bölümünün dava konusu 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinde, “Ücretsiz İzin, (Devlet Memurları Kanunu (DMK.) Madde 77,108)”; (b) bendinde, “Görevden Uzaklaştırma, (Meslekten Çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanan personel DMK. Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Muvazzaf askerliğe ayrılan memurların terhislerinde göreve başlatılmaları ile muvazzaf askerlikte geçen sürelerin kademe ve derece intibaklarında değerlendirilmesi” başlıklı 83. maddesinde, “Devlet memuru iken muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere silah altına alınanlardan askerlik görevini tamamlayıp memuriyete dönmek isteyenler, terhis tarihinden itibaren 30 gün içinde kurumlarına başvurmak ve kurumları da başvurma tarihinden itibaren azami 30 gün içinde ilgilileri göreve başlatmak zorundadırlar.
Bunların muvazzaf askerlikte geçen süreleri muvazzaf askerliğe ayrıldıkları sırada iktisap etmiş oldukları derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir. Bu gibilerin muvazzaf askerliğe ayrılmadan önce işgal ettikleri kadroda kazandıkları kademe ilerlemeleri ayrıca gözönünde bulundurulur. Askerlik öncesi kademe ilerlemeleri ile askerlikte geçen süre toplamının 3 yılı aşan kısmı usulü dairesinde üst dereceye terfi ettikleri zaman bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.”;
6111 sayılı Kanunla değişik “Aylıksız izin” başlıklı 108. maddesinde,
A) Memura, 105 inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.
B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin veya aynı maddenin (F) fıkrası uyarınca verilen izin süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.
C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, 104 üncü maddenin (A) fıkrası uyarınca verilen sekiz haftalık iznin veya aynı maddenin (F) fıkrası uyarınca izin kullanılması hâlinde bu iznin bitiminden itibaren, istekleri üzerine yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.
D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.
E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, (…)(1) olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.
F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.
G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.”;
“Görevden uzaklaştırma” başlıklı 137. maddesinde, “Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir.”;
“Ceza kovuşturması sırasında görevden uzaklaştırma” başlıklı 140. maddesinde, “Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler.”;
“Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü” başlıklı 141. maddesinde, “Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.”;
“Memurun göreve tekrar başlatılması zorunlu olan haller” başlıklı 143. maddesinde, “Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce:
a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler;
b) Yargılamanın men’ine veya beraatine karar verilenler;
c) Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmıyacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler;
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.” hükümleri yer almaktadır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun “Terfi ve atama” başlıklı 55. maddesinin 15. fıkrasında ise,
“Mevzuat hükümlerine göre kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi yapılan her türlü uzmanlık, yüksek lisans, doktora ve avukatlık stajı rütbe kıdeminde değerlendirilmez. Ancak, bu Kanunun 13 üncü maddesinde sayılan rütbeler içerisinde yapılan yurt dışı misyon koruma, yurt dışı kurs ve diğer görevler sebebiyle geçirilen süreler ile tedavi ve istirahat süreleri, hangi rütbede ifa edilmiş veya geçirilmiş ise o rütbedeki fiili çalışma süresi içinde değerlendirilir. Ancak bu şekilde geçirilen sürelerin toplamda üç yılı aşan kısmı rütbe terfilerinde değerlendirilmez. Emniyet Teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmeti, atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinin incelenmesi :
İdari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge ve talimat gibi çeşitli adlar altında düzenlemeler yapabilmektedirler.
Ancak, bu düzenlemeler arasında uyulması gereken “normlar hiyerarşisi” kuramına göre, hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır.
Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemelerin, ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
Dava konusu edilen ve Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün “Genel Esaslar” başlıklı 3. Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasında, fiilen 10 yıllık çalışma süresinden sayılmayacak haller belirtilmiş ve fıkranın (a) bendinde, “Ücretsiz İzin, (Devlet Memurları Kanunu (DMK.) Madde 77,108)” düzenlemesine yer verilmiştir.
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesinde ise, emniyet teşkilatında on yıllık hizmet süresini, memuriyetten sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanların, askerliklerine karar alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere, kanun koyucu tarafından 10 yıllık fiili hizmet süresinin belirlenmesinde dikkate alınmayacak durumlar, memuriyetten sayılmayacak haller olarak belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 108. maddesinde, aylıksız izin kullanılabilecek haller tek tek belirtilmiş ve muvazzaf askerliğe ayrılan memurların askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacakları hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 83. maddesinde de, muvazzaf askerlikte geçen sürelerin, muvazzaf askerliğe ayrıldıkları sırada iktisap etmiş oldukları derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirileceği açıkça hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 15. fıkrasında da, emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmetinin, atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılacağı hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; askerlik hizmetinin kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle intibakta değerlendirileceğinin, Emniyet Teşkilat Kanunu’nda rütbe terfi işlemlerinde fiili çalışma süresinden sayılacağı açık olduğundan, bu hizmet süresinin, 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek 7. maddesine göre “memuriyetten sayılmayacak haller” arasında kabul edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, Protokolün dava konusu (a) bendinde yer alan; “Ücretsiz İzin, (Devlet Memurları Kanunu (DMK.) Madde 77,108)” düzenlemesinde memurların sağlık, doğum, evlat edinme, öğrenim veya kendi istekleri gibi sebeplerle aylıksız izine ayrılmaları ile zorunlu askerlik hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kanunen aylıksız izinli sayılmaları arasında herhangi bir ayrım gözetilmediği; bir başka ifadeyle, zorunlu askerlik hizmetinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak, 657 ve 3201 sayılı Kanunlarda getirilen ve yukarıda değinilen özel nitelikteki düzenlemelerin göz ardı edildiği anlaşıldığından, bu yönüyle eksik düzenleme içeren dava konusu Protokol düzenlemesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinin incelenmesi :
Dava konusu Protokolün 3. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinde, “Görevden Uzaklaştırma, (Meslekten Çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanan personel DMK. Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Protokolün on yıllık fiili çalışma süresinden sayılacak hallerin sayıldığı 3. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinde ise “Görevden uzaklaştırma (meslekten çıkarma veya ilişik kesme ile sonuçlanmayıp tekrar göreve dönen personel DMK. Madde, 137-140)” düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Dolayısıyla, dava konusu Protokolde, görevden uzaklaştırma durumunda geçen sürenin 10 yıllık hizmet süresinden sayılması hususunda ikili bir ayrıma gidildiği görülmekte olup, Devlet Memurları Kanunu’na göre de memurların görevden uzakta geçirdikleri sürenin intibaklarında değerlendirilebilmesinin, ancak 143. maddede sayılan durumların, daha açık bir ifadeyle göreve tekrar başlatılmaları gereken hallerin gerçekleşmesi ile mümkün olduğu, göreve iade edilmemeleri halinde açıkta geçen sürelerin intibaklarında değerlendirilemeyecek olması nedeniyle, memuriyetten sayılmayan haller kapsamında olacağı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu bireysel işlemlerin incelenmesi :
Dava konusu Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarihli ve …sayılı yazısı ile davacı hakkında askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesi Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığından istenilmiş, Sungurlu Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından da … tarihli, … sayılı ve “Askerlik Durumunuz Hakkında” konulu yazı ile askerlik muafiyet işleminin iptal edildiği ve bu nedenle askerlik hizmetinin 12 aya tamamlanması gerektiği davacıya bildirilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından askerlik muafiyet işleminin iptal edilmesinin istenilmesine gerekçe olarak, davacının askere gitmek için kullandığı aylıksız izin süresinin ve görevden uzakta geçen süresinin Protokol gereği on yıllık hizmet süresinden sayılamayacağı hususunun gösterildiği görülmektedir.
Müşterek Kurulun 28/12/2020 tarihli ara kararı ile davacının askerlikte ve görevden uzaklaştırıldığı dönemde geçen sürelerinin ve askerlikte ve görevden uzaklaştırıldığı dönemde geçen süreler hariç, fiilen göreve başladığı tarih ile kamu görevinden çıkarıldığı tarih arasında geçen süresinin bildirilmesi istenmiş; ara kararına verilen cevapta davacının askerlikte geçen süresinin 62 gün, görevden uzakta geçen süresinin ise 45 gün olduğu, bu süreler hariç fiili hizmet süresinin 9 yıl 10 ay 15 gün olduğu bildirilmiştir.
Bu durumda, yukarıda yer verilen gerekçe karşısında, zorunlu askerlik görevinin yerine getirilmesi amacıyla kullanılan aylıksız izin süresinin on yıllık hizmet süresinden sayılması gerekmekte olup, davacının askerlikte geçen 62 günlük süresi, 9 yıl 10 ay 15 gün olan fiili hizmet süresine dahil edildiğinde, davacının on yıllık hizmet süresini tamamladığı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 21/02/2011 tarihinde imzalanan 6109 sayılı Kanun Kapsamındaki Personelin Askerlik İşlemlerinin Yürütülmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Protokolün “Genel Esaslar” başlıklı 3. Bölümünün 3. maddesinin 5. fıkrasının,
A) (a) bendinin İPTALİNE,
B) (b) bendinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Emniyet Genel Müdürlüğünün …… tarihli ve …sayılı işlemi ile Milli Savunma Bakanlığı Sungurlu Askerlik Şubesinin … tarih ve … sayılı işleminin İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve adli yardım istemi kabul edildiğinden ödenmemiş olan toplam … TL yargılama giderinin 1/4’ü olan … TL’nin davacıdan tahsili için, 3/4’ü olan … TL’nin ise davalı idarelerden tahsili için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, …TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.