Danıştay Kararı 10. Daire 2018/2125 E. 2020/4086 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/2125 E.  ,  2020/4086 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2125
Karar No : 2020/4086

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Sulama Birliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının hissedarı olduğu Kilis ili, Elbeyli ilçesi, … Köyü, …parselde kayıtlı taşınmazda bulunan Antep fıstığı ağaçlarının drenaj kanallarının yapılmaması nedeniyle taban suyunun yükselmesi sonucu zarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarar ile söz konusu zararın tespitine ilişkin giderlere karşılık olmak üzere toplam 55.903,49TL’nin dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyada mevcut bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden, dava konusu parselin bulunduğu alanda tarla içi geliştirme hizmetlerinin ve drenaj kanallarının yapılmamış olması nedeniyle parselin tarımsal faaliyet için verilen sudan dolayı taban suyu yükselmesi sonucu zarar gördüğü, her ne kadar bilirkişi raporunda … Genel Müdürlüğü’ne kusur atfedilmeyeceği yönünde görüş belirtilmiş ise de söz konusu zararın oluşumunda davalı …Genel Müdürlüğü’nün 4/10 oranında kusurlu olduğu, diğer taraftan zararın oluşumunda diğer davalılar … Sulama Birliği’nin 3/10 oranında, … Bakanlığı’nın da 3/10 oranında kusurlu olduğu, davacının ise imzalamış olduğu herhangi bir sulama beyan sözleşmesi veya taahhüdünün bulunmaması nedeniyle kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığı; buna göre, davalı … Genel Müdürlüğü, … Bakanlığı ve … Sulama Birliği tarafından hizmet kusuru sonucu oluşan zararın tazmini gerektiği; davacının maddi zarar tutarının hesaplanmasına ilişkin olarak; davacının dava konusu … parseldeki … adet antep fıstığı ağacının kuruması nedeniyle oluşan 14.858,00-TL ve söz konusu ağaçlardan 2012 yılında verim alınamaması nedeniyle oluşan 496,30-TL olmak üzere toplam 15.354,30-TL tutarındaki zararın davalı İdareler tarafından davacıya ödenmesi gerektiği; diğer taraftan, davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyasında delil tespiti amacıyla yapmış olduğu 451,50-TL masrafın tazmini istemine gelince, anılan tutarın olayın meydana gelmesinden kusuru bulunan davalı İdareler tarafından tazmini gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 15.805,80-TL maddi tazminatın dava açma tarihi olan 08/08/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine, davanın 40.097,69-TL’lik kısmının ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idarelerden DSİ tarafından, tahliye kanallarının tamamının bitirildiği, bahar aylarında yağış olduğu, arazi tesviyesi ve tarla içi drenaj işlerinin kurumun görevinde olmadığı, arazinin toplulaştırma sahasında olduğu; davalı idarelerden Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, Bakanlığın bir kusurunun olmadığı, zararın, DSİnin projesinde yer alan tahliye kanallarının açılmamasından kaynaklandığı ileri sürülmüştür.
Davacı tarafından; kuruyan ağaç sayısının 82 olduğu, 25 yaşında olan antepfıstığı ağacının değerinin 1.500 TL olduğu, gerçek değerin … Fıstık Araştırma merkezinden sorulması gerektiği ileri sürülmüştür.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı … Bakanlığınca davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş diğer taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Tarafların Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemlerinin reddi ile kararın esas yönünden onanmasına karar verilmesi, kararın davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının ise düzelterek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Kısmen Kabulü, Kısmen Reddine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde “temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı” hükme bağlanmıştır.
Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde, kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusundaki eksik düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yapılacak yorumun kişilerin mahkemeye erişim hakkının korunması hakkı ile gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin uyuşmazlıkları makul sürede çözülebilmesi hususu arasında menfaat dengesinin sağlanmasına yönelik olması gerekmektedir.
Bu bağlamda, davalı idare lehine, Tarife’nin manevi tazminat davalarına ilişkin 10. maddesi kıyasen uygulanarak reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmedileceğinin, ancak bu ücretin kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilmesi gereken nispi vekalet ücreti miktarını geçemeyeceğinin kabul edilmesi yerinde olacaktır.
Bakılmakta olan dava, 55.903,49 TL tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine ve 1.896,70 TL avukatlık ücretinin davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine, reddedilen tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.760,75 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelere ödenmesine karar verilmiştir.
Yukarıda yer alan nedenlerle, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak belirlenen vekalet ücretinin, kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilmesi gereken nispi vekalet ücreti miktarını geçemeyeceği gözetilerek Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 4.760,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine” ibaresinin, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 1.896,70 TL (kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti miktarını geçemeyeceği hususu dikkate alınarak) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine” olarak düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların esasa yönelik temyiz istemlerinin reddi ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA oybirliğiyle,
2. Davalı idarenin vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulü ile hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine” ibaresinin, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen … TL (kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti miktarını geçemeyeceği hususu dikkate alınarak) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davacının maddi tazminat taleplerinin kısmen reddi nedeniyle davalı idareler lehine hükmedilen nispi vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla olmaması gerekirken, idareler lehine daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına bu yönden katılmıyorum.