Danıştay Kararı 10. Daire 2018/1978 E. 2022/6297 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/1978 E.  ,  2022/6297 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/1978
Karar No : 2022/6297

DAVACI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … Bakanlığı … Müdürlüğü tarafından … Müdürlüğüne hitaben düzenlenen … tarih ve … sayılı, “Kamera ve kayıt cihazı bulundurulması” konulu yazının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, şehir içi yolcu taşımacılığı kapsamında kullanılan taksilerde seyahat eden kişilerin, kişisel veri niteliğindeki ses ve görüntülerinin kayda alınmasının, Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesine, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 17. maddesine, ayrıca 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olduğu, tek kişilik taşımacılık yapılan taksilerde gerçekleştirilecek konuşmaların özel hayat kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, özel hayata ve kişisel verilere yönelik kayıt alma yetkisinin kanunda olmaksızın doğrudan genelge ile tanınamayacağı, taksilerde yer alacak kamera ve cihazların kayıt süreleri yönünden Genelgede 7 günlük süreye yer verilmiş ise de, uygulamada Taksiciler Esnaf Odasınca bu sürenin 30 gün olarak uygulanacağının duyurulduğu, dolayısıyla bu kayıtların ne kadar süre ile, hangi amaçla ve hangi durumlarda kullanılabileceğine ilişkin hukuki belirliliğin de bulunmadığı, Genelgenin kamuyu ilgilendirmesine rağmen yayımlanmadığı, kamunun denetimine ve tartışmasına sunulmadığı, toplumun bütününü ilgilendiren böylesi önemli bir konuda hukuki açıklık sağlanmadığı, yasal bir dayanak olmaksızın, uygulamanın kapsam ve sınırları, usul ve esasları bir yasada düzenlenmeksizin, toplanan verilerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvence mevcut olmaksızın yapılan düzenlemenin hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Usule ilişkin olarak dava konusu düzenlemenin davacının menfaatini ihlal etmediği, bu nedenle bakılan davayı açma konusu da sübjektif ehliyetinin bulunmadığı savunulmaktadır.
Esas yönünden, Anayasanın 5. maddesinde geçen “kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak” amaç ve görevinin ifası kapsamında, kişilerin günlük hayatlarında sıklıkla kullanmış oldukları taksi ve toplu taşıma araçlarındaki olası güvenlik problemlerinin önlenebilmesi, yine aynı araçlarda meydana gelen adli olayların faillerine daha kolay ulaşılabilmesi, meydana gelen olayların incelenerek analiz edilmesi ve suçların aydınlatılması amacıyla, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan taksi, minibüs ve otobüs cinsi taşıtlarda en az (7) gün süreyle kayıt yapabilen ön dış ve iç kamera ile kayıt cihazının bulundurulmasının ve aktif halde tutulmasının yerinde olacağının değerlendirildiği, söz konusu uygulamaya ilişkin yetkinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda yer aldığı, kamera kaydının gizli olarak değil, araç içerisinde ses ve görüntü kaydı yapıldığına dair uyarılarla bu araçlardan hizmet alanların bilgilendirilmesi suretiyle yapıldığı, bahse konu kayıtların ancak mevzuat çerçevesinde ilgili birimlerin izinleri dâhilinde incelenebildiği, verilerin amacı dışında kullanılması halinde ise kanunlarda yer alan yaptırımların uygulandığı, terör olaylarında teröristlerin ulaşım aracı olarak taksileri ya da toplu taşıma yapan araçları seçmesi, toplu taşıma araçlarında gerçekleşen taciz, hırsızlık, fiziksel ve sözlü saldırı gibi eylemler, toplu taşıma araçlarının karışmış olduğu ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan trafik kazaları göz önünde bulundurulduğunda, kamu ve trafik güvenliğinin sağlanması hedeflenerek yapılması istenen düzenlemenin; başta terör olayları olmak üzere meydana gelen adli olayların araştırılması, delillere ve faillerine ilişkin bilgilere hızla ulaşılması, nihai olarak suçların aydınlatılabilmesi ve şoförlerin trafik kurallarına uymasını sağlayacağı gibi suç işleme kastı bulunan kişiler üzerinde caydırıcılık etkisini de oluşturacağı, nitekim asayişe müessir ve kamuoyunda yankı uyandıran birçok suçun da şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan araçlarda bulunan kameralar sayesinde aydınlatıldığı, mobil iletişim teknolojisinin polisin önleyici kolluk görevi kapsamındaki iş ve işlemlerde büyük kolaylık sağlayacağı, bu kapsamda suçun önlenmesi, önlenemeyen suçların faillerinin en kısa sürede yakalanması ve olayların aydınlatılması bakımından ticari taksilerde güvenlik kamerası bulunmasının suçla mücadelede önemli rol oynayacağı ve suçların işlenmesinde caydırıcılık sağlayacağı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; davacı Baro Başkanlığı tarafından, … Bakanlığı … Müdürlüğünce … Müdürlüğüne yazılan “Kamera ve kayıt cihazı bulundurulması” konulu … gün ve … sayılı yazının iptali istemiyle açılmıştır.

Davalı İdarenin davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı iddiası yerinde görülmemiştir.
Öte yandan; İdari Yargı, Hukuk Devletinde, hukuka bağlılığı esas olan kamu idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun, bağımsız yargı yerlerince, yargılama yöntemleri kullanılarak denetlenmesinin sağlanması için var olan yargı düzenidir. Bu yüzden; idari yargı denetiminin işleyebilmesi, idarenin Kamu Hukuku alanında faaliyette bulunmasına; idari nitelikte eylem veya işlem yapmasına bağlıdır. Böyle bir faaliyet olmadan, söz konusu denetimin işletilmesine olanak yoktur. Bu bağlamda, kişilerin hukuk aleminde herhangi bir etki doğurmayan, belirli bir hukuki durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen “icrailik” niteliğinden yoksun işlemlerin, idari bir davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının “d” bendinde yer alan, dava dilekçelerinin, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli işlemin olup olmadığı yönünden inceleneceğine; aynı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının “b” bendinde de, böyle bir işlemin bulunmaması halinde, davanın sonraki yargılama işlemlerine girişilmeksizin reddedileceğine ilişkin kurallar bu ilkeye dayalıdır.
Olayda, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne terör olayları ve meydana gelen adli olayların araştırılması, delil ve faillere hızlıca ulaşılarak, suçun ortaya çıkartılması ve böylece kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla, yerel yönetimlerce önlem alınması konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini bildiren ve bu şekilde Ulaşım Koordinasyon Merkezleri ve İl Trafik Komisyonlarının karar almalarını sağlamaya yönelik olarak hazırlanan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın, bu aşamada, ortada, idari davaya konu edilebilecek nitelikte idari işlem bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddi gerekir.
Kaldı ki, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün … gün ve E…. sayılı duyurusu üzerine, yerel yönetimlerin bu konudaki uygulamasına yönelik nitelikteki, “T” “S” ve “TM” plakalı taşıma hizmeti veren araçlara iç ve dış kamera takılmasının zorunluluk haline getirilmesine dair … tarih ve … sayılı UKOME kararı, … İdari Dava Dairesinin … gün ve … sayılı kararıyla istinaf başvurusunu kesin olarak reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne hitaben düzenlenen … tarih ve … sayılı, “Kamera ve kayıt cihazı bulundurulması” konulu yazının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu yazıda; başta terör olayları olmak üzere, meydana gelen adli olayların araştırılması, delilleri ve faillere ilişkin bilgilere hızla ulaşılması ve nihai olarak suçların aydınlatılabilmesi amacıyla şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan taksi, minibüs ve otobüs cinsi taşıtlarda en az 7 gün süreyle kayıt yapabilen ön dış ve iç kamera ile kayıt cihazı bulundurulması ve aktif halde tutulması için yerel yönetimlerce Ulaşım Koordinasyon Merkezlerinden/İl Trafik Komisyonlarından ivedilikle karar alınarak gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak üzere 81 il valiliği talimatlandırılmıştır.
Davacı tarafından, … tarihinde … İdare Mahkemesinde açılan davada… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddiyle dosyanın Danıştay’a gönderilmesine karar verilmiş, Danıştay Beşinci Dairesinin 27/03/2018 tarih ve E:2017/14893, K:2018/12625 sayılı kararıyla da uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Danıştay Onuncu Dairesine ait olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği; 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde, idari yargı yerince dava dilekçelerinin “idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olup olmadığı” yönünden inceleneceği; 6. fıkrasında, dava konusu işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olup olmadığının ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, dava konusu işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmaması halinde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.

Hukuki Değerlendirme:
Davalı idarenin, davacının bakılan davayı açmakta sübjektif ehliyeti bulunmadığı yolundaki itirazı, dava konusu yazının içerik itibarıyla bütün toplumu ilgilendirmesi nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Bununla birlikte, dava konusu işlemin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlemler, idari makam ve mercilerin kamu gücüne dayanarak idare hukuku alanına ilişkin olarak yaptıkları ve hukuki sonuçlar doğurabilme kabiliyetini haiz, hukuka uygunluk karinesinin doğal sonucu olarak ve kural itibarıyla (kanunda aksi öngörülmedikçe) re’sen icra edilebilme yeteneğini taşıyan irade açıklamalarıdır.
Başka bir ifadeyle, idarelerin, ilgililerin hukukunu doğrudan etkileyen, onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan ve hukuk aleminde sonuç doğurması için başka bir işleme ya da onay mekanizmasına ihtiyacı olmayan irade açıklamalarının idari davaya konu edilmeleri mümkündür.
Dava konusu olan, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, İçişleri Bakanlığının bir başka ana hizmet birimi olan Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne hitaben düzenlenen … tarih ve … sayılı, “Kamera ve kayıt cihazı bulundurulması” konulu yazısı ise; Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün vesayet denetimine tabi bulunan yerel yönetimlerin Ulaşım Koordinasyon Merkezleri / İl Trafik Komisyonları tarafından ivedilikle karar alınmasını sağlamak amacıyla gerekli düzenlemelerin yapılması hususunun Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce değerlendirilmesi isteminden ibaret olup, bu haliyle gerek yazının konusu olan yerel yönetimler gerekse şehir içi taşımacılık yapan araçları kullanacak şoförler ile yolcular yönünden tek başına hukuk aleminde değişiklik meydana getirmediği, Bakanlığın idari birimleri arasında hazırlık mahiyetinde bir iç yazışma olduğu ve idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-d ve 15/1-b maddeleri uyarınca DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmasız işler için belirlenen …TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.