Danıştay Kararı 10. Daire 2018/1496 E. 2022/6042 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/1496 E.  ,  2022/6042 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/1496
Karar No : 2022/6042

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından; eşi ile arasındaki şiddet ve aile içi geçimsizlik sebebiyle davacı hakkında evden uzaklaştırma kararı verildiği, buna rağmen söz konusu kararı ihlal ederek 21/09/2015 tarihinde eşini darp etmesi üzerine eşinin kolluk görevlilerine başvurarak sığınma talebinde bulunduğu, … Cumhuriyet Savcılığı’nın aynı günlü talimatı ile çocuklar ile annelerinin sığınma evine gönderilmelerine, davacının da göz altına alınmasına karar verildiği, söz konusu kararın icrası amacıyla polis ekiplerince davacının eşinin evinden alındığı, çocukların evde olmadığının görülmesi üzerine yapılan arama sonucu davacı ile çocukların bulunduğu, çocuklar istendiğinde davacının polis memurlarına karşı çocukları vermemek için direndiği, elindeki bıçağı o sırada yanında bulunan küçük oğlunun boğazına dayaması üzerine çocuğun kurtarılabilmesi için polis memuru tarafından önce havaya uyarı ateşi yapıldığı, davacı ikna olmayınca bu kez ayaklarına doğru ateş edildiği ve davacının sol ayağından yaralandığı olayda idarenin personelinin orantısız güç kullanmasından kaynaklanan hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık 400.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; kolluk görevlilerine karşı bıçak kullanmadığı dolayısıyla meşru müdafaa durumu oluşmadığı, kolluk görevlilerince kanunen kendilerine verilen yetkinin aşıldığı ve orantısız güç kullanılması sebebiyle ayağında 2 cm’lik kısalık oluştuğu, olay yerinde olmayan kişilerin ifadelerine dayalı olarak düzenlenen tutanağın esas alınamayacağı belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından hukuki dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, … İdare Mahkemesinin davanın reddi yolundaki kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdare Mahkemesi kararının reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.” hükmü, “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir…” ve “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; … b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükümleri yer almaktadır.
02/01/2017 tarih ve 29936 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve İdare Mahkemesi kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13. maddesinde, “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.”; “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise, ” (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Dava; 400.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 29.950,00 TL, reddedilen manevi tazminat yönünden ise duruşmasız davalar için belirlenen 990,00 TL olmak üzere toplam 30.940,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretinin Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine dair Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamen reddine karar verilmiş olması nedeniyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmasız işler için belirlenen … TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığından bu hususun Bölge İdare Mahkemesince düzeltilmemiş olmasında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; temyizen incelenen bölge idare mahkemesi kararında, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “29.950,00 TL nispi” ve “toplam 30.940,00 TL” ibarelerinin, ” … duruşmasız davalar için belirlenen 990,00 TL” ve “toplam 1.980,00 TL” şeklinde düzeltilmesi gerektiğinden, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin 19/12/2017 tarih ve E:2017/1119, K:2017/1852 sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “… istinaf başvurusunun reddine … ” ibaresinin, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; “… istinaf başvurusunun reddine, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hüküm fıkrasında yer alan “29.950,00 TL nispi” ve “toplam 30.940,00 TL” ibarelerinin, ” … duruşmasız davalar için belirlenen 990,00 TL” ve “toplam 1.980,00 TL” şeklinde düzeltilmesine … ” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin esas yönünden REDDİNE, vekalet ücreti yönünden KABULÜNE,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) – KARŞI OY :

Reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu husus 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.