Danıştay Kararı 10. Daire 2018/1331 E. 2020/6358 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2018/1331 E.  ,  2020/6358 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/1331
Karar No : 2020/6358

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Huk. Müş. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
3- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU: Davalı idarelerce, …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının maliki olduğu ve Şanlıurfa ili, … ilçesi, … köyünde bulunan … ada … parsel ve … ada … parsel sayılı taşınmazların, atık su tahliye kanalı yapılmamasından dolayı bataklığa dönüştüğü ve taşınmazda bulunan fıstık ağaçlarının kuruduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık 40.495,76 TL maddi tazminatın 18/08/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme neticesinde verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; bilirkişi raporunda … Başkanlığı’nın 1/2 oranında, … Genel Müdürlüğü’nün ise 1/2 oranında kusurlu olduğunun ifade edildiği, ancak zararın vahşi sulama olarak adlandırılan aşırı sulama yapılması ve bu aşırı sulama nedeniyle tarlada oluşan su birikmesinin, tahliye kanalı olmaması nedeniyle tarladan atılamayarak, biriken suyun tarlada göllenmesinden kaynaklı olduğunun belirtildiği, sulama ve tahliye/drenaj kanalları ve işlerinin arazi toplulaştırmasında, tarla içi geliştirme hizmetleri kapsamında kaldığı, arazi toplulaştırması esnasında, toplulaştırma plân ve haritaları hazırlanırken, plân ve haritalarda sulama kanalları ile drenaj tahliye kanallarına yer verileceği, toplulaştırmanın zemin tatbikinde … Genel Müdürlüğü ile ilgili …’nin Arazi Toplulaştırması haritalarında yer verilen/verilecek sulama tahliye/drenaj kanallarının inşaasını ve işletmesini yürütecekleri, bu bakımdan, bilirkişi raporunda sadece … Genel Müdürlüğü ile … Başkanlığı’na kusur izafe edilmiş olmakla birlikte bilirkişi raporunun hukukî niteliği dikkate alındığında, rapordaki kusur izafesinin bağlayıcılığının bulunmadığı; mevzuat kapsamında Arazi Toplulaştırma Projelerinin hazırlanması ve uygulanması ile görevli olan … Bakanlığı’nın da, (çiftçilerin vahşi/aşırı sulama yapılabileceğini öngörerek) Toplulaştırma projesinde, plânın ve haritalarında arazi topoğrafyasına uygun biçimde tahliye/drenaj kanallarına yer vermesi gerektiği, arazi toplulaştırması projesinde, plânında ve haritalarında uyuşmazlığa konu parselin topoğrafyası göz önünde bulundurularak, aşırı sulama halinde biriken suyun tahliyesine yönelik tahliye kanalına yer verilmediği, bu yönden …’nın da zararın oluşmasında hizmet kusurunun bulunduğu, toplulaştırma projesinde kanala yer verilmemesi nedeniyle, kanal inşa edilemediği ve inşa edilemeyen kanalın işletmesinin yapılamadığı, bu duruma istinaden dosyadaki veriler çerçevesinde olayda …’nın kusur oranının %40, … Genel Müdürlüğü’nün kusur oranının %30 ve … Başkanlığı’nın kusur oranının ise %30 olduğu kanaatine varıldığı, idarelerin faaliyetleri dolayısıyla ortaya çıkan ve bilirkişi raporu ile belirlenen 34.653,10 TL tutarındaki zararın, kusurları oranında davalı idareler tarafından tazmin edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve 13.861,24 TL’nin … Genel Müdürlüğü’ne dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarih olan 22/06/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte davalı … Bakanlığı tarafından davacıya ödenmesine, 10.395,93 TL’nin … Genel Müdürlüğü’ne karşı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava tarihi olan 10/11/2006 tarihinden itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte davalı … Genel Müdürlüğü tarafından davacıya ödenmesine, 10.395,93 TL’nin … Başkanlığı’na dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarih olan 05/11/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte davalı … Başkanlığı tarafından davacıya ödenmesine, kabul edilen toplam 34.653,10 TL’lik kısmın üzerindeki 5.842,66 TL’lik kısmın bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: … tarafından; zararın sebebinin … Genel Müdürlüğü projesinde de yer alan tahliye kanallarının açılmaması olduğu, zararın oluşumunda herhangi bir kusurlarının söz konusu olmadığı, toplulaştırma işleminin, inşaatı … Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen … 18500 Ha. sulama alanındaki … Sulama ve Drenaj Projelerine göre mülkiyetin düzenlenmesini içeren, yol ve suya irtibatlı yeni parsellerin planlanarak yeni parsellerin üretilmesi ve tapuya tescil edilmesi işlemi olması, sulama ve drenaj projeleri ve inşaatının idarelerince değil … Genel Müdürlüğü tarafından yapılması nedeniyle sulamadan kaynaklı zarardan sorumlu olmadıkları, … Genel Müdürlüğü tarafından sulama projeleri hazırlanıp uygulandıktan sonra toplulaştırma çalışmalarının başladığı, atık su tahliye kanalı çalışmalarının … Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığı, … Genel Müdürlüğü tarafından; tesisin işletilmesi, bakım ve onarımı ile ilgili zarar ziyandan devir protokolü ve sözleşmesi uyarınca sulama birliğinin sorumlu olduğu, fıstık ağaçlarının kuruma sebebinin yörede yaygın olan fidan dip kurdu, bitki göz kurdu, solgunluk hastalığı olduğu, arazinin eğiminden dolayı yüzey sularının dava konusu alana biriktiği ve daimi taban suyunun veya drenaj yetersizliğinin olmadığının bilirkişilerce tespit edildiği, tarla içi geliştirme hizmetleri ve tarla içi kapalı drenaj sistemlerinin açılması ve inşa edilmesi çalışmalarının görev ve sorumlulukları arasında yer almadığı, … Başkanlığı tarafından ise; 10/06/2016 tarihli hasım düzeltme kararı ile hasım mevkiinden çıkarıldıkları için davada taraf sıfatlarının bulunmamasına rağmen aleyhlerine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu, hizmet kusurunun somut ve net olarak ortaya konulamadığı, sadece tesisin bakım ve onarımından sorumlu oldukları, drenaj projelerinin yapılmasının … Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının maliki olduğu ve Şanlıurfa ili, … ilçesi, … köyünde bulunan … ada … parsel ve … ada … parsel sayılı taşınmazların, atık su tahliye kanalı yapılmamasından dolayı bataklığa dönüştüğü ve taşınmazda bulunan fıstık ağaçlarının kuruduğundan bahisle davacı tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’nden delil tespiti istenmiştir.
Anılan mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu kadastro bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide, … ada … parsel sayılı taşınmaz ile … ada … parsel sayılı taşınmazın arasından doğal dere yatağının geçtiği, söz konusu alanın 6.344,90 m² olduğu ve krokide C harfi ile gösterildiği, doğal dere yatağı boyunca uzanan kısımlarda … ada … parselde 800 m²’lik alanın, … ada … parsel sayılı taşınmazın yer aldığı tarafta da 900 m²’lik alanın sular altında kaldığı ve krokide A ve B harfi ile gösterildiği belirtilmiştir.
Ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda ise, kadastro bilirkişisi tarafından çizilen krokide C ile gösterilen ve tahliye kanalı için ayrılan yer ile A ve B ile gösterilen alanların tamamen sular altında kaldığından dolayı ağaçlar, bağ ve omcaların kuruduğu, keşif tarihi itibariyle tahliye kanalının kazılmamış olduğu, tahliye için kamulaştırılacak kısmın 6.344,90 m², … ada … parselde sular altında kalan kısmın 800 m² ve … ada … nolu parselde sular altında kalan kısmın ise 900 m² olduğu, buna göre A, B ve C ile gösterilen kısımlarda oluşan toplam zararın 40.495,76 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından, anılan tutarın tazmini istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmış, Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; dava konusu parsellerde yaklaşık 6.000 dekarlık alanda yer alan yaklaşık 30-35 yaşlarında kapama Antep fıstığının, tahliye kanalında sulama fazlası gübreli ve tuzlu atık suyun birikmesi sonucu kuruduğu ve toprağın çoraklaşmasına sebebiyet verdiği, bunun da 50.160,00 TL zararın oluşmasına neden olduğu belirtilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacı tarafından yasal süresi içinde bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 7139 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle değişik (j) bendinde; “İlgili veya uygulayıcı kuruluş: Bu Kanunda yer alan arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünü, diğer görevler için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını ifade eder.” hükmü yer almaktadır.
6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun’a 7139 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle eklenen Geçici 11. maddede ise; “… …, bu fıkrada belirtilen mevcut sözleşme ve protokollerden veya arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerinden kaynaklanan dava ve icra takipleri ile sulh başvurularına devir tarihini müteakiben halef olur. … ” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesi Kararının, Kararda Husumet Yöneltilen Davalı İdareler Yönünden İncelenmesi:
Bakılmakta olan dava; … Genel Müdürlüğü’ne karşı açılmış, … İdare Mahkemesinin 23/03/2010 tarihli hasım düzeltme kararı ile … İl Özel İdaresinin, 24/08/2010 tarihli hasım düzeltme kararı ile de … Başkanlığının … Genel Müdürlüğü yanında hasım mevkiine alınmasına karar verilmiş, anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında … İl Özel İdaresi hasım mevkiinden çıkarılarak diğer davalı idareler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 03/07/2015 tarih ve E:2011/9084, K:2015/3538 sayılı bozma kararı sonrasında, … İdare Mahkemesinin 10/06/2016 tarihli hasım düzeltme kararı ile … Genel Müdürlüğü ile … Başkanlığının hasım mevkiinden çıkarılmasına, … Genel Müdürlüğünün hasım mevkiine alınmasına karar verilmiş, 13/09/2017 tarihli hasım düzeltme kararı … Genel Müdürlüğünün tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesiyle hasmın … Bakanlığı olarak düzeltilmesine, ayrıca anılan idare yanında … Genel Müdürlüğünün de hasım mevkiine alınmasına karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere; … Başkanlığı 10/06/2016 tarihli kararla hasım mevkiinden çıkarılmış ve tekrar hasım mevkiine alınmamış olup 13/09/2017 tarihli ara kararı uyarınca hasım mevkiinde nihai olarak … Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğü bulunmaktadır. Nitekim; temyizen incelenen İdare Mahkemesi kararına ilişkin 05/10/2017 tarihli görüşme tutanağında da … Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğü davalı olarak yer almaktadır.
Ancak; temyizen incelenen kararda … Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğünün yanı sıra … Başkanlığı da hasım mevkiinde gösterilmiş ve 10.395,93 TL’nin dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarih olan 05/11/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte … Başkanlığı tarafından davacıya ödenmesine yönelik hüküm kurulmuştur.
Hasım mevkiinden çıkarılan ve görüşme tutanağında da yer verilmeyen … Başkanlığı hakkında hüküm kurulmuş olması nedeniyle, temyize konu İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan; 28/04/2018 tarih ve 30405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7139 sayılı Kanun’la 3083 ve 6200 sayılı Kanun’larda yapılan değişiklikler uyarınca, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerini yürütmek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerinden kaynaklanan dava ve icra takipleri ile sulh başvurularına devir tarihini müteakiben halef olacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle; İdare Mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılamada … Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğü arasında arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerini yürütme görevinin devrinden kaynaklanan halefiyet ilişkisinin göz önüne alınması gerekmektedir.
Ayrıca; hükme esas alınan bilirkişi raporunda … Başkanlığının 1/2 oranında, sulama şebekesini tamamlayan ancak drenaj kanallarına ait şebekeyi projelendirip hayata geçirmeyen ve suyun arazide göllenmesine sebep olan … Genel Müdürlüğü’nün de 1/2 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, bölgede gerçekleştirilen toplulaştırma projesine yönelik bir tespite yer verilmediği gibi uygulayıcı kuruluşun toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerinden kaynaklanan bir kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkin bir değerlendirmeye de yer verilmemiştir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince tazmini istenen zarardan sorumlu olan idarelerin ve sorumluluk sebep ve oranlarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve zarardan sorumlu olduğu belirlenen idarelerin hasım mevkiine alınması gerekmektedir.
İdare Mahkemesi Kararının, Zarar Hesabına Esas Alınan Alan ve Zarar Hesabı Yönünden İncelenmesi:
Davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti istenilmesi üzerine, anılan mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; fen bilirkişisinin krokisinde (A) ve (B) harfleri ile belirtmiş olduğu alanlar ile (C) harfi ile belirtmiş olduğu 6.344,90 m²’lik tahliye kanalı için ayrılan kısım tamamen sular altında kalmış olduğundan ağaçlar ve bağ omcalarının kuruduğu, dosya içerisinde bulunan fen bilirkişisi raporundan tahliye kanalı için kamulaştırılacak kısmın 6.344,90 m² olduğunun, … ada … parselde sular altında kalan kısmın (A) harfi ile belirtildiğinin ve 800,00 m² olduğunun, … ada … parselde sular altında kalan kısmın ise (B) harfi ile belirtildiğinin ve 900,00 m² olduğunun anlaşıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 01/06/2007 tarihli fen bilirkişisi raporunda da; … ada … parsel ve … ada … parselin arasında mevcut olup zeminde açılmayan tahliye kanalı üzerindeki fıstık ağaçlarının ve dosyasında bulunan krokinin aynen uyduğu, … ada … nolu parseldeki (B) 900 m²’lik kısmın olduğu ve yine … ada … nolu parselde ise (A) 800 m²’lik kısmında ağaçların kuruduğu ve yine zeminde açılmayan kanalın üzerinde (C) 6.344,90 m²’lik kısmın da zarar gördüğü tespitlerine yer verilmiş, raporda çizilen krokide de … ada … parselde bulunan alan (A) harfiyle, … ada … parselde bulunan alan ise (B) harfiyle gösterilmiştir.
… İdare Mahkemesince, dava konusu arazilere ilişkin olarak düzenlenen krokilerde 6.344,90 m²’lik C harfi ile gösterilen ve doğal dere yatağı konumunda olan alanın, 3083 sayılı Kanun kapsamında yapılan toplulaştırma çalışması sonucu kamuya ayrılarak tescil edildiği, dolayısıyla söz konusu arazinin (mütemmim cüzleri dahil) toplulaştırma ile birlikte tahliye kanalı yapılmak üzere kamunun tasarrufuna geçtiği, bu nedenle söz konusu arazide atık suların basması nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen zararın tazmininin mümkün olmadığı, kaldı ki zararın tahliye kanalı yapılmaması nedeniyle taban suyunun yükselmesi sonucu meydana gelmediği, taşınmazların keşif esnasında gözlemlendiği üzere çanak şeklinde olması nedeniyle çukur kısımda kalan ağaçların, taşınmazın bu topoğrafik yapısı ve 2006 yılında yaşanan selden dolayı kuruması sonucu zararın oluştuğu, yürütülen idari faaliyet ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar, Dairemizin 03/07/2015 tarih ve E:2011/9084, K:2015/3538 sayılı kararı ile 3083 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 3. fıkrası uyarınca katılım payı olarak ayrılan alan üzerinde davacının herhangi bir tasarruf hakkı bulunmadığından, bilirkişiler tarafından düzenlenen krokilerde C harfi ile gösterilen 6.344,90 m²’lik alanda kalan fıstık ağaçları nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın tazminine olanak bulunmadığı, krokide A ve B harfi ile gösterilen 800 m² ve 900 m²’lik kısımlarda bulunan fıstık ağaçları nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın tazmini talebine ilişkin kısım yönünden zararın meydana gelmesinde davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının somut ve net olarak ortaya konulamadığı, idare mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ve bu raporu hükme esas alan mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, uygulama alanı olarak belirlenen … Köyü’nde tarla içi geliştirme hizmetleri kapsamında drenaj tesisi yapımında görevli olan … Genel Müdürlüğünün, drenaj kanalı yapılmamasına ya da tamamlanmamasına bağlı bir zarar varsa, oluşan zarardan uygulayıcı kuruluş olarak sorumlu bulunduğu gerekçeleriyle farklı bilirkişilerden oluşturulacak heyet ile birlikte mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, kadastro bilirkişisi tarafından çizilen krokide A ve B harfi ile gösterilen 800 m² ve 900 m²’lik kısımlarda bulunan fıstık ağaçları nedeniyle davacının uğradığı zararın ve bu zararın meydana gelmesinde davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının somut bir şekilde ortaya konulması suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmuştur.
Bozma kararı üzerine İdare Mahkemesince yapılan keşif neticesinde harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 30/03/2016 tarihli raporda; zeminde yapılan ölçümler ve inceleme neticesinde … ada … parsel için iddia edilen ve krokide gösterilen B=822,00 m² yerin toplulaştırma çalışmaları kapsamında oluşan tahliye kanalı içerisinde kaldığı, … ada … parsel içinde kalmadığı, krokide taralı olarak gösterilen A=1820,48 m²’lik yerin … ada … parsel içerisinde kaldığı tespitlerine yer verilmiş, 27/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda da anılan tespitlere dayanılarak … ada … parseldeki 1.820,48 m²’lik alana yönelik hesaplama yapılmıştır.
Ancak; Dairemizin 03/07/2015 tarihli bozma kararı öncesinde dava konusu taşınmazlara yönelik olarak hazırlanan krokiler ve raporlarda davacının maliki olduğu … ada … parselde sular altında kalan kısım (A) harfi ile belirtilmiş ve 800,00 m² olduğu tespit edilmiş, … ada … parselde sular altında kalan kısım ise (B) harfi ile belirtilmiş ve 900,00 m² olduğu tespit edilmiş olup, bozma kararımızda da krokide A ve B harfi ile gösterilen 800 m² ve 900 m²’lik kısımlarda bulunan fıstık ağaçları nedeniyle davacının uğradığı zararın ve bu zararın meydana gelmesinde davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının somut bir şekilde ortaya konulması gerektiği değerlendirilmesine yer verilmiştir.
Dolayısıyla; temyizen incelenen kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, gerek İdare Mahkemesi kararında gerekse de hükme esas alınan bilirkişi raporlarında … ada … parsele ilişkin olarak yapılan değerlendirmelerin Dairemizce incelenme imkanı olmamakla birlikte, … ada … parselde bulunan ve (A) harfi ile gösterilen alanın önceki rapor ve krokilerden farklı olarak ve somut bilgi ve belge sunulmaksızın 800,00 m² yerine 1.820,00 m² olarak kabul edilmesinde ve davacının uğradığını ileri sürdüğü zararların 1.820,00 m² üzerinden hesaplanmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle; İdare Mahkemesince, … ada … parselde bulunan ve fen bilirkişisi raporlarında (A) harfi ile gösterilen 800,00 m²’lik alanda bulunan fıstık ağaçları nedeniyle davacının uğradığı zararın ortaya konulması gerekmektedir.
Öte yandan, İdare Mahkemesince hükme esas alınan 27/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; mevcut bahçede ağaç sıra araları 5 m x 5 m olduğundan 25 m² alanda 1 ağaç bulunduğu tespitine yer verilmesine ve oluşan zarar kısmında bu tespite istinaden toplam 73 ağacın kuruduğunun belirtilmesine rağmen ağaç başına yıllık üretim masrafları hesaplanırken dava konusu parselde 1 dekar alanda 25 ağaç bulunduğu kabul edilerek ağaç başına üretim masrafı hesaplanmış, ancak 25 m² alanda 1 ağaç bulunduğu belirtilmesine rağmen, ağaç başına üretim masrafı hesaplanırken dava konusu parselde dekar başına 40 (1000/25=40) ağaç yerine 25 ağaç bulunduğu kabul edilmesi nedeniyle ağaç başına masraf ve buna bağlı olarak ağaç başına oluşan zarar hatalı hesaplanmıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere, davacının … ada … parselde bulunan ve fen bilirkişisi raporlarında (A) harfi ile gösterilen 800,00 m²’lik alandaki fıstık ağaçları nedeniyle uğradığı zararın ortaya konulması gerektiğinden, 1820,48 m²’lik alan için hesaplama yapılması hukuka aykırı olduğu gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ağaç başına masrafın ve buna bağlı olarak ağaç başına oluşan zararın da hatalı hesaplanması nedeniyle temyize konu kararda bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, belirtilen hususlar gözetilerek tazmini istenen zarardan sorumlu olan idarelerin, sorumluluk sebep ve oranları ile davacının … ada … parselde bulunan ve fen bilirkişisi raporlarında (A) harfi ile gösterilen 800,00 m²’lik alandaki fıstık ağaçları nedeniyle uğradığı zararın belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve zarardan sorumlu olduğu belirlenen idareler hasım mevkiine alındıktan sonra varsa diğer usuli eksiklikler tamamlandıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü davanın kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.