Danıştay Kararı 10. Daire 2017/3222 E. 2022/590 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/3222 E.  ,  2022/590 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/3222
Karar No : 2022/590

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından, iş akdinin feshi üzerine işe iade edilmesi istemiyle …. İş Mahkemesinde açılan davanın 4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörülen sürede sonuçlanmadığından bahisle uğranıldığı iddia edilen 190.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; 2992 sayılı Adalet Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (a) bendi uyarınca, kanunlarda kurulması öngörülen mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak görevi ve 2802 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca da, her yıl alınacak hakim adayı sayısı, avukatlık mesleğinden alınacaklarla birlikte Türkiye Adalet Akademisinin görüşü alınmak suretiyle, kadro ve ihtiyaç durumuna göre tespit edilmesi ile adayların atanması görevi Adalet Bakanlığı’nın uhdesinde olduğu, davalı idarenin bu kapsamdaki görevini, Anayasanın 161. maddesi uyarınca her yıl kabul edilen Bütçe Kanunları ile kendisine tahsis edilen ödeneğin sunduğu mali imkan ölçüsünde yerine getireceği, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması konusunu irdelemek de, (yerindelik denetimi yapması hem Anayasasın 125. maddesi hem de 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile yasaklanan) idari yargı merciilerinin görevi olmadığı, somut olayda, davalı idarenin söz konusu kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki herhangi bir kusurundan bahsetmek mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesince davacının istinaf başvurusu, ilgili Kanunun uyuşmazlığın çözümü için öngördüğü iki aylık süre aşılmış ise de, tüm maddi olguların ortaya çıkmasından sonra makul süre içinde karar verildiği, davalı idarenin kurulması ve işleyişinden sorumlu olduğu adalet kamu hizmetini kusurlu gördüğünden ve davacının uğradığını öne sürdüğü maddi ve manevi zararı tazmin sorumluluğu bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın uzamasında davacının ve davaya bakan hakimlerin kişisel kusurlarının bulunmadığı, hakimlerin sayı olarak yetersiz kalmaları nedeni ile davanın uzadığı, davalı idarenin bu fiili durumdan sorumlu olduğu, yeterince hakim ve personel istihdam edilmemesinin idari kusur oluşturduğu, kusursuz sorumluluğunun da bulunduğu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının görevi, kanunlarda kurulması öngörülen mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak olan Adalet Bakanlığı’nın bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilen yargılamanın kanunda belirtilen sürelerde sonuçlanmamasında herhangi bir dahli olamayacağından ve davacı tarafından da davalı idarenin hizmet kusuru ortaya konulamadığından davanın reddi gerektiği gerekçesiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT :
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrasında, işe iade davalarının seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacağı ve Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay tarafından bir ay içinde kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
2992 sayılı Adalet Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un ”Görev” başlıklı 2. maddesinde ‘Adalet Bakanlığının görevleri belirlenmiştir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin, kamu hizmetinin kurulması veya yürütülmesinden doğan zararlardan sorumlu tutulmasını gerektiren ilkelerden biri “hizmet kusuru” ilkesidir. Genel olarak hizmet kusuru, bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık ve bozukluğu ifade etmektedir.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrasında, İdari yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, İdari Mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayamayacakları, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı veremeyecekleri düzenlemesi yer almıştır.
İdarenin, kamu hizmetinin kurulması veya yürütülmesinden doğan zararlardan sorumlu tutulmasını gerektiren ilkelerden biri ”hizmet kusuru” ilkesidir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu edilen olay, davacının işveren tarafından iş akdinin haksız yere fesh edilmesi üzerine açmış olduğu işe iade davasının 3 aylık süre içerisinde karar verilmemesi ile ilgili olup idari yargıda dava konusu edilebilecek idarenin eylem ve işlemi niteliğinde olmayıp bir yargılama faaliyetidir. 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinde, işe iade davasının 2 ay içinde sonuçlandırılacağı ve kararın temyizi halinde Yargıtay tarafından 1 ay içinde kesin olarak karar verileceği düzenlemesi mevcut ise de, Kanunun tamamına bakıldığında yargılama faaliyetinin bu süre içerisinde bitirilmediği takdirde yargılama faaliyetini yerine getiren hakimlerin veya idarenin bundan dolayı sorumlu tutulacağını düzenleyen herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Anılan maddenin gerekçesinde, feshin geçersizliğine ilişkin davanın seri muhakeme usulüne göre kısa sürede sonuçlanması amaçlanmış, içtihat birliğinin sağlanması için de dosyanın bir kez de Yargıtay tarafından incelenmesi öngörülmüştür. Kanunda öngörülen 2 ay içinde yerel mahkemenin karar vermesi ve 1 ay içerisinde de Yargıtay tarafından dosyanın sonuca bağlanmasını öngören bu süreler uyuşmazlığın kısa süre içerisinde sonuca bağlanması gerektiğini anlatan süreler olup aksi takdirde açık bir kasıt veya kusur bulunmadan bundan dolayı ilgili mahkeme görevlileri ve idarenin sorumlu tutulabilmesinin kabulü mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, davacı tazminat istemini, adalet teşkilatının işleyişindeki ve örgütlenmesindeki aksaklıklar sonucunda oluşan gecikmenin hizmet kusuru olduğu iddiasına dayandırmaktaysa da; görevi, kanunlarda kurulması öngörülen mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak olan Adalet Bakanlığı’nın bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilen yargılamanın kanunda belirtilen sürelerde sonuçlanmamasında herhangi bir dahli olamayacağından ve davacı tarafından da davalı idarenin hizmet kusuru ortaya konulamadığından bu iddia hukuken kabul edilebilir görülmemiştir.
Bu durumda, sonucu itibariyle hukuka uygun olduğu anlaşılan Bölge İdare Mahkemesi kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.