Danıştay Kararı 10. Daire 2016/944 E. 2020/4675 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/944 E.  ,  2020/4675 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/944
Karar No : 2020/4675

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türk vatandaşı ile evli olan Ukrayna uyruklu davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının … kimlik bilgisi ile … tarihinde hakkında geçimini fuhuş yaparak temin etmek suçundan işlem yapıldığının belirlenmesi nedeniyle Türk vatandaşlığına geçmek istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine karar verilmiş ise de davacının evlendikten sonra herhangi bir olumsuz fiil ya da davranışının bulunmadığı, yaptığı evliliğin aile birlikteliği kurmak amacıyla yapıldığının idarece yapılan tahkikat sonucunda anlaşıldığı, komşuluk ilişkilerinin iyi olduğu ve davacının bu aile birlikteliğinden iki çocuk edindiği hususları birlikte değerlendirildiğinde evlendiği tarih sonrasında kamu düzenini bozucu bir davranışı ya da gayri ahlaki durumu bulunmayan ve evliliğini aile birlikteliği kurmak amacıyla yaptığı açık olan davacının vatandaşlık başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının sadece evlilik birlikteliği içinde yaşamış olması ve evlilikle bağdaşmayacak faaliyette bulunmamış olmasının vatandaşlığa alınması için gerekli ancak yeterli bir koşul olmadığı, davacının … yılında fuhuş yapmaktan sınır dışı edildiği ve Türk vatandaşlığına alınmada kanunda öngörülen araştırma ve incelemeler sonucunda nihai kararın Bakanlığın yetkisinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun, ” Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması ” başlıklı 16. maddesinde” (1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır…” düzenlemesi yapılmıştır.
Türk vatandaşının, bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumunda, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin asgari koşulunun üç bent halinde sayıldığı, bunların birlikte aranacağının belirtildiği, “millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama” şartının bir mahkumiyete bağlanmadığı; idarece değerlendirme yapılırken özellikle; uyuşturucu, kaçakçılık, hırsızlık, fuhuş, terör ile ilgili vakaların dikkate alındığı görülmektedir.
Mutlak anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı olan evlenme kararı, Türk vatandaşlarının kişisel tercihi iken; Türk vatandaşı ile evlenen yabancının vatandaşlığa kabulü; kamu hizmetine girme, sosyal güvenlik kurumlarından yararlanma, seçme seçilme hakkı kazanma gibi… kamusal sonuçlar doğurduğundan; başvuruda bulunan yabancının, mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip, edilmeyeceği hususunda yapılacak değerlendirmede geniş bir taktir hakkı bulunduğu tartışmasızdır.
Dava dosyası incelendiğinde; davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu başvurunun incelendiği ve istemin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.