Danıştay Kararı 10. Daire 2016/9079 E. 2020/6830 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/9079 E.  ,  2020/6830 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/9079
Karar No : 2020/6830

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının fırın olarak işlettiği işyeri için davalı belediyeye yaptığı ruhsat başvurusunun reddine ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine, davalı belediyenin haksız şekilde ruhsat vermemesi sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararların karşılığı olarak 200.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsili istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi talebinin davalı belediyece reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih, E: … , K: … sayılı kararı ile, davacının ruhsat devir başvurusunun İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 8/1. maddesi kapsamında incelenip sonuçlandırılması gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, davalı belediyece bu karar uyarınca davacıya anılan Yönetmeliğin 8/1. maddesi uyarınca işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi gerektiği, ancak, davalı belediyece davacıya ait işyerinde hijyen koşullarına uyulmadığı ve gürültü olduğu yönünde yapılan şikayetler üzerine, davalı belediyece yapılan denetimlerde eksiklikler ve mevzuata aykırılıklar tespit edildiği, davalı belediyenin, davacının insan ve çevre sağlığı, işyeri güvenliği ile ilgili belgeleri temin etmesi ve bu yöndeki eksiklikleri gidermesine müteakip 30/04/2010 tarihinde davacıya işyeri açma ve çalışma ruhsatı verdiği, davalı belediyece davacıya ait işyerinde hijyen şartlarına uyulmadığı ve gürültü çıkarılarak çevreye rahatsızlık verildiği gerekçesiyle, davacıya para cezasının verildiği ve davacıya ait işyerinin mühürlenerek kapatıldığı, ancak davacı tarafından mühüre rağmen ticari faaliyetin devam ettiği, dolayısıyla davalı belediyenin davacıya, yukarıda anılan mahkeme kararı uyarınca İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatını Yönetmeliğin 8/1. maddesine istinaden hemen vermemesi sebebiyle uğradığı bir zararının olmadığı, davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın ticari faaliyetine devam ettiği ve kazanç sağladığı, dava dilekçesinde de işyerinin kapalı kalması sebebiyle zarara uğradığı yönünde bir iddia ileri sürülmediği ve bu hususta delil de ibraz edilmediği, dava dilekçesinde, davalı belediyenin dışındaki idarelerin denetimleri neticesinde verilen para cezaları ve işyeri kapatmalarından bahsedildiği, bu işlemlerin ruhsat verilmesi ile ilgili olmayıp davacıya ait işyerinde tespit edilen mevzuata aykırılık ve eksikliklerden kaynaklandığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü maddi zararların davalı belediyenin ruhsatı zamanında vermemesinden kaynaklanan zararlar olmadığı, mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, yetkili idarelerden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmaksızın işyeri açılamayacağından, davacının da öncelikle davalı belediyeden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması ve bundan sonra ticari faaliyetlere başlaması gerektiği halde, davacının ruhsat almaksızın da ticari faaliyetine devam ettiği, dava dilekçesinde ileri sürdüğü zararların işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmemesinden kaynaklanan zararlar olmadığı, bu zararlar ile davalı belediyenin ruhsat vermeme işlemi arasında illiyet bağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hukuka aykırı işlem nedeniyle uğradığı zararların tazmini gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinde; “1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir…” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin “yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal olunur” hükmünden kastedilen; münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararından sonra 08/02/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, davacının vefat etmiş olması ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Davacı tarafından, fırın olarak işlettiği işyeri için davalı belediyeye yaptığı ruhsat başvurusunun reddine ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine, davalı belediyenin haksız şekilde ruhsat vermemesi sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararların karşılığı olarak 200.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen kararın; davacı tarafından temyiz edilerek bozulması istenilmiş, dosya Dairemize gönderilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, “Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.”, 2. fıkrasında “Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.
” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda aktarılan madde metnin değerlendirilmesinden; davanın açılmasından ve esas hakkında karar verilmesinden önce ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davanın sürdürülmesine yönelik yolun belirlendiği; kararın verilmesinden sonra ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olması durumunun ise medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyetinin son bulmasının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Müteveffanın, davalı belediyenin haksız şekilde ruhsat vermemesi sebebiyle uğradığı iddia olunan 200.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi isteminden kaynaklanan davanın, yalnızca öleni ilgilendirmediği de görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacının açtığı davada davanın esası hakkında karar verilmesinden sonra, vefat etmesi sebebiyle, davacının temyiz talebinin incelenebilmesi için, takibin yenilemesine kadar, İdare Mahkemesince; temyiz aşamasına ilişkin olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve sonrasında tekemmülün sağlanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava dosyasının İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden, kararın bozulması yönünde verilen Daire kararına katılmıyorum.