Danıştay Kararı 10. Daire 2016/8609 E. 2020/4550 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/8609 E.  ,  2020/4550 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/8609
Karar No : 2020/4550

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Tıp Sağlık Estetik Özel Eğitim Hizmetleri
Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ….
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Taraflarca, …. İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin Samsun ili, Vezirköprü İlçesi’nde bayan kuaförü, güzellik salonu ve spor ve fitness salonu olarak işlettiği işyerinin, tıbbi bir kurumun ticaret yapabilmesi için ruhsatını Sağlık Bakanlığı’ndan alması gerektiği belirtilerek süresiz olarak kapatılmasına ilişkin … tarihli davalı idare işleminin, …..İdare Mahkemesi’nin E:….sayılı dosyasında görülen davada yürütmesinin durdurulduğu ve daha sonra iptal edildiğinden bahisle, anılan işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olarak 700.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 750.000,00 TL tazminatın işlem tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi ve davalı belediyenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, E:… sayılı kararı ile iptaline karar verilen işyerinin süresiz kapatılmasına ilişkin işlem nedeniyle davacı şirketin kapalı kaldığı dönemde maddi zararlara uğradığı, davacı şirkete ait işyerinin hukuka aykırı bulunan işlem ile 02/06/2009 tarihinde kapatıldığı, belirtilen işlemin 24/09/2009 tarihli yargı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın davalı idareye 26/10/2009, davacı Şirkete 22/10/2009 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliğ edilmesi üzerine davalı idare elemanlarınca düzenlenen 12/11/2009 tarihli tutanakla işyerindeki mührün kaldırılarak açıldığı ve tutanağın mahalle muhtarına imzalatıldığı, davacı Şirket tarafından 12/11/2009 tarihinde iki ayrı tutanağın düzenlendiği, bu tutanakların geçerli olmadığı, 20/06/2010 tarihine kadar işyerinin kapalı olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmekte ise de; her iki tutanağın da işyerinin Mahkemenin yürütmenin durdurulması kararına istinaden işyerindeki mührün açılmasına ilişkin olduğu, her iki tutanakta da mahalle muhtarının imzasının bulunduğu, öte yandan belirtilen tutanaklarda imzası bulunan zabıta memurları ve davalı belediye başkanı hakkında görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinden bahisle davacı tarafından bulunulan suç duyurusu neticesinde ilgililer hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarih ve Sor.No: …, K:… sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bunun yanında yürütmenin durdurulması kararının davalı idare ile birlikte davacıya da tebliğ edildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, işyerinin davalı idare ekiplerince 12/11/2009 tarihinde açıldığının kabul edilmesi gerektiği, idari işlemlerin yargı yerlerince iptal edilmesi üzerine mutlaka manevi tazminata hükmedilmesinin de gerekmediği, davacıların manevi yıpranmalarının idarelerin işlemlerindeki ağır kusurundan kaynaklanması gerektiği ve Mahkemelerin iptal kararlarının da kişisel onur ve tatmini sağlayabileceği, mutlaka maddi unsurlarla tatmin olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacıya manevi tazminat ödenmesini gerektirecek şartların uyuşmazlıkta bulunmadığı, davalı belediyenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkin talebinin ise, ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin olarak idari yargılama usulünde bir düzenleme getirilmediğinden karşılanmasına yasal olanak bulunmadığı ve bu tür bir talebin esasının incelenebilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davacının 700.000,00 TL maddi tazminat talebinin 84.208,19 TL’lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile 50.000,00 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine, davalı belediyenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkin talebin ise incelenmeksizin reddine, 84.208,19 TL’nin iptaline karar verilen işlemin tesis edildiği tarih olan 02/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından işyerinin mührünün açıldığına ilişkin iki farklı tutanak bulunmasına rağmen İdare Mahkemesince işyerinin 12/11/2009 tarihinde açıldığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, işyerinin süresiz olarak kapatılmasına ilişkin işlemin kasıtlı olarak tesis edildiği, mahrum kalınan kazanç kaybının eksik hesaplandığı, hukuka aykırı işlem nedeniyle feshedilen beş yıllık isim hakkı sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, hukuka aykırılığı yargı kararıyla ortaya konulan işlem nedeniyle işletmenin faaliyetini sonlandırmak zorunda kaldığı için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, maddi tazminata ticari faiz yerine yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğu, davalı idare tarafından ise işlemin hatalı mevzuata dayanılarak tesis edilmesinin hizmet kusuru teşkil etmeyeceği, bu nedenle davacı lehine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, İdare Mahkemesince davacının işyerini açmak için yaptığı harcamalardan demirbaşların satımından elde edilecek ikinci el değerinin düşümünde hatalı hesaplama yapıldığı, hükmedilen kazanç kaybı tutarının gerçeği yansıtmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Samsun ili, Vezirköprü ilçesi, … Mahallesi, Çamlık Yolu, … Caddesi, … … altı, No:… adresinde bulunan ve davacı Şirketin … tarih ve …. nolu işyeri açma ve çalışma ruhsatına istinaden işletmekte olduğu işyeri, 02/06/2009 tarihli davalı idare işlemi ile tıbbi bir kurumun ticaret yapabilmesi için ruhsatını Sağlık Bakanlığı’ndan alması gerektiği belirtilerek süresiz olarak kapatılmıştır.
Anılan işlemin iptali istemiyle …. İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyası nezdinde açılan davada, anılan Mahkemece … tarihli kararla işlemin yürütmesinin durdurulmasına… tarih ve E:…, K:… sayılı kararla da işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davacı Şirket tarafından, anılan yargı kararıyla iptaline karar verilen 02/06/2009 tarihli işlem nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 700.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 750.000,00 TL tazminatın 02/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı Şirket, işyerinin açılması sırasında malzeme, dekorasyon, tadilat, araç gereç, eğitim masrafları olmak üzere yaptığını ileri sürdüğü 110.197,39 TL toplam harcama, 2009-2010 yılı zararı olarak 42.548,00 TL, dava dışı firma ile yaptığı isim hakkı sözleşmesi uyarınca ödemesi gereken 25.000,00 TL cezai şart, işyerinin on bir ay kapalı kaldığından bahisle bu dönemde uğranıldığını ileri sürdüğü kazanç kaybına ve dava dışı firma ile imzalanan isim hakkı sözleşmesi feshedilmemiş olsaydı bu sözleşmeye konu faaliyetin kırk yedi ay daha devam edeceğinden bahisle sözleşmeye konu faaliyete ilişkin olarak 1.575.704,06 TL olmak üzere toplam 1.753.394,45 TL maddi zararının olduğunu ileri sürerek şimdilik 700.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın işlem tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini, davalı idarenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Temyize konu kararda; davacının işyerinin açılması için yaptığı, işyerinin kapalı kalmasıyla kullanılamaz hale gelen, sadece bu işyeri için yapılan ve bir daha kullanılması mümkün bulunmayan malzeme alımlarından ve demirbaşlardan, demirbaşların ikinci el değeri de dikkate alındığında, toplam 41.660,19 TL zarara uğradığı, işyerinin 2009-2010 yılı zararı ve kapalı olduğu döneme ilişkin kazanç kaybına istinaden kapalı kaldığı dönemdeki zararının ve kazanç kaybının 44.543,35 TL olduğu sonucuna varılarak davacı Şirketin 700.000,00 TL maddi tazminat talebinin işyeri zararı ve kazanç kaybına yönelik kısmının taleple bağlı kalınarak 84.208,19 TL’lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile 50.000,00 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine, davalı belediyenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkin talebinin ise incelenmeksizin reddine, 84.208,19 TL’nin iptaline karar verilen işlemin tesis edildiği tarih olan 02/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Temyize Konu Kararın Fazlaya İlişkin Maddi Tazminat ile Manevi Tazminat Talebinin Reddine ve İhtiyati Tedbir Talebinin İncelenmeksizin Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, davalı belediyenin banka mevduatlarına, araçlarına ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkin talebinin ise incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacı Şirketin temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Temyize Konu Kararın Maddi Tazminat Talebinin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi;
İşyerinin açılması sırasında malzeme, dekorasyon, tadilat, araç gereç, eğitim masrafları olmak üzere yapıldığı ileri sürülen 110.197,39 TL toplam harcamanın 41.660,19 TL’lik kısmının kabulü yönünden:
Yargılama kapsamında, İdare Mahkemesince görüşüne başvurulan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 12/09/2012 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin yevmiye defteri üzerinde yapılan incelemede işyerinin açılması için toplam 86.330,55 TL harcama yapıldığının, bu harcamaların 68.007,92 TL’sini demirbaş alımının, 15.773,54 TL’sini mal alımının, 2.549,09 TL’sini genel giderlerin oluşturduğunun tespit edildiği, 03/12/2012 tarihli ek bilirkişi raporunda ise demirbaşların satımı halinde elde edilecek ikinci el değerinin 51.537,58 TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
İdare Mahkemesince, demirbaş niteliğindeki alımların yanında, demirbaş niteliğinde olmayan ve işyerinin kapalı kalmasıyla kullanılamaz hale gelen kozmetik ürünlerine, işyerinde kullanılan temizlik, boya ve alçı malzemelerine de yer verildiği ve bu ürünlerinde amortisman değerinin hesaplandığı anlaşıldığından, bilirkişi tarafından demirbaşların satımı halinde elde edilecek ikinci el değeri olarak bulunan toplam miktardan bu ürünlerin ikinci el değeri düşülerek hesaplama yapılmış ve davacının işyerinin açılması için yaptığı, işyerinin kapalı kalmasıyla kullanılamaz hale gelen, sadece bu işyeri için yapılan ve bir daha kullanılması mümkün bulunmayan malzeme alımlarından ve demirbaşlardan, demirbaşların ikinci el değeri de dikkate alındığında, toplam 41.660,19 TL zarara uğradığı sonucuna ulaşılarak davacının bu kaleme yönelik 110.197,39 TL maddi tazminat talebinin 41.660,19 TL’lik kısmının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Şirketin, ticari faaliyette bulunmak üzere kiraladığı işyerine yönelik olarak yaptığı dekorasyon ve tadilat gibi masrafları ile faaliyetin sürdürülmesi için alınan malzeme ve araç gereçler için yapılan harcamaların, davacı Şirketin gelir getirici bir faaliyet yürütmek amacı ile ticari hayat içerisinde yapması gereken harcamalar olması ve işyerinin 24/09/2009 tarihli yürütmenin durdurulması kararı sonrasında 12/11/2009 tarihinden itibaren çalıştırılmasında yasal bir engel bulunmaması karşısında …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…. K:… sayılı kararı ile iptal edilen işlem nedeniyle uğranılan zarar olarak kabulü mümkün değildir.
Öte yandan; Vezirköprü Vergi Dairesi’nin dava konusu işyerine ilişkin 15/06/2010 tarihli yoklama fişinde işyerinin tamamen boşaltıldığı tespit edilmiş olduğundan davacı tarafından sunulan faturalarda yer alan demirbaşların, mobilyaların, kozmetik ürünlerinin akıbetinin ne olduğunun, sadece bu işyeri için yapılan ve bir daha kullanılması mümkün bulunmayan nitelikte olup olmadıklarının veya kullanılamaz hale gelip gelmediklerinin belirlenmesi yönünde keşif yapılması mümkün olmamıştır. İdare Mahkemesinin 19/01/2012 tarihli ara kararı ile işyerinin kapalı kaldığı sürede bozulduğu iddia edilen kozmetik ürünleri ile ilgili bir tespit yaptırılıp yaptırılmadığı sorularak belirtilen ürünlerin bozulduğunu ispat edici nitelikte tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmişse de davacı vekilinin 29/02/2012 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçesinde şirket merkezinin değişmiş olması nedeniyle belge ve bilgiler bir arada bulunmadığından bahisle ara kararı gereğini yerine getirmek üzere ek süre verilmesi talep edilmişse de akabinde bu hususa ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmamıştır.
Bu durumda; anılan malzemelerin kullanılamaz hale geldiklerine veya ikinci el olarak satılıp satılmadıklarına, sadece bu işyeri için yapılan ve bir daha kullanılması mümkün bulunmayan nitelikte olup olmadıklarına, davacı Şirket tarafından başka bir yerde kullanılıp kullanılmadıklarına yönelik bir tespit bulunmaması ve davacı Şirket tarafından da verilen ara kararına rağmen bu hususların ortaya konulamaması nedeniyle davacı Şirketin bu kaleme yönelik zarar iddiasının sübut bulmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerle; davacı Şirketin işyerinin açılması sırasında yaptığını ileri sürdüğü harcamalara yönelik 110.197,39 TL maddi tazminat isteminin tamamının reddine karar verilmesi gerekmekte iken 41.660,19 TL’lik kısmının kabulüne karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

İşyerinin kapalı kaldığı dönemdeki kazanç kaybı ve zarara yönelik kısım yönünden:
Yargılama kapsamında, İdare Mahkemesince görüşüne başvurulan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 12/09/2012 tarihli bilirkişi raporunda, yevmiye defterinin incelenmesinden davacı şirkete ait işyerinin faaliyette bulunduğu 06/04/2009-02/06/2009 tarihleri arasındaki elli yedi günde 19.663,49 TL ciro elde ettiğinin tespit edildiği, bir günlük ortalama hasılatının 344,97 TL olduğu, 02/06/2009-12/11/2009 tarihleri arasında kapalı kaldığı yüz altmış üç günlük sürede elde edeceği cironun 56.230,11 TL olduğu, bu süredeki mal alış dağılım payının düşülmesi sonucunda, işyerinin kapalı kaldığı dönemdeki kazanç kaybının 44.543,35 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
İdare Mahkemesince, davacı şirkete ait işyerinin yargı kararıyla iptal edilen işlem nedeniyle kapalı kaldığı dönemdeki zararınına ve kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat istemine istinaden taleple bağlılık ilkesinden bahisle 42.548,00 TL’nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
…. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilen 02/06/2009 tarihli işlem nedeniyle, davacı şirkete ait işyerinin kapatıldığı 02/06/2009 tarihinden 24/09/2009 tarihli yürütmenin durdurulması kararına istinaden işyerinin davalı idare ekiplerince açıldığı 12/11/2009 tarihine kadar kapalı kaldığı döneme ilişkin net kazanç kaybının idarece tazmininin gerektiği açıktır.
Ancak; idare mahkemesince hükme esas alınan 12/09/2012 tarihli bilirkişi raporunda, işyerinin kapalı kaldığı 02/06/2009-12/11/2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kazanç kaybının davacı Şirketin bu döneme ilişkin muhtemel cirosundan sadece mal alış dağılım payı düşürülerek hesaplanması hatalıdır.
Zira; davacı Şirketin anılan ciroyu elde edebilmek için yapması gereken harcamaların ve bu kazancına ilişkin olarak ödemesi gereken tutarların davacı Şirketin net kazancı içinde kabul edilmesi mümkün değildir.
Davacı şirkete ait işyerinin yargı kararıyla iptal edilen işlem nedeniyle kapalı kaldığı 02/06/2009-12/11/2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin net kazancı, davacı Şirketin anılan dönemdeki cirosundan bu döneme ilişkin kira ödemesi, stopaj ödemesi, genel giderler, malzeme alımı için yapılan harcamalar, personel giderleri, dava dışı firmalar ve kurumlarla imzalanan sözleşmeler gereği ödenmesi gereken ücret ve komisyonlar, kurumlar vergisi vesair vergi ödemeleri gibi tutarlar düşülerek hesaplanmalıdır.
Bu nedenle; idare mahkemesince yeni bir bilirkişi raporu alınarak, davacı Şirkete ait işyerinin yargı kararıyla iptal edilen işlem nedeniyle kapalı kaldığı 02/06/2009-12/11/2009 tarihleri arasındaki döneme ilişkin net kazancının yukarıda belirtildiği şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, bozma kararımız üzerine yeni bir karar verileceğinden davacı Şirketin hükmedilen maddi tazminata ticari faiz yerine yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkin temyiz talebi ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden bu aşamada bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat talebinin reddine ve ihtiyati tedbir talebinin incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile …. İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.