Danıştay Kararı 10. Daire 2016/390 E. 2016/1209 K. 09.03.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/390 E.  ,  2016/1209 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/390
Karar No : 2016/1209

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin_Özeti : …. 7. İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen …. sayılı kararın 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava, Makedonya uyruklu olan ve Türk soylu olduğunu belirten davacının, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olması üzerine, İstanbul Barosunda avukatlık stajı yapabilmesi için 2527 sayılı Kanun uyarınca çalışma izni verilmesi istemli başvurusunun, İçişleri Bakanlığının olumsuz görüşüne istinaden 4817 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nin 13. maddesi uyarınca reddine ilişkin 4/2/2015 tarih ve 2378 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
…. 7. İdare Mahkemesince, 2527 sayılı Kanun’un, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre özel yasa niteliğinde olduğu, Türk soylu olan ve bu haliyle 1136 sayılı Kanun’daki “Türk vatandaşı olma” koşulundan istisna edilen davacının avukatlık stajı yapmasına, “vatandaşlık koşulu” bakımından hukuki engel bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı Kanun’un 49.maddesi uyarınca İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 2. ve 4. maddelerinde, kural olarak, Türkiye’de bağımlı veya bağımsız çalışacak bütün yabancıların ‘ndan çalışma izni alması gerektiği öngörülmüş; 13. maddesinde, yasalarda yer alan, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler saklı tutulmuş; 14. maddesinin (a) bendinde, iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişikliklerinin çalışma izni verilmesine elverişli olmaması halinde çalışma izni başvurusunun reddedileceği kurala bağlanmış; anılan Kanun’un uygulamasını göstermek amacıyla yürürlüğe konulan 29/8/2003 tarih ve 25214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 13. maddesinde, Bakanlığın ilgili merciilerin görüşlerini de almak suretiyle çalışma izni başvurularını değerlendireceği; 21. maddesinde de, çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması isteminin, yasalarda yer alan yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler çerçevesinde değerlendirileceği belirtilmiştir.
2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun’un 1. maddesinde, Kanunun amacı, Türkiye’de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde bu meslek ve sanat dallarında çalıştırılabilmelerine olanak sağlamak olarak belirlenmiş; 3. maddesinde, Türk soylu yabancıların, yasalarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel yasalarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, bu Yasa ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınarak nca izin verileceği düzenlenmiş; 7. maddesinde de, bu Yasaya göre kendilerine izin verilenlerin, izin süresince, ikamet ve çalışma ile ilgili yasaların öngördüğü Türk vatandaşı olma şartından istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
2527 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan ve yukarıda bahsedilen Yönetmeliğin 3. maddesinde, bu Yönetmelik uyarınca yasalarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen veya Türk vatandaşı olma şartı aranan meslek, sanat ve işlerde Türk soylu yabancıların çalışma veya çalıştırılabilmelerine izin verilebilmesi için İçişleri Bakanlığınca kendilerine ikamet izni verilmiş olmasının gerektiği öngörülmüş; 11. maddesinde ise, “Bu Yönetmelik esaslarına göre, kendilerine çalışma veya çalıştırılabilme izni verilenler, bu izin süresince, sadece Türk vatandaşlarına hasredilen işleri de yapabilirler. Bunlar Doktorluk, Hemşirelik, Avukatlık, Mühendislik gibi meslekleri serbestçe veya kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde yapabilmek veya memur olabilmek için genel veya özel kanunların aradığı Türk vatandaşı olma şartından istisna edilirler. Ancak bunlar Türk Silahlı Kuvvetlerinde veya Güvenlik Teşkilatlarında çalıştırılamazlar.” kuralına yer verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 3. maddesinin (a) bendinde, avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın zorunlu bulunduğu hükme bağlanmış; aynı koşul, Kanun’un 16. maddesinde avukatlık stajına kabul için de aranmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, kural olarak, Türkiye’de avukatlık gibi belirli mesleklerin icrası Türk vatandaşlarına hasredilmiş olup; Türk vatandaşı olmayanların bu alanlarda çalışma olanakları bulunmadığından, bu alanlarda çalışmak için yaptıkları çalışma izni başvurularının reddedilmesi gerektiği açıktır.
Ancak, Türk soylu yabancılar bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Zira, 2527 sayılı Kanun, Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve mesleklerin Türk soylu yabancılar tarafından da icrasına olanak tanımakta; Türk soylu yabancıları, bu iş ve mesleklerde çalışma koşullarından olan “Türk vatandaşı olma” koşulundan istisna etmektedir. Başka bir anlatımla, 2527 sayılı Kanun, belirli mesleklerin Türk vatandaşlarına hasredilmesine ilişkin mevzuat hükümlerine göre, örneğin 1136 sayılı Kanuna göre “özel kanun” niteliğinde bulunmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece de, 2527 sayılı Kanun’un, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde olduğu, Türk soylu olan ve bu haliyle 1136 sayılı Kanun’daki “Türk vatandaşı olma” koşulundan istisna edilen davacının avukatlık stajı yapmasına, “vatandaşlık koşulu” bakımından hukuki engel bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; dava konusu işlemde de, talebin 4817 sayılı Kanun’un 14. maddesinin (a) bendinde yer alan, iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişikliklerinin çalışma izni verilmesine elverişli olmaması halinde çalışma izni başvurusunun reddedileceği kuralı gerekçe gösterilerek reddedildiğinin 12/12/2014 tarih ve 22274 sayılı işlemle bildirildiği ifade edilmiş ise de, 12/12/2014 tarih ve 22274 sayılı işlem incelendiğinde ise, davacıya ait çalışma izni başvurusunun İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 24/11/2014 tarih ve 2736 sayılı görüş yazısı gerekçe gösterilerek reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, İçişleri Bakanlığının da hasım mevkiine alınmasından ve dosyanın tekemmülünün sağlanmasından sonra, İçişleri Bakanlığı görüşünün neden ve gerekçeleri sorularak ve davalı idarece bu gerekçeler doğrultusunda nasıl bir değerlendirme yapıldığı araştırıldıktan sonra, uyuşmazlığın esası hakkında, bir başka ifade ile; avukatlık stajı yapmak isteyen davacıya 2527 sayılı Kanun uyarınca çalışma izni verilip verilemeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerekirken; davacı çalışma izni başvurusunun reddine ilişkin gerekçe üzerinde herhangi bir inceleme yapılmaksızın dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacının Türk soylu olduğuna ilişkin Makedonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen belgenin, davacının beyanı üzerine verildiği görülmekte olup, bu hususta davalı idarece bir değerlendirme yapılıp yapılmadığının da, davalı idareden sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin kabulüyle, … 7. İdare Mahkemesinin … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 9/3/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.