Danıştay Kararı 10. Daire 2016/3625 E. 2020/5405 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/3625 E.  ,  2020/5405 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3625
Karar No : 2020/5405

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ukrayna vatandaşı olan davacı tarafından, ikamet izin süresini uzatmak amacıyla yaptığı başvurunun reddedilerek ülkeden 10 gün içerisinde çıkış yapması gerektiğine ilişkin tesis edilen … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik birliği dışında Türk vatandaşı çocuğu olan davacının, ülkemizde ailesiyle birlikte ayrılmaz bağ oluşturduğu gibi küçük çocuğunun annesi olarak çocuğunun yanında olmasının gerekliliği de göz önünde bulundurulduğunda; davacının Türkiye’de kalışının engellenmesi halinde aile bağlarının kopması ve aile hayatının zarar göreceği, ayrıca davacının 2005 ve 2006 yıllarında hakkında konulan yurda giriş yasaklarının da ikamet izni verilmesine etkisinin bulunmadığı, kaldı ki hakkında giriş yasağı bulunsa dahi bu giriş yasakları sebebiyle ikamet izni verilmemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan istisna hükmüne de dahil olmayacağı anlaşıldığından, davacının kısa dönem ikamet izni başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında daha önce konulan tahdit kayıtların incelendiğinde; davacının ikamet izni alabilmek için formalite evlilik yaptığı, semti meçhule gittiği, kaçak çalıştığı, ikamet izninin iptal edildiği ve ikamet ihlali yaptığının görüldüğü, bu haliyle davacının 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar kapsamında olduğu, ayrıca davacının ülkede kalış amacının bir nedene dayandıramadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu işlem tarihindeki haliyle 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun ”Kısa dönem ikamet izni” başlıklı 31. maddesinde, (1) Aşağıda belirtilen yabancılara kısa dönem ikamet izni verilebilir: …
b) Türkiye’de taşınmaz malı bulunanlar… ” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin şartları” başlıklı 32. maddesinde, “(1) Kısa dönem ikamet izinlerinin verilmesinde aşağıdaki şartlar aranır:
a) 31 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan gerekçelerden biri veya birkaçını ileri sürerek talepte bulunmak ve bu talebiyle ilgili bilgi ve belgeleri ibraz etmek
b) 7 nci madde kapsamına girmemek
c) Genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarına sahip olmak
ç) İstenilmesi hâlinde, vatandaşı olduğu veya yasal olarak ikamet ettiği ülkenin yetkili makamları tarafından düzenlenmiş adli sicil kaydını gösteren belgeyi sunmak
d) Türkiye’de kalacağı adres bilgilerini vermek” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin reddi, iptali veya uzatılmaması
” başlıklı 33. maddesinde, “(1) Aşağıdaki hâllerde kısa dönem ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir, süresi bitenler uzatılmaz:
a) 32 nci maddede aranan şartlardan birinin veya birkaçının yerine getirilmemesi veya ortadan kalkması
b) İkamet izninin, veriliş amacı dışında kullanıldığının belirlenmesi
c) Son bir yıl içinde toplamda yüz yirmi günden fazla süreyle yurt dışında kalınması
ç) Hakkında geçerli sınır dışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı bulunması
” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un işlem tarihindeki haliyle ”Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar” başlıklı 7. maddesinde, ” (1) Aşağıdaki yabancılar, Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek geri çevrilir:
a) Pasaportu, pasaport yerine geçen belgesi, vizesi veya ikamet ya da çalışma izni olmayanlar ile bu belgeleri veya izinleri hileli yollarla edindiği veya sahte olduğu anlaşılanlar
b) Vize, vize muafiyeti veya ikamet izin süresinin bitiminden itibaren en az altmış gün süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar
c) 15 inci maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar
(2) Bu maddeyle ilgili olarak yapılan işlemler, geri çevrilen yabancılara tebliğ edilir. Tebligatta, yabancıların karara karşı itiraz haklarını etkin şekilde nasıl kullanabilecekleri ve bu süreçteki diğer yasal hak ve yükümlülükleri de yer alır.” hükmü; ”Vize verilmeyecek yabancılar” başlıklı 15. maddesinde ise ” (1) Aşağıda belirtilen yabancılara vize verilmez:
a) Talep ettikleri vize süresinden en az altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar
b) Türkiye’ye girişleri yasaklı olanlar
c) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler
ç) Kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıklardan birini taşıyanlar
d) Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu anlaşmalar uyarınca, suçluların geri verilmesine esas olan suç veya suçlardan sanık olanlar ya da hükümlü bulunanlar
e) Kalacağı süreyi kapsayan geçerli sağlık sigortası bulunmayanlar
f) Türkiye’ye giriş, Türkiye’den geçiş veya Türkiye’de kalış amacını haklı nedenlere dayandıramayanlar
g) Kalacağı sürede, yeterli ve düzenli maddi imkâna sahip olmayanlar
ğ) Vize ihlalinden veya önceki ikamet izninden doğan ya da 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmesi gereken alacakları ödemeyi kabul etmeyenler veya 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre takip edilen borç ve cezalarını ödemeyi kabul etmeyenler
(2) Bu madde kapsamında olmasına rağmen vize verilmesinde yarar görülenlere Bakanın onayıyla vize verilebilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
6458 sayılı Yasanın 121. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 17/03/2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Kısa Dönem ikamet izni” başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrasında; “Taşınmazı bulunan yabancı tarafından yapılan ikamet izni başvurularında; taşınmazın konut olması ve bu amaçla kullanılması gerekir. Ayrıca aile üyelerinin konut üzerinde paylı veya elbirliğiyle mülkiyet hakkına sahip olmaları durumlarında, aile üyeleri de bu bent kapsamında ikamet iznine başvurabilir. Konut üzerinde paylı veya elbirliğiyle mülkiyet hakkına sahip olmayan aile üyeleri için taşınmaz sadece maddi imkânın tespitine dayanak oluşturabilir.” kuralı yer almıştır.
Yukarıda ye verilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Türkiye’de, konut niteliğinde olan ve bu amaçla kullanılan taşınmazı bulunan yabancıların, kısa dönem ikamet izni için Kanun’da aranan diğer şartları taşımaları durumunda söz konusu taşınmazlarından bahisle kısa dönem ikamet izni alabilmelerinin hukuken mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından Türkiye’de taşınmaz malı bulunduğundan bahisle 10/09/2015 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulduğu, davalı idarece bu başvurunun reddi ile davacının 10 gün içinde ülkeden çıkış yapması gerektiğine ilişkin 11/11/2015 tarihli dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı görülmekle birlikte; İdare Mahkemesince davacının ikamet izin başvurusunun sebebi açısından bir inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşıldığından, davacının taşınmazı dolayısıyla kısa dönem ikamet izni alması için ilgili Kanun ve Yönetmelikte yer alan şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden; davacının 28/03/2013 tarihinde İstanbul ilinde mesken niteliğinde taşınmaz mal satın aldığı ve bu taşınmazı sebebiyle davalı idareye kısa dönem ikamet izni başvurusunda bulunduğu sabittir.
Olayda; davalı idarece davacı hakkında 2005 ve 2006 yıllarında tahdit veri girişleri yapıldığı, dolayısıyla davacının başvurusunun 6458 sayılı Kanun’un 7, 15 ve 32. maddeleri uyarınca reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, dosya içerisinde yer alan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Yabancılar Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında; davacı hakkında farklı tarihlerde konulan tahdit veri girişlerinin iptal edildiği, aktif tahdit kaydının bulunmadığı hususu göz önünde bulundurulduğunda; bu aşamada davacının anılan Kanun’un 7 ve 15. maddelerinde sayılan yabancılar kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla bu sebepler açısından, davacının kısa dönem ikamet izninin şartlarını düzenleyen 32. maddede aranan, Kanun’un 7. maddesi kapsamına girmeme şartını sağladığı açıktır.
Bu haliyle, 6458 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin Yönetmelikte yer alan şarta uygun şekilde, Türkiye’de mesken niteliğinde taşınmaz malı bulunan davacının ikamet izin başvurusunun, önceki tarihlerde konulan ve sonrasında iptal edilen tahdit kayıtları gerekçe gösterilerek reddedilmesine ve davacının 10 gün içinde ülkeden çıkış yapması gerektiğine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uygunluk olmadığından, İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.