Danıştay Kararı 10. Daire 2016/2766 E. 2020/4436 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/2766 E.  ,  2020/4436 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2766
Karar No : 2020/4436

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Yrd. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: … , K: … sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Gürcistan uyruklu olan davacı tarafından, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk Vatandaşlığını kazanmak istemiyle yapmış olduğu başvurusunun reddine dair 27/01/2014 tarih ve 8530 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu olayda davacı ile ilgili olarak güvenlik birimlerince mahallinde yapılan araştırmalar sonucu düzenlenen güvenlik soruşturmasında; davacının geçmişte; 20/01/2001 tarihinde … , … İlçesinde pasaportsuz ve vize ihlali suçundan yakalandığı ve hakkında yapılan işlem neticesinde 23/01/2001 tarihinde … İl Emniyet Müdürlüğü tarafından sınırdışı edildiği, 29/05/2003 tarihinde … , … hudut kapısı tarafından Ç(117) suç koduyla tahdit veri girişi yapılarak ülkemizden çıkışının yapıldığının belirlendiği, 17/09/2005 tarihinde … Jandarma Komutanlığınca fuhuş olayı ile ilgili olarak yakalandığı akabinde … Emniyet Müdürlüğü tarafından sınır dışı edildiği, sonrasında 21/04/2009 tarihinde Türk vatandaşıyla evlilik yaptığı, evliliğin aile birliği içinde sürdüğü, müşterek çocuklarının bulunmadığı, çevresiyle uyumlu olduğu, aile yaşantısının düzgün olduğu, Türk kültür, örf ve adetlerine bağlı olarak yaşadıklarının tespit edildiği, ayrıca 11/12/2012 tarihinde … Valiliği Vatandaşlık İnceleme ve Araştırma Komisyonu Mülakat ve Değerlendirme Formunda, davacının 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen şartları taşıdığının belirlendiği, davacı hakkında herhangi bir adli ya da idari işlem yapılmadığı ve yakalama kaydının da bulunmadığı anlaşıldığından, 5901 sayılı Kanuna göre vatandaşlık talebinde bulunan kişinin gerekli şartları taşımadığının ve evliliğin gerçek bir evlilik olmadığının, menfaate dayalı bir evlilik olduğunun tespit edilmesi halinde vatandaşlığa alınma talebinin idarece reddedilebileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak incelenen olayda davacının vatandaşlığa alınma şartlarını taşımadığına ilişkin bir tespitin bulunmaması, davacının evlilik birliği içerisinde eşi ile bir arada oturduğu, Türk gelenek örf ve adetlerine göre hareket ettiği, bu nedenle, davacının evlendiği 21/04/2009 tarihinden önce hakkında tesis edilmiş işlemler nedeniyle aile birliği ile bağdaşmayacak faaliyetlerde bulunduğundan bahisle vatandaşlık talebinin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının sadece evlilik birlikteliği içinde yaşamış olması ve evlilikle bağdaşmayacak faaliyette bulunmamış olmasının vatandaşlığa alınması için gerekli ancak yeterli bir koşul olmadığı, davacının 2003 yılında fuhuş yapmaktan sınır dışı edildiği ve Türk vatandaşlığına alınmada kanunda öngörülen araştırma ve incelemeler sonucunda nihai kararın Bakanlığın yetkisinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: … , K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun, Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması” başlıklı 16. Maddesinde ” (1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır…” düzenlemesi yapılmıştır.
Türk vatandaşının, bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumunda, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin asgari koşulunun üç bent halinde sayıldığı, bunların birlikte aranacağının belirtildiği, “millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama” şartının bir mahkumiyete bağlanmadığı; idarece değerlendirme yapılırken özellikle; uyuşturucu, kaçakçılık, hırsızlık, fuhuş, terör ile ilgili vakaların dikkate alındığı görülmektedir.
Mutlak anlamda kişiye sıkı sıkıya bağlı olan evlenme kararı, Türk vatandaşlarının kişisel tercihi iken; Türk vatandaşı ile evlenen yabancının vatandaşlığa kabulü; kamu hizmetine girme, sosyal güvenlik kurumlarından yararlanma, seçme seçilme hakkı kazanma gibi… kamusal sonuçlar doğurduğundan; başvuruda bulunan yabancının, mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip, edilmeyeceği hususunda yapılacak değerlendirmede geniş bir taktir hakkı bulunduğu tartışmasızdır.
Dava dosyası incelendiğinde; davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu başvurunun incelendiği ve istemin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile Daire Kararına katılmıyorum.
(XX) – KARŞI OY:

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinde, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri, başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartlarının aranacağı, 10. maddesinde ise Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği ancak anılan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı kurala bağlanmıştır.
Bu kapsamda, vatandaşlık verme hususunda devletin hükümranlık hakkı ve takdir yetkisi bulunduğu açık olup; davacının Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun, bazı faaliyet ve eylemleri nedeniyle aile birliği ile bağdaşmayacak faaliyetler dikkate alınmak suretiyle reddi yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği görüşüyle Dairemizin onama kararına katılmıyorum.