Danıştay Kararı 10. Daire 2016/2155 E. 2020/4503 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/2155 E.  ,  2020/4503 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2155
Karar No : 2020/4503

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. … / Aynı yerde

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının … Çocuk Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyasından yargılandığı davada, Müdür Yardımcısının alarak idareye teslim ettiği sınıf arkadaşına ait cep telefonunu almak için arkadaşıyla beraber okula girerek herhangi bir eşya üzerinde hırsızlık yapmadan çıktıklarının sabit olduğundan bahisle kamu malına zarar vermek’ suçundan; 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile değişik Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesi ve 5395 sayılı Kanun’un 23. maddesi gereğince “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına”, iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan; 200 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile değişik Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesi ve 5395 sayılı Kanun’un 23. maddesi gereğince “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına” karar verildiği, bu suçtan dolayı verilen cezanın Yönetmelikte belirtilen altı aydan fazla hapis cezası alanlar kapsamına girmediğinin anlaşıldığı, bu durumda; davacının 2000 yılından beri Türkiye’de yaşadığı, herhangi bir ülke vatandaşı olmadığı, anne ve babasının Türk vatandaşı olduğu, davacı hakkında … Çocuk Mahkemesince verilen cezalar toplamının 2 ay 6 gün olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde yer alan “Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak” şartını taşımadığından bahisle vatandaşlık başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Kanunda aranılan diğer şartları taşımış olsa dahi, vatandaşlığa alınması kamu düzeni bakımından sakıncalı olan bir yabancının Türk vatandaşlığına alınmasının hukuken mümkün olmadığı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, haksız ve hukuki dayanağı olmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.