Danıştay Kararı 10. Daire 2016/1923 E. 2020/4797 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/1923 E.  ,  2020/4797 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1923
Karar No : 2020/4797

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Moldova uyruklu olan davacı tarafından, Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 11. maddesinin (d) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Moldova vatandaşı olan davacının … İl Emniyet Müdürlüğünce yapılan 25/06/2012 tarihli tahkikattan sonra 20/07/2012 tarihinden itibaren Türk vatandaşı ile evli olduğu, suç kaydının olmadığı, İzmir Valiliği tarafından yapılan mülakat formunda 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesinde belirtilen başvuru için aranan şartları taşıdığının belirtildiği ve dava konusu işlemin gerekçelerinden biri olan olayın davacının vatandaşlık başvurusunda bulunduğu tarihten önce gerçekleştiği hususları birlikte dikkate alındığında davacının iyi ahlak sahibi olmadığının kabulüne olanak bulunmadığından, 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını genel olarak kazanmak istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI :Davalı idare tarafından, yapılan tahkikat sonucunda 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesinin (d) bendi uyarınca davacının iyi ahlak sahibi olmadığının tespiti üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davacı tarafından, haksız ve hukuki dayanağı olmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun’da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır.
Bu durumda, vatandaşlık vermek Devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun’da belirtilen şartları taşısa dahi Devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir.
Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.