Danıştay Kararı 10. Daire 2016/16040 E. 2020/4352 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/16040 E.  ,  2020/4352 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/16040
Karar No : 2020/4352

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ukrayna uyruklu olan ve 20/02/2009 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin dayanağı olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin E:…, K:… sayılı dosyasında davacının Türk vatandaşı eşi için verilen mahkumiyet kararı (fuhuş yaptırmak suçu) gerekçe gösterilmiş ise de, anılan karara göre suç tarihinin 30/06/2007 ve öncesi olduğu, bu tarihten sonra davacı ve eşi hakkında herhangi bir suç tespitine yer verilmediği, İzmir Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen … tarihli soruşturma raporunda, davacı ve eşinin evlilik birlikteliği içerisinde yaşadığı, komşuluk münasebetlerinin olduğu, 2013 doğumlu bir çocuklarının bulunduğunun tespit edildiği, düzenlenen soruşturma raporu ve tutanaklara göre, davacının Türk Vatandaşı ile evlendiği 20/02/2009 tarihinden sonrasına ilişkin olarak vatandaşlığa alınma şartlarını taşımadığına ilişkin bir tespitin bulunmaması nedeniyle daha önceki olaylara dayanılarak başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kişinin sadece evlilik birlikteliği içerisinde yaşamış olması ve evlilikle bağdaşmayacak faaliyette bulunmamış olmasının o kişinin vatandaşlığa alınması için gerekli, ancak yeterli bir koşul olmadığı, davacının 2007 yılında fuhuş yaptığını beyan ettiği ve bu durumun kamu düzenini bozmaya yönelik bir tespit olarak kabul edildiği belirtilerek 5901 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürenin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmış; 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmez ise isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açabilecekleri kuralına yer verilmiş; “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta; Türk vatandaşıyla evli olan Ukrayna uyruklu davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle 18/09/2013 tarihinde yapmış olduğu başvurusu 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gerekçe gösterilerek İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmiştir. Bu işlem … tarih ve …sayılı işlem ile İçişleri Bakanlığınca İzmir Valiliğine bildirilmiş, İzmir Valiliğince de İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı işlemi davacıya 30/06/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bilahare davacı tarafından İzmir Valiliğine … tarihinde, Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurusunun muğlak bir ifade ile reddedildiği belirtilerek ret gerekçesinin açık ve somut bir şekilde yazılı olarak tarafına bildirilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuş, bu başvurusuna İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiği yolunda verilen … tarihli cevap üzerine de 23/06/2015 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.
Bu durumda; davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle 18/09/2013 tarihinde yapmış olduğu başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı işlemi ile reddedildiği, işlemin davacıya 30/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden itibaren bu ret işlemine karşı dava açma süresi içinde dava açılmadığı gibi 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre başvuruda da bulunulmadığı, dolayısıyla dava açma süresi geçtikten sonra yapılan ve 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca yeni bir başvuru ya da 11. maddesi uyarınca yapılmış bir başvuru kapsamında da değerlendirilemeyecek olan bu niteliği itibariyle geçmiş olan dava açma süresini canlandırmayacağı da açık bulunan 09/04/2015 tarihli müracaata verilen cevap üzerine açılan davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiği oyu ile davayı süresinde gören Daire kararına katılmıyorum.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 22. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, ilk inceleme konularına ilişkin meselede azınlıkta kalanlar işin esası hakkında da oy kullanırlar hükmü gereği, işin esası hakkında temyize konu kararın onanması gerektiği düşüncesiyle Daire kararına katılıyorum.