Danıştay Kararı 10. Daire 2016/15683 E. 2020/4435 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/15683 E.  ,  2020/4435 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15683
Karar No : 2020/4435

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : İçişleri Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırgızistan uyruklu davacı tarafından, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 10. maddesi ile 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 10/09/2013 tarih ve 86830 sayılı işlemi ile 07/04/2015 tarih ve 32570 sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla; Kırgızistan uyruklu davacının, 08/09/2009 tarihinde Türk vatandaşı … ile evlendiği, davacı tarafından evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yapılan başvuru üzerine, davalı idarece yapılan inceleme sonucunda davacının durumunun 5901 sayılı Kanunun 16. maddesindeki şartları taşımadığı sonucuna varılarak, dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, bu durumda; 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu uyarınca; vatandaşlığa kabul edilme talebiyle yapılan başvurularda davalı idarenin takdir yetkisinin bulunduğu açık ise de, bu takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, takdir yetkisi kullanılırken somut gerekçelere de dayanması gerektiği göz önüne alındığında, yapılan araştırma ve soruşturma neticesinde normal bir evlilik süren ve hakkında açılmış olan ceza davasından da beraat eden davacı hakkında Türk vatandaşı ile evliliği sonrası hakkında adli bir işlem de olmadığı gözönünde bulundurulduğunda dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının vatandaşlığa alınma şartlarını taşımadığı gibi taşıdığı varsayılsa bile vatandaşlığa alınma mecburiyetinin bulunmadığı ve davacının evliliğinin, iptal kararından önce 02/05/2016 tarihinde boşanma ile sona erdiğinin öğrenildiği bu olay nedeniyle davacının aile birliği içinde yaşama şartını kaybettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Kırgızistan uyruklu davacı tarafından, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 10. maddesi ile 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 10/09/2013 tarih ve 86830 sayılı işlemi ile 07/04/2015 tarih ve 32570 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5901 Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması” başlıklı 16. maddesinde, “Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.” hükmü yer almaktadır.
06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması ve müracaat makamlarınca başvurunun işleme alınmasında uygulanacak esaslar” başlıklı 25. maddesinde, “…(2) Başvuruda bulunan yabancı hakkında müracaat makamlarınca araştırma yapılır. Araştırma sonucunda yabancının;
a) Bir Türk vatandaşı ile üç yıldan beri evli olmadığı,
b) Evliliğin boşanma veya müracaat tarihinden önce ölüm gibi nedenlerle son bulduğu,
c) Herhangi bir suçtan dolayı yargılamasının devam ettiği veya hükümlü ya da tutuklu olduğu,
ç) 26 ncı madde uyarınca istenen belgeleri ibraz edemediği,
anlaşıldığı takdirde başvurusu kabul edilmez ve bu hususta ilgilisine gerekli tebligat yapılır…” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarenin, 25/08/2016 tarihli temyiz dilekçesinde davacının 02/05/2016 tarihinde Mahkemenin iptal kararından önce boşandığı ve aile birliği içinde yaşama şartını kaybettiğini iddia ettiği görülmektedir.
Türk Vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılmasında aile birliği içinde yaşama ve evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartlarının birlikte bulunmasının gerektiği kuşkusuzdur.
Bu durumda, davacının boşanıp boşanmadığının ve bu çerçevede aile birliği içinde yaşama ve evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartlarının varlığını devam ettirip ettirmediğinin araştırılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla; İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde esas yönünden oy birliği, gerekçe yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

GEREKÇE YÖNÜNDEN
(X)_KARŞI OY :

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinde, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri, başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartlarının aranacağı, 10. maddesinde ise Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği ancak anılan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı kurala bağlanmıştır.
Bu kapsamda, vatandaşlık verme hususunda devletin hükümranlık hakkı ve takdir yetkisi bulunduğu açık olup; davacının Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun, ailevi durumu ile bazı faaliyet ve eylemleri dikkate alınmak suretiyle reddi yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık; işlemi iptal eden temyize konu Mahkeme kararında ise hukuka uyarlık bulunmadığından, anılan kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemizin bozma kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.