Danıştay Kararı 10. Daire 2016/1540 E. 2020/6400 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/1540 E.  ,  2020/6400 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1540
Karar No : 2020/6400

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2015 tarih ve E:2012/5144 K:2015/4602 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkmenistan uyruklu olan ve Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla kendisine ikamet izni verilen davacı tarafından, söz konusu evliliğinin formalite olduğundan bahisle ikamet tezkeresinin iptal edilip ikamet izninin 15 gün ile sınırlandırılması yolunda tesis edilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının evliliğini Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla anlaşmalı olarak gerçekleştirdiği hususunun yapılan incelemeler ve Türk vatandaşı eşin ifadelerinden anlaşıldığı belirtilerek ikamet izninin kısaltılarak iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, davacının kurmuş olduğu aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olup davacının evlendiği tarihten sonra Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet tezkere süresinin kısaltılarak iptal edilmesine karar verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının ikamet adresinde ve muhitinde gerçekleştirilen denetimler ile yapılan mülakat sonucunda söz konusu evliliğin formalite olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacının evliliğinin 05/04/2013 tarihinde sona erdiği belirtilerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2015 tarih ve E:2012/5144 K:2015/4602 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının evliliğini Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla anlaşmalı olarak gerçekleştirdiğinin yapılan incelemeler ve Türk vatandaşı eşin ifadelerinden anlaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, yukarıda yer verilen kurallar incelendiğinde; Türk vatandaşı ile evli olan yabancılar hakkında, evliliklerinin muvazaalı olduğundan bahisle, ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesisi mümkün görülmemektedir. Bununla birlikte Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar yönünden bu işlemlerin tesis edilebileceği açıktır.
Uyuşmazlıkta; 21/10/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen ve bu evliliğine istinaden ikamet izni başvurusunda bulunan davacının, söz konusu evliliğine yönelik 26/10/2010 ve 02/11/2010 tarihlerinde yapılan tahkikatlar neticesinde düzenlenen 02/11/2010 tarihli tutanakta; davacı ile eşinin belirtikleri adreste ikamet etmedikleri, yabancının Alsancak semtinde bir evde çalıştığı, Türk vatandaşı eşin ise Manisa ilinin … ilçesinde ikamet ettiğinin tespit edildiği; davacı ile eşi ile 20/10/2012 tarihinde ayrı ayrı yapılan mülakatlar neticesinde de her iki şahsın aynı adreste ikamet ettiklerini belirtmelerine rağmen ikamet edilen ev hakkında farklı bilgiler verdikleri, evin kaç oda olduğu, duvar renkleri, evde bulunan banyo ve mutfak sayılarının farklı belirtildiği, evlilik birliği içerisinde yaşayan bir çiftin, aynı şekilde cevaplaması gereken sorulara tamamen farklı cevap verdikleri hususlarının tespit edildiği dikkate alındığında; ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacının söz konusu evliliğine istinaden ikamet izni almak için gerekli şartları taşımadığı açık olup, davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.