Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/15159 E. , 2020/4962 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15159
Karar No : 2020/4962
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşavir Yrd. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istenmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının 17/09/2008 tarihinde Türk vatandaşı … ile evlendiği, eşlerin evlilikten doğan sorumluluklarını yerine getirdikleri, birbirlerinin ailelerini tanıdıkları, bu evliliklerinden müşterek 2 çocuklarının bulunduğu, evliliğin tamamen menfaate dayalı ve vatandaşlık kazanmaya yönelik bir evlilik olmadığı, ciddi bir evliliğin bulunduğu, evlenmeden önce hakkında olumsuz kayıt ve verilen tahdidler nedeniyle Türk vatandaşlığına alınmama durumu söz konusu ise de, olaya ilişkin kayıtların Türk vatandaşı ile evliliğin yapıldığı 17/09/2008 tarihinden önceye ilişkin olması ve evlilik tarihinden itibaren de aynı yönde herhangi bir bulgunun olmaması, ön inceleme ve araştırma raporu ile mülakat formunda da evlilik birliğinin formalite olmadığının belirtilmiş bulunması karşısında; davacının evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama koşulunu taşımadığı yönündeki değerlendirmenin somut bilgi-belgeye dayanmadığı dikkate alındığında; Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının geçmişteki hukuka aykırı fiilleri ve idaredeki kayıtları karşısında sadece evlilik birliği içinde yaşıyor olmasının vatandaşlığa kabul için yeterli olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)_KARŞI OY :
Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun’da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır.
Bu durumda, vatandaşlık vermek devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun’da belirtilen şartları taşısa dahi devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir.
Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.